- Haberler
- Pol-Analiz
- Yalçın Topçu: Türkiye'nin Yüzyılı ve İslam'ın Sesi: 'Zulüm Payidar Olamayacak!'
Yalçın Topçu: Türkiye'nin Yüzyılı ve İslam'ın Sesi: 'Zulüm Payidar Olamayacak!'
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesi, Rönesans ve Reform sonrası elde ettikleri teknolojik üstünlükleri kullanarak, dünya coğrafyaları üzerinde emperyalist emellerini işgal, terör ve zulümlerle sürdürmekle suçlanıyor. Yalçın Topçu, bu '5'li çetenin' sadece insaf ve vicdanlarını değil, akıl ve mantıklarını da kaybetmiş bir şekilde hareket ederek, açıkça 3. Dünya Savaşı'nın çıkması için ellerinden geleni yaptığını iddia etti.
Yalçın Topçu'nun sert eleştirileri, uluslararası arenadaki güç dengelerini ve bazı ülkelerin politikalarını hedef alıyor. Herhavadis.com'daki yazısında Topçu, bu 5 ülkenin "dünyadan büyüğüz" aymazlığıyla, yasaları, hukuku, insan haklarını, hoşgörü, eşitlik, adalet, özgürlük gibi değerleri kendi çıkarları için kullandığını belirtiyor.
"Mezarları Olmayan Ölüler"den Soykırımcı İsrail'e: Suçlamaların Hedefindeki Ülkeler
Yalçın Topçu'nun ağır suçlamalarının hedefinde olan ilk ülke, Kızılderili soykırımını yaparak, teslim olmuş Japonya'ya 1945'te iki atom bombası atarak tüm insanlığı "Mezarları Olmayan Ölüler" ile tanıştıran ve şimdi de Siyonist İsrail'in Gazze özelinde, Filistin genelinde yıllardır yaptığı işgale ve soykırıma açıkça yandaşlık yapan ABD olarak işaret ediliyor.
İkinci ülke ise, tarihte Kafkas halklarına, Tatar, Ahıska, Kazak, Kırgız, Türkmen ve Azerbaycan Türklerine yaptığı sürgün ve soykırımlar ile bilinen, bugünde yasaları çiğneyerek, kadim Tatar yurdu Özerk Kırım başta olmak üzere Ukrayna topraklarındaki işgalini devam ettiren Rusya olarak algılanıyor.
Üçüncü olanın da Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaptığı insan hakları ihlallerini dünyaya aldırmadan halen sürdüren Çin olduğu iması yapılıyor.
Kalan diğer iki daimi üye ise; Afrika, Ortadoğu, Hindistan, Arakan, Balkanlar başta olmak üzere yetişebildikleri her yerde yapılan işgal, soykırım ve zulümlerin içinde ve yanında olup diğer üçü ile "yarışmakla" itham ediliyor. Bu ülkeler ise Birleşik Krallık ve Fransa olarak yorumlanıyor.
İsyan Eden Halklar ve Aaron Bushnell'in "İnsanlık İmzası"
Topçu, bu ülkelerin yöneticilerinin, Siyonist, Paganist ve Ateist ülke yöneticileri ile birlikte işledikleri insanlık suçlarına karşı artık tahammül edemeyip isyan eden kendi halklarının da diğer ülkelerden yükselen insani seslere ve itirazlara yapılan her türlü baskıya ve yasaklara rağmen destek olduğunu dile getiriyor.
Asla unutulmayacak olanın ise; Soykırımcı Siyonist İsrail ve yandaşları tarafından Gazze'de yapılan soykırımı protesto etmek için kendisini yakan muvazzaf asker Aaron Bushnell’in, İnsanlık Suçu işleyen bu şer ittifakın alnının ortasına asil kanı ile attığı kıyamete kadar silinmeyecek 'İnsanlık İmzası' olduğunu vurguladı.
"İslamsızlaştırma ve İnsansızlaştırma" Hedefi: "Çayın Taşıyla Çayın Kuşunu Vurmak"
Yalçın Topçu'ya göre, Müslümanların ve tüm mazlumların kimsesi olan Türk Milleti'nin tarih sahnesinden çekildikten sonra bu küresel emperyal ülkelerin yöneticileri, özellikle "gönül coğrafyalarımızda", yerli piyonları ve "mankurtları" marifetiyle, "dindar görünümlü yıkıcı, seküler, materyalist ve marksist, etnik ırkçı bölücü terör örgütleriyle" bölgemizi hedef aldı.
Bu hedef çerçevesinde, önce 'İslamsızlaştırma!', sonra 'İnsansızlaştırma!' planları doğrultusunda, “Çayın taşıyla çayın kuşunu vurdurtmaya” başladıkları iddia edildi.
Türkiye'nin Yüzyılı ve İslam'ın Sesi: "Zulüm Payidar Olamayacak!"
Yalçın Topçu, yangın yerine çevrilen bölgenin ve dünyanın merkezi olan Türkiye'nin evlatlarına çağrıda bulunarak, her türlü ihtilafı, ayrılığı, çekişmeyi bir kenara bırakıp, dedelerimizin Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da yaptığı gibi bir ve beraber olmaları halinde zulmün payidar olamayacağını, zalimlerin emellerine ulaşamayacağını belirtti.
Topçu, küresel şer ittifaklar ve akıl hocaları istemeseler de Cenab-ı Hak'ın nurunu tamamlayacağını ve “Çayın taşıyla çayın kuşunu vurma” planlarının onların kanlı ellerinde patlayacağını, yine zelil ve rezil olacaklarını ifade etti. Yalçın Topçu, önümüzdeki yüzyılın “Türkiye’nin Yüzyılı” olacağına ve bu yüzyılda da en gür sesin “İslamın Sesi” olacağına inandığını dile getirdi.