Erbakan 1969 yılından bu yana davul zurnayla siyonizmi anlatıyor, Müslüman ülkeleri uyandırmaya çalışıyordu. “Hans’ın anlayıp Hasan’ın anlamadığını” bildiği için gece gündüz demeden beş rüyasını anlattı durdu. Neydi onlar?
Erbakan’ın Beş Rüyası
Erbakan’ın beş rüyası vardı. Bunlar:
Müslüman Ülkeler Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM yerine)
Müslüman Ülkeler Savunma İşbirliği Teşkilatı (NATO yerine)
Müslüman Ülkeler Ortak Pazar Teşkilatı ve Birliği (AB yerine)
Müslüman Ülkeler Ortak Para Birimi (Euro, ABD Doları yerine)
Müslüman Ülkeler Kültür İşbirliği Teşkilatı (UNESCO yerine)
Filistin davasını İslami hareketin gündemine en esaslı şekilde taşıyan lider Erbakan’dır. Erbakan, yıllar boyunca dünyadaki tüm adaletsizlikleri esas olarak bir “Siyonist-Mason komplosu” olarak adlandırmış ve bununla mücadele etmiştir.
Yıllar sonra şimdi MHP Lideri Devlet Bahçeli çıkıp İslam ülkeleri arasında savunma ve güvenlik işbirliği örgütü kurulmasını öneriyor. Geç mi kalındı? Geç kalındı. Masonlar, siyonistler ve işbirlikçiler Erbakan’a bir rahat vermediler, ona fırsat kullandırmadılar. Şimdi “Alın irticayı başınıza çalın” deme zamanı değil mi?
Ortak Savunma Çağrısı
Milli Görüş lideri ve eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yıllar önce gündeme getirdiği “İslam ülkeleri savunma işbirliği teşkilatı” ve kamuoyunda “İslam Natosu” olarak bilinen vizyonu yeniden tartışılıyor.
Erbakan, İslam ülkelerinin Batı’nın güvenlik bloklarına bağımlı kalmasını eleştirerek, kendi savunma mekanizmasını kurması gerektiğini savunmuştu. Bu yapının sadece askeri alanla sınırlı kalmayıp siyasi ve ekonomik bağımsızlığı da güçlendireceğini dile getirmişti.
NATO’ya Alternatif Model
Ortak ordu, ortak silah sanayi ve ortak güvenlik konseyi önerileriyle dikkat çeken bu vizyon, Batı ittifaklarına karşı İslam dünyasının dayanışma içinde hareket etmesini hedefliyordu.Ortadoğu’da süregelen güvenlik krizleri ve küresel güç dengeleri, Erbakan’ın “İslam Natosu” fikrinin ne kadar ileri görüşlü olduğunu bugün yeniden gündeme taşıyor.
Erbakan’ın “İslam NATO’su” Vizyonu: Neden ve Ne Zaman?
Spot: Milli Görüş çizgisinin lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Batı merkezli güvenlik mimarisine alternatif olarak Müslüman ülkelerin ortak savunma yapısını (kamuoyunda “İslam Natosu”) ısrarla savundu. Bu fikir; dış müdahalelere, bölgesel güvensizliklere ve ekonomik-politik bağımlılığa karşı bir çıkar birlikteliği öneriydi.
1) Temel Gerekçe: Bağımsızlık, Dayanışma ve Anti-Hegemonya
Erbakan’ın savunduklarının çekirdeğinde şu üç ana motive vardı:
Bağımsızlık ve güvenlik otonomisi: Batı-NATO eksenine olan bağımlılığın, İslam coğrafyasını stratejik açıdan savunmasız bıraktığı görüşü. Bu yüzden askeri-politik bağımlılığı azaltacak bir bölgesel ittifak önerdi.
Dayanışma ve kolektif savunma: Tek tek ülkelerin ayrı ayrı dış müdahalelerle karşılaşmasının önüne geçmek; zor zamanlarda müşterek askeri-politik adımlar atılmasını sağlamak.
Ekonomik ve endüstriyel bağımsızlıkla bağlantı: Savunma sanayii, ortak pazar ve ortak para (İslam dinarı gibi fikirler) ile askeri özerklik sağlanabileceği düşüncesi — yani güvenlik ve ekonomi iç içe.
2) Hangi Dönemde ve Hangi Olaylar Sonrası Yükseldi?
Erbakan’ın “İslam NATO’su” söylemi tek bir anda doğmadı; zamanla ve belirli dış olayların etkisiyle öne çıktı:
Soğuk Savaş sonrası jeopolitik yeniden yapılanma: 1990’ların başında SSCB’nin dağılması, Körfez Savaşı’nın (1990–1991) yarattığı bölgesel kırılmalar ve Batı güçlerinin Ortadoğu’daki askeri varlığı, birçok İslamcı aktörde “başka bir güvenlik düzeni” arayışını tetikledi. Erbakan’ın NATO eleştirileri ve alternatifleri bu iklimde daha görünür oldu.
1990’ların ortası — siyasi zirve: Erbakan’ın 1996–1997 dönemindeki siyasi yükselişi ve başbakanlığı, onun bölgesel işbirliği projelerini (özellikle ekonomi odaklı D-8 girişimi) resmiyete taşımasına imkân verdi. Bu dönemde hem ekonomik hem güvenlik boyutlu fikirleri daha sık dillendirildi.
1997 sonrası miras: Erbakan’ın ekonomik işbirliği projesi D-8 (Developing-8) 1997’de kuruldu; bu, onun ekonomik birlik düşüncesinin pratik izdüşümü olarak kabul ediliyor ve vizyonunun halen güncel bir yönünü oluşturuyor.
3) Erbakan’ın Teklif Ettiği Somut Unsurlar Nelerdi?
Erbakan’ın tartışılan fikirleri hem stratejik hem kurumsal birçok öneri içeriyordu:
Ortak savunma mekanizmaları / müşterek ordu fikri (krizlere ortak müdahale imkânı).
Ortak savunma sanayii ve teknoloji işbirliği (bağımsız silah üretimi için kapasite paylaşımı).
Daha geniş kurumlaştırma arzusu: “İslam Birleşmiş Milletleri”, İslam Ortak Pazarı, İslam Dinarı gibi ekonomik ve siyasi kurumsallaşma projeleriyle savunma işbirliği birbirini tamamlayacak şekilde tasarlanmıştı.
4) Neden “İslam Natosu” İfadesi Kullanılmaya Başladı?
Terim hem eleştirel/retorik hem de programatik anlam taşıyordu: NATO’nun bölgedeki etkisine alternatif, ama aynı zamanda NATO’nun örgütsel mantığını (kolektif savunma, ortak komuta, dayanışma) örnek alan bir model öneriliyordu. Akademik analizler, Türkiye’deki İslamcı söylemin NATO’yla kurduğu bu karmaşık ilişkiyi ve “İslam NATO’su” mottosunun bu çerçevede nasıl şekillendiğini inceliyor.
5) Eleştiriler ve Pratik Zorluklar
Erbakan’ın fikirlerinin pratikleşmesinin önünde ciddi engeller vardı: üye ülkelerin stratejik çıkar farklılıkları, iç siyasetlerindeki ideolojik ayrışmalar, güç dengeleri, jeopolitik baskılar ve Batı ile var olan güvenlik anlaşmalarının yarattığı mali-bağlayıcı yükümlülükler. Bu sebeple “İslam NATO’su” gibi geniş kapsamlı bir savunma ittifakının hızlı kurulması gerçekçi görülmedi; daha muhtemel olan ise kademeli ekonomik ve diplomatik işbirlikleri oldu.
6) Bugünkü Yansıma — Miras mı, Somut Proje mi?
Erbakan’ın en kalıcı katkılarından biri bölgesel işbirliğini kurumsallaştırmaya yönelik yaklaşımıdır; D-8 gibi girişimler onun ekonomik hedeflerinin mirası olarak gösteriliyor. “İslam Natosu” ise daha çok ideolojik ve stratejik bir vizyon olarak tartışılmaya devam ediyor. Bugün bazı siyasetçiler ve fikir akımları Erbakan’ın “bağımsız güvenlik” çağrısını zaman zaman hatırlatıyor veya benzer adımlar öneriyor.