Fehmi Çalmuk

Mücahid Şaşani

Fehmi Çalmuk

-Bu yazı  aynı zamanda 26 Temmuz 2022 tarihinde günlük Ekonomi  gazetesi Hürses'te "Mücahid Şaşani" başlığıyla da yayımlanmıştır-

Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde değil anlattıklarım, yazdıklarım… 

Ne diyor İsmet Özel; “ne olduysa, ben yaşarken oldu.” 
Evet ne olduysa, biz yaşarken oldu.

Bugün Mücahid Şaşani’den bahsedeceğim…

Bir zamanlar ekmeğe dürbünle bakan bir topluluk muyduk? (Hatır sayılır bir bölüm diyelim) Evet… Kıt kanaat, ama lokması, ekmek kırıntısı bile şükürle dolu…

Zenginimiz vardı. Zekat müessesesi tıkır tıkır işliyor, ihtiyaç sahibi  gözetleniyor, muhanete, namerde muhtaç olmuyordu. 

Ekonomik durumu güzelleştirip, evleri, otomobilleri yenileyip, hanımları lükse, şatafata boğup, bir de gardroplarımızı gıcırlaştırdıktan sonra zurnanın zırt dediği yere geldik. 
Şükrü unuttuk.

Aranızda  “Şükrü de kim?” diyenler mi var ?

Bizden olana  burun kıvırdığımız, bizden olup da  makama yükselene fırıldak, aşağıda kalana dangalak deme gibi bir ahlaka  büründük ki, bu ahlaksızlığı baştan ret ediyorum.

Geldiğimiz nokta Aşık Mahsuni Şerif’in “yiğit muhtaç olmuş kuru soğana”  dizelerinden daha kötüdür. 

Çünkü kurusoğanın kilosu 10 TL…

Hani babalarımızın, dedelerimizin yer sofrasında sumsuğunu başına indirip feleğini şaşırttığı kurusoğan var ya ondan bahsediyorum. 


Hani “seni seviyoruz uzun adam” dedikleri Recep Tayyip Erdoğan’ı geçen yerel seçimlerde patates ile birlikte kılavuz yapıp sandığa gömdükleri, kurusoğandan bahsediyorum.

Hey babam hey… Vay babam vay…

Sultanım Necmettin Erbakan Hocam ne derdi ?: 

-İman varsa, imkan da var.

Dönüp bakın geçmişe… Hele Merhum Rasim Özdenören’den sonraki yalnızlığımıza…”Kahramanmaraş’ta edebiyat dergisi çıkaracağız” dediğinde  merhum  diriliş üfleyen adam Sezai Karakoç ne demişti:

 “Ama Rasim biz Müslümanız”  

O da yıllarca  kitabında, köşe yazısında, konuşmasında “Biz Müslümanız”  diye kelimeleri, kitapları gözümüze, gözümüze sokmadı mı ?

Heyhat… Akıl şey değil ki sokacaksın !

Şimdi bize  müslümanlığımızı hatırlatan, geçmişimizi anımsatan kişilerden, olaylarda fellik  fellik kaçıyor, yüz çeviriyor “adam sende” diyerek lafı dolandırıp, dansözlüğe doğru doğru kıvrım kıvrım yönelmiyor muyuz ?

‘Ankara’nın bağları da kıvrım kıvrım yollarına’  diyerek alkış tutan, türküyü  ezberleyen dillerimiz bir zamanlar “İnsan ya bu, su misali kıvrım kıvrım akarya” demiyor muydu?

Nerede kaldı Sakarya ?

Şimdi hocamızın, gönül sultanlarımızın  göz kenarlarında haritaya dönmüş kıvrımlarına “İmam üzere geçirilmiş bir hayat” diyerek gıpta ile bakarken şimdilerde hayasızlığın kıvrımlarında parmaklarımız takılı kalmıyor mu ?

vay babam Mücahid Şaşani vay…

Doğru ya hırsızlık bir yumurtadan, o…puluk bir öpücükten başlarmış…

Bir defacık diyerek kandırılmış ,dönüştürülmüş nesillerin ellerinden de dillerinden, hele hele ahlakından da  emin olmamaya başladık. Bizi kahreden durum da budur.

Eskiden iman vardı imkan oluyordu. 

Şimdi imkan var…İmanımız konusunda Rabbim’e sığınıyorum…

“Yine var aslanım” demiyorsan, diyemiyorsan söyleyeyim o zaman azizim...
Yine var Rabbim’in izniyle…

Geçen hafta beni son yıllarda 15 Temmuz gibi heyecanlandıran gururlandıran bir olay oldu. Hani Erdoğan’ın oğlu diye beğenmediğiniz Bilal Erdoğan’ın ön ayak olduğu TÜGVA var ya binlerce ilk okul çocuğunu bayram havası içinde Ayasofya’ya götürdü… Tekbir getiren nidalara kurban olurum. Kıvanç duyarım. 

Gururlandım. Eşlik ettim ağlayarak... 

-Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, Allah-u Ekber…

Ancak Hz. Ömerliğe niyetlenmiş, turist ömerliğe terfi etmiş dönmekten feleği şaşmış, istikameti bulmaya niyetli, ama  cesareti kırılmış bir camianın şimdi de yeni bir modası ortaya çıktı.

Ak Parti içinden bazıları sorumlu da olsa adları “sorunlu” ya çıkmış  zevatın açıklamaları var. Bu açıklamalar  aynı merhum Kadir Topbaş’ın, Melih Gökçek’in görevden alınmasına neden olan Erdoğan’ın diline dolanan “Metal yorgunluğu” modasına benziyor. Kimileri yeni kreasyon için siparişe hazırlanmışa benziyor. Bakalım yönetimde kimlerin başına patlayacak, kimlerin başı yenecek ?

Mehmet Elitaş: Bu sıkıntıya rağmen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tek alternatif olması, Cumhur İttifakı'nın tek güvenilir odak olması önümüzdeki süreçte sandık başına gidecek vatandaşlar sağduyusunu yapacak. Bizimle birlikte yürüyen AK Partili arkadaşlar o kadar sitem ediyorlar ki… ‘Ya niye böyle yapıyorsunuz' diye üzüntülerini ifade ediyorlar."

Şamil Tayyar: Çekirdek seçmen dışındaki belirleyici kitle, iktidara kırgın, muhalefetten umutsuz. İnsan dosta kırılır, umutsuzluk telafisi zor bir duygu. İzlenen çözüm odaklı performans, toplum/iktidar ilişkilerini yeniden onarıyor. Böyle devam edildiğinde 2023 şimdiden hayırlı olsun.

Bir açıklama daha var ki onun çıkış noktası, hedefi diğerlerinden tamamen farklı. Bu kişilerden en çok Metin Külünk’ü önemserim. Dününü, bugününü bilirim. O kaçamak güreşmiyor, yekten söylüyor. Bakın onun sözlerini nasıl tasnif ettim ?: 

ADİL DÜZEN ÇAĞRISI:  Bu düzeni baştan aşağı değiştirmek zorundayız. 

DADANMIŞ SERMAYE: 2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan ekonomide kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye'nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz.
Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor. %10'luk kesime verilen krediler %50'lik kesimin refahını artırmıyor. Dar bir elit kesim servetine servet katıyor. Unutmayın elit kesimler her devirde yolunu bulur.

ADANMIŞ KADROLAR: Ancak tabanın büyük kısmını oluşturan dar ve orta gelir grubu Türkiye’mizin Sayın CB’mızın Liderliğinde verdiği büyük mücadelenin omurgasıdır 15 Temmuz mitinglerinde bu omurga dimdik ayakta elitler ise perde arkalarında idiler.

DADANMIŞ KADROLAR:  Sokağı duymayan, sokağı görmeyen teknokrat akıl sorgulanmalıdır. Omurga ne kadar sağlam ve sağlıklıysa beden de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Omurgayı ihmal eden teknokratik aklı sorgulamak ve ülkenin kredi kaynaklarını dar ve orta gelir grubuna kanalize edecek düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz."

Geldiğimiz nokta; “o bize bakmıyor” diyerek Recep Tayyip Erdoğan’ın derin yalnızlığında bırakarak uzağında durmak mı yoksa yanında durmak mıdır? Bu tercihin zaman kaybedilmeden yapılması gerekmektedir. 

O’na sahip çıkarken adanmış kadrolara mı, yoksa dadanmış sermaye ile dadanmış kadrolara mı sahip çıkma durumunda olduğumuzun sorgulanmasıdır ?

Görünürde Cumhurbaşkanı, Ak Parti genel başkanı, Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 2023 öncesi Türkiye’nin ete kemiğe büründüğü bir noktada  Erdoğan, sadece  Erdoğan değil midir?

Elbette değildir. Derin millet aklı, bugün Büyük Türk Milleti’nin bir duruşu, yedi düvele meydan okuyup bir Osmanlı şamarı atma iradesi fiiliyatı varsa sağını solunu oynatmadan açıktan nerede durduğunuzu söylemenin vakti değil midir?

Elbette bu milletin Er-doğan’ı bitmez. Tükenmez…

Mücahid Şaşani olmanın Müslümana da Türkiye’ye de bir faydası yok.

 

Yazarın Diğer Yazıları