
Elinizi Çabuk Tutalım!
Fehmi Çalmuk
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’u dinliyorum. Yeni yasama dönemine ilişkin parlamento muhabirlerini topladı.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarını tek tek anlattı. O'na göre Cumhuriyet tarihinin en zor konusu… Komisyonun 12 toplantı yaptığını ve bu toplantıların toplam 54 saat sürdüğünü, 91 adet kurum, kuruluş ve kişinin dinlendiğini belirtti. Bu sonucu, beklentilerin üzerinde bir başarı olarak yorumluyor. Diğer ülkelerin bu sürece ancak 5 ile 9 yıl arasında gelebildiğini ekledi. Gelinen noktayı, “Toplumsal rızanın artırılması” olarak tanımlayan Numan Kurtulmuş, merhum Yusuf Hayaloğlu’nun “Ah Ulan Rıza” şiirinde yazdığı gibi beklemek yerine, topyekûn bir toplumsal rıza sağlanması gerektiğini ancak “Elimizi çabuk tutalım” dediğini aktardı.
Numan Kurtulmuş, sürecin hassas dengesini şu sözlerle ifade etti:
“Bu öyle bir süreç ki iki ucunu da çok hassas bir şekilde terazinin dengede tutmanız lazım. Bir tarafta Kürtlerin haklarını ve onurlarını dikkate alacaksınız, diğer tarafta da Türkiye'nin büyük çoğunluğunu oluşturan Türklerin hassasiyetlerini ve gururunu dikkate alacaksınız. Dolayısıyla bu dengeleri gözeterek şu ana kadar getirildi. Tabii buradaki çok önemli noktalardan birisidir.”
Bu sözler içinde, “Türkiye’nin büyük çoğunluğunu oluşturan Türkler’in hassasiyet ve gururunun dikkate alınması” gerektiği yönündeki ifade, bana göre basın toplantısının en önemli cümlelerinden biriydi.
Numan Kurtulmuş, kelimeleri o kadar hassasiyetle seçiyor ki sürecin ne kadar nazik olduğunu şu metaforla da belirtiyor:
"Bu tür çatışma çözümlerinde temel hususlardan birisi pedal çevirme metaforu. Yani iki ayağın birlikte hareket etmesi. Meclis'in bunları yapması birkaç gün içinde tamamlanabilir. Ama pedalın diğer ayağının da çalışması gerekir. İmralı'dan, 'Örgütü feshediyoruz' çağrısının gelmesi, dolayısıyla o ayağının yerine getirildiğinin ortaya koyulması lazım. Yoksa sadece Meclis'te bir takım görevler verilmesi doğru olmaz kanaatindeyim. Meclis'in kurduğu Komisyonun görevi yasa çıkarmak değil.”
Bu sözler, TBMM'ye ödev ve görev vermek isteyenlere açık bir cevaptı. Numan Kurtulmuş, "Ne yaptınız ve ne yapacaksınız?" sorusuna cevap aradı.
Karşımızda dersine iyi çalışan bir siyasetçiden öte, TBMM Başkanı var. Süreci kamuoyunun önünde şeffaf bir şekilde yürütüyor. Elbette pergelin ucu millet iradesine dayanıyor ve gücünü oradan alıyor. ABD Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın 'meşruiyet' açıklaması sorulması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye'de meşruiyetin bir tane kaynağı vardır. O da millet iradesidir. Millet iradesinden başka hiçbir dış ya da iç odağın Türkiye siyasetine meşruiyet sağlaması mümkün değildir" dedi.
Komisyonun görevini de açıklayan Kurtulmuş, “Komisyon anayasa komisyonu değil, plan bütçe komisyonu değil, yasa hazırlayacak bir komisyon değil. Temel vazife sürecin başarıyla tamamlanmasını takip etmek, öncülük yapmak ve sonuçta çerçeve oluşturmak” olarak anlattı.
Komisyonun; gençlik ve kadın temsilcilerinin yanı sıra, terörle mücadele eden emekli askerlerin de dinleneceğini söyleyen Numan Kurtulmuş, terör örgütünün adım atması gerektiğinin altını çizdi. Silah bırakma sürecinin devam etmesi gerektiğini, terör örgütünün yalnızca Türkiye'de değil, bütün unsurlarıyla silah bıraktığını ve kendini feshettiği çağrısında bulunması gerektiğini açık ve net olarak ortaya koydu.
İmralı'dan 'örgütü feshediyoruz' çağrısı geldiğini hatırlatarak, "O ayağının yerine getirildiğinin ortaya koyulması lazım. Yoksa sadece Meclise bir takım görevler verilmesi doğru olmaz kanaatindeyim" dedi. Ardından, "Örgütün bütün bileşenleriyle birlikte kendini feshetmesiyle sürecin çok daha hızlı bir şekilde ilerleyeceğine inanıyorum" diye konuştu.
Gelelim terörist başı Öcalan'ın dinlenme meselesine: "Henüz bu konu komisyonun gündemine gelmedi. Gündeme gelirse karar nitelikli çoğunlukla alınacak. Komisyon buna karar verecek. Benim tek başıma vereceğim bir karar değildir" diyen Numan Kurtulmuş, terörist başının ismini bir kez bile ağzına almamasıyla, oturduğu koltuğun sorumluluğunun bilincinde olduğunu gösteren bir duruş sergiledi.
Karşımızda aldığı sorumluluğun ve oturduğu koltuğun Gazi Meclis’in başkanlığı koltuğu olduğunun farkında olan bir Numan Kurtulmuş vardı. Bu komisyon çalışması ile Numan Kurtulmuş farklılığını ortaya koyarken, mensubu olduğu Ak Parti'de bir adım öne çıktığını ilan etti. Yalnızca parti tabanına değil, geniş siyasi yelpazeyi oluşturan siyasi parti tabanlarıyla zıtlaşmayarak, makulü; onun deyimiyle **"toplumsal rıza"**yı gözeten bir üslupla konuşması, özlenen bir siyasetçi profilinin gerçekliğini gösterdi.
Basın toplantısı 45 dakika sürdü. Mesajları açık ve netti. DEM’e de cevap verdi. Komisyonu protesto eden ve komisyona giremeyen milletvekili/partilere de hem cevap hem güvence verdi.
Doğru ya, rıza almak ne kadar zor imiş... Gideceğin istikameti bilirsen, yol azığını hazır edersen bir de kendinden emin olursan hiçbir şey zor değil. Sadece zaman alır.