Fehmi Çalmuk

Savaş İlanını Kabul Eden Akşener'in Ergenekon Çıkışı

Fehmi Çalmuk

İyi Parti’nin genel başkanı siyasetin “meral Ablası” şimdi İyi orduların baş komutanı olarak  kalesine yönelik saldırıları, daha doğrusu kale içindeki komutanların aklının çelinmesi, yolunun çizilmesine karşılık  Şöyle dedi:

“Şu an itibariyle bir savaş olarak kabul ediyorum, varım buyursunlar”

Akşener, partisinin başına geleni elbette pişmiş tavuğun başına gelenler gibi açıklamasa da tarihe bir atıf yaptı:

“Biz bunu 1997’de Doğru Yol Partisi’nde yaşadık. Ben bu konuda idmanlıyım.”

Savaş ilanı kadar tarihe atıf da o kadar önemli ki? 

Kurulduğu gibi günden bu yana parti içinden olduğu kadar parti dışından bütün hücumların başlıca nedeni FETÖ’yü koruma kollama idi. İyi Parti’nin iltisaklı isimler siyaset yaptığını hatta Ümit Özdağ  Buğra Kavuncu üzerinden vurdu da vurdu. İyi Parti’nin kurulmasında Enver Altaylı’nın istihbari, Talat Altay’lının operasyonel gücünün farkında olanlar bugünü daha iyi yorumlayacaktır. 

Kurulurken  siyasete iyi geleceği belirtilen İyi Parti’nin şimdi bu dönemde “Siyasete yapacağı iyilik” tartışılmaya açıldı.

Aklımıza gelen gündemimize oturan soru şudur:

Madem İyi Parti FETÖ’nün kalkanı, koruyucusu, ikame partisiydi şimdi olan biten nedir ?

Kurulduğu günden bu yanan CHP olan direkt endirekt ilişkiler, kazanılan büyükşehirlerde aktif makamlara, yüksek  rakamlı ihalelerin  sehem ortağı olan  İyi Partili isimlerin birden bire İyi Parti safında değil de CHP safında yer almaları neyin nesidir. İşin adını açık koyalım. “Uyduruldum İmama” diyerek onun arkasında saf tutmalarının a altında anlaşılması zor, çözülmesi  zaman olan bir operasyon var.

“Hür ve müstakil seçime girme” kararı ile bütün denklemi bozmaya, arı kovanına çomak sokmaya niyetli Meral Abla’nın hazırlık çalışmaları su sözle bitti.

 “Şu an itibariyle bir savaş olarak kabul ediyorum, varım buyursunlar”

Kılıcını çekti. Çoktan çok, azdan az gidecek. 

Savaş ilan ettiği cephede kimler var: 

Ne diyor Ekrem İmamoğlu: “Eski dost düşman olmaz”

Açıktan ablam diyor ama ablasının partisini “Elma kurdu” gibi içiten içe yiyor. Bu taktik kimlerin taktiğiydi.

Mansur Yavaş yine oturduğu koltuktan etliye sütlüye karışmadan olan biteni izliyor.

Özgür Özel, karikatür gibi gülümseyip konuşarak ziyaretlerine devam ediyor.

Kimse demiyor ki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bir derdi var. Altı masanın oluşmasında da, kalkıp oturmasında da, iki belediye başkanını cumhurbaşkanı yardımcısı ikna etmesinden de, seçimden sonra “hançer” sözlerinin muhataplarının olmasında da derin olduğu kadar uluslararası bir operasyon var.

28 Şubat’ı çok yazdım. Tarihi MGK’daki tavrını yazdım. Hatta Cennetmekan Erbakan Hocam’ın “yiğit kadın” sözlerini duydum. Merhum Oğuzhan Asiltürk’ün “MHP  Erdoğan’ın sırtında kambur. O oranı yüzde 6 partinin ona faydası yok. İyi Parti’yi yanına çeksin. Biz  Meral Hanım’ın 28 Şubat döneminde nasıl yiğit davrandığının şahidiyiz” sözlerini hatırlıyorum. Bu sözler MHP  lideri Devlet Bahçeli ile  birlikte  KKTC’ne gidene kadar devam etti. Ak Parti’nin kuruluşunda “Meral Abla” heyecanını gördüm. 
Bir çok yazımda Meral Akşener’den Nurettin Veren’in iddialarına cevap vermeni istedim.

Öyle böyle Meral Akşener hala ayakta. Şimdi kendisi FETÖ unsurlarının, artıklarının işbirlikçisi ise Ekrem İmamoğlu gibi bir ekibe karşı gelmemesigerekiyor. Eğer halen ilişkileri sürüyorsa Ekrem İmamoğlu’nun  aks değiştirmesi gerekiyor.
Savaş derin İngiliz aklı ABD arasında da mı ?

Yoksa İsrail’in Gazze’ye askeri Türkiye’ye psikolojik harekatı mı başladı. Bunun başladığının işaretlerini verdim. Dini cemaatler üzerinden bir bir çatışma ortamı var. Ama siyasi  hayatımızda yerel seçime kadar derin olduğu kadar açıktan bir meydan muharebesi yaşanacak. 

Peki “Biz bunu 1997’de Doğru Yol Partisi’nde yaşadık. Ben bu konuda idmanlıyım.” Sözüne nereye koyalım.

28 Şubat  her halükarda Necmettin Erbakan’ın hükümetten indirilmesi hedefine kilitlenmişti. Başka bir değimle Türkiye islami siyaseti hareketi Erbakan’dan alıp terörist başı Fetullah Gülen’e teslim etme operasyonu gerçekleşmeliydi. Cunta, yargı, iş adamları, gazeteciler hep bir ağızdan Erbakan’ı kötülüyor, koltuktan indirilmesi için uğraş veriyordu. Refahyol’un yumuşak karnı Doğru Yol Partisi idi. 

Siyasi “Balans Ayarı” yürürlüğe girdi.

Refahyol’u kumar lobisinde toplan 78 Trilyon TL ile satın işlemi başladı. Milletvekilleri teker teker kumar masasında, sarışın koynunda, ihale borsasında, ev horantasından vuruldu. Keklik gibi avlanan kısa bir Erbakan, Refah Partisi aleyhine demeç veriyor, irtica tehdidine Tansu Çiller’in boyun eğdiğini belirtiyor, DYP’den istifa ediyordu. Vural Savaş’ın Refah Partisi’ne açtığı kapatma davası süresi hızlandırdı.

Adına şemsiye kamuoyunda bilinen adıyla “Derleme Toplama Partisi”  Demokrat Türkiye Partisi kuruldu. Belki CHPli’lerden daha laikçi bir genel başkan bulundu. Hüsamettin Cindoruk hazır kıta bekliyordu. Görev tevdi edildi.

Tansu Çiller istifaları durdurmanın bir yolunun kendisine Başbakan verilmesi halinde durdurulacağını belirterek dönüşümlü Başbakanlık modelinin bir yıl erkene çekilmesini önerdi. Erbakan Hoca bunu kabul etmek zorunda kaldı. Süleyman Demirel’in kendisine görevi vermeyeceğini söylemesine rağmen Tansu Çiller bu konu o kadar ısrar etti ki  cennetmekan Hocam bu konuyu daha sonra “Hanımefendi’ye söz verdik. Müslüman ne pahasına olursa olsun sözünü yerine getirir” demişti. İmzalar toplandı ancak Demirel görevi Tansu Çiller’e değil Mesut Yılmaz’a verdi.

Meral Akşener 2001 yılına kadar Doğruyol Partisi’ni terk etmedi. Ak Parti’ye kurucu oluyordu ki birden bire ibreyi MHP’ye kırdı.

Şimdi sözünü ettiği idmanı 28 Şubat’taki Refah Yol Hükümeti…İçinde bulunduğu Doğruyol Partisi… 

Şimdi İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Mersin, Adana gibi büyükşehirlerinde CHP’nin adayları İyi Parti’nin kurumsal desteği olmadan seçimi kazanamıyorsa bu iş Cumhur ittifakına mı yarar ?

Şimdi kimse ellerini ovuşturmasın…Çünkü İyi Parti’nin Ak Parti’de siyaset yapmış anca bu seçimde adaylık şansı verilmeyen isimlerle anlaşmış durumda. Eğer geleneksel sağın oylarını böler, Ak Parti’de adaylardan  doğan tepkiyi vakumlar partisine havale edebilirse beklenildiği gibi siyaseten “artı” CHP  safına kazılır.  Saadet Partisi’ne ikame 1 milletvekili vererek  TBMM’de grubun devam etmesini sağlayan  CHP, Saadet’in ve Gelecek’in de bu anlamda desteğini almış durumda. Hatırlarsınız  İmamoğlu’nun seçildiği ilk seçimde Saadet Partisi adayı yüz bin oy alarak büyük ölçüde Ak Parti’ye giden oyları bloke etti.  

İyi Parti’den  saydığım bir siyasetçiyi aradım. Ne oluyoruz sevgili abim dediğim de “ Yeni bir Ergenekon imtihanı bizi bekliyor. Demir dağları eriteceğiz. Öyle de böylede hayatta, ayakta kalıp savaşacağız. Siyaset çok şey gebe…Komutan zırhını giydi, kılıcını kuşandı. ” dedi. Espriyle karışık tarihi Osman Paşa marşını hatırlatınca, marşın yeni versiyonunu böyle mi okunuyor ki:

Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Meral Abla
İyi Parti’den çıkmam diyor


 

Yazarın Diğer Yazıları