Fehmi Çalmuk

Milli Görüş'ün Helvası

Fehmi Çalmuk

Siyasette gitmelere, küsmelere alışık mıyız biz? Üniversiteden okul arkadaşı merhum  cennetmekan Erbakan ve merhum Demirel…Konuşuyor, tartışıyor, küsüp gidiyorlar.  Recai Kutan Karanfil sokakta bulunun  evinden iki  arkadaşını ağırlıyor.  Sofra hazır. Birbirinin arkasına geliyor. Demirel “Recai ben biraz  uyuyayım” diyerek bir divana yatıyor. Necmettin  Erbakan’da  namazını kılıp bir divana  kıvrılıveriyor. Uyanıyorlar. Sofraya oturup yemeklerini yiyor, kahve içtikten sonra sohbeti çayla sürdürüyorlar. Milliyetçi cephe kuruluveriyor.

Yer Saadet Partisi genel merkezi… Saadet derken cennetmekan Necmettin Erbakan’ın 5’inci partisi… şimdilik laikliğe karşı eylemlerden dolayı kapatılmayan, kapatılmak  için adım bile atılmayan tek parti. Adını Hz. Muhammed Efendimize atfen “asrı saadetten” alıyor. Yiğidin düşüp kalktından sonra liderlik sancağını taşırken vefat ettiği partinin adıdır Saadet Partisi…

Esasen her şey Numan Kurtulmuş’un genele başkan olmasıyla başladı. Bir başkası olmaktan yorulur kalbim diyerek Saadet Partisi başka kulvarlara kulaç atmaya, kendisini var eden “nizamı alem” davasından inadına inadına batıya yöneldiği bir dönem. Sonra  Mustafa Kamalak geldi. Emperyalistlerin  işgal girişimini mazur görecek kadar,  eklemlenmiş kadroları meşru ve İslami görecek kadar bakan, bakarken de görmeyen, duyarken işitmeyen bir ruh haliyle başkanlık yaptı.  

Erbakan’ın emanetini kartal gibi davranarak korudu Oğuzhan Asiltürk… Ancak ömrü vefa etmedi. Son vasiyeti neydi bilir misiniz ? Temel Bey de bu vasiyeti bilir de bilmesine karşın yeminli bir şekilde davranır.

Davrandı da…

Milli görüş davasına İnat bu davaya gönül vermişlerin İnadına inadına Rabbimizden kurtuluş reçetemizi istediğimiz Berat gecesi, “Hayat İman ve cihattır” diyerek alemlerin Sultanı Hazreti Muhammed Mustafa'nın askerleri olmaya niyetli ve yeminli Milli Görüşçülerin gözüne sokarcasına “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diyerek Arkasına da “Türkiye'ye laiktir laik kalacak” diyerek imadan öte bir suçlama, bir hesap sorma, bir dize getirme, bir boyun eğdirme sloganı attırmak da neyin nesidir? Bir o eksikti demeyin…İnşallah Kılıçdaroğlu’nun aday olma sarhoşluğundan Berat gecesi bir de Erbakan’ın ruhuna  kadeh kaldırmamışlardır.

Allah'tan korkun; “siyasetin anahtar partisiyiz” diyerek Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu öncesinde “devrimci” sonrasında “babayiğit” olarak nitelendiren ve ölesiye Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını CHP'lerden çok savunan mazlumun, mağdurun depremde yuvasını anasını babasını sevdasını evladını kaybedenlerin arkasında duramadığı kadar Bir kez bile ziyaret edemediği kadar Kılıçdaroğlu'nun arkasında duran Saadet Partisi genel başkanının fotoğrafıyla karşı karşıyayız. Kılıçdaroğlu onun için ne diyor:

“Yüreği cesaretle dolu olanın yolu hep aydınlık olur. Bu bilge, Türkiye'nin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. O hepimizin iyi tanıması gereken siyasi bir aktör ve bilgedir. Ona da selam ve saygılarımızı iletiyoruz.

Elbette siyasette belirleyici olmak, ilkelerini savundurmak büyük maharet ve başarıdır. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Milli Görüş’ün sol kanadı” olarak nitelendirecek kadar o’nu aklamaya, paklamaya hacı  amcaları, mücahideleri ikna etmek sincice bir taktik değil midir? Kemal  Kılıçdaroğlu’nun inancı, fikri, zikri ortadadır. Bir hiç makam için  fikirlerini terk etmedi. Bir adım öte gitmedi. Söylenmesi gerekiyordu söyledi, geçti.   

 “Nereden bakarsan tutarsızlık “diyor ya şair… Saadet Partisi yönetimi  işte bu halde…

Cennetmekan Erbakan; ne Milli Nizam Partisi’nin kapatılmasında, ne 12 Eylül’de, ne 28 Şubat’ta ne de trilyon davasında, partilerinin kapatılmasında kaybetmedi.  “Kader çizgisinden bir nokta” dedi olan bitenlere… Ancak cennetmekan Erbakan 6 Mart 2023 akşamı Saadet Partisi genel merkezinde kaybetti aslında…Sloganların ruhunu incittiğini düşünüyorum. Ruhunun göz yaşlarına boğulduğunu biliyorum. Rahmetli Oğuzhan Abi’nin ruh halinin düşünemiyorum.

Keşke Temel Bey, Erbakan’ın evlatlarına salladığı yumruğu, öfkesini, kinini unuttuğu 28 Şubat’ın tahkimatçılarına karşı da gösterseydi. Gösteremez…Aynı ruh köküne bağlı olanlara öfkeli, şedit, kendisine karşı olanlara merhametli oluş/duruş hangi evrilmenin sonucudur ?

Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesinde “Projesini Projelendirdiğimin Projesi”  başlıklı bir yazı yazmıştım. Okumanızı isterim. Saadet Partisi önündeki bu fotoğraf bir projenin ilerleyen adımıdır. İslami, muhafazakar, mütedeyyin kesimin ruhlarındaki işgalin  oylara sirayet etmesidir. Başkanlar Konseyi kurulmuş, sehemler dağıtılmıştır. Saadet Partisi yönetimine İslami, muhafazakar, mütedeyyin kesimi dönüştürme görevi verilmiştir.

6 siyasi parti genel başkanını Milli Görüş’ün cihana sığmayan ilkeleri etrafında teşbih gibi parti genel merkezinin önüne sıralayabilseydiniz Hürmetle genel başkanının ellerinden öperdim.

 Yazık ki yazık…

Merhum Asiltürk’ten sonra Saadet yönetiminin yalnızca raydan çıktığını değil hayra motor şerre fren olmayı, emperyalizme karşı durmayı/ koymayı, yalnız ve yalnız gündemine sahip çıkmayı unuttuğunu değil bilerek/isteyerek belki de emaneti aldıklarından intikam alarak yeni bir yola çıktığını görüyorum. Onlar yol arkadaşlarını seçmiştir.

Helvayı dağıtmalarını beklemeden, mücahitler dava taşını gediğine koyarak bayrağı düştü yerden kaldıracaklarına inanıyorum. Yoksa iktidara susamış parti tabanı, Anadolu Gençlik Derneği, Milli Görüş teşkilatı değil Saadet Partisi’nin yönetimidir.

Bir hayali, bir umudu, bir geleneği terk etmeye, tarihe gömmeye yeminli kadrolar alın teri döke döke iktidar olmaya yerine ulufe gibi makama, masaya, sıraya razı olmayı cennetmekan Erbakan’da görmedik, öğrenmedik…

Özür dilerim Hocam... Emenatine sahip çıkamadık...

 

 

  

Yazarın Diğer Yazıları