• Haberler
  • Polemik
  • Yabancıya Yelken Açan CHP, Baykal'ın Milli Çizgisine mi Dönüyor?

Yabancıya Yelken Açan CHP, Baykal'ın Milli Çizgisine mi Dönüyor?

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İsrail'e yönelik sert meydan okuması, parti içindeki ideolojik yönelim tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Kılıçdaroğlu'nun 'Suriye'de ne işimiz var' diyen eski tavrını bir kenara bırakarak millî çizgiye yakınlaşması, merhum Deniz Baykal'ın Batı karşıtı duruşunu akıllara getirdi. Yeni yönetimin 'Batıcı' tavrı ise parti içindeki 'istikamet' ayrılığını gözler önüne seriyor.

Tamir Korkmaz’ın Yeni Ankara.com internet sitesinde yayımlanan "Deniz üstü köpürür!" başlıklı yazısı, CHP’deki mevcut liderlik çatışması ve partinin ideolojik yönelimi üzerine çarpıcı analizler içeriyor. Korkmaz’a göre, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Filo baskınında alıkonulan Türk milletvekilleri için İsrail’e yönelik sarf ettiği, "Eğer ayaklarına taş değerse, oraya üç milyon Mehmetçik gelir! Kıyamet kopar ama adalet yerini bulur" sözleri, eski Genel Başkan’ın politik çizgisinde önemli bir kırılmayı işaret ediyor.

Kılıçdaroğlu’nun Çizgisi: Nereden Nereye?

Korkmaz, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını, geçmişteki "Suriye’de ne işimiz var?" söylemiyle karşılaştırarak, gelinen noktanın "takdire şayan" olduğunu belirtiyor. Yazıda, bu yeni tavrın, merhum Deniz Baykal’ın ulusal çıkarları önceleyen dış politika duruşuna yakınlaştığı yorumu yapılıyor.

Deniz Baykal’ın çizgisi, özellikle kritik dış politika hamlelerinde kendini göstermişti:

  • Suriye: Baykal, 15 Şubat 2016’da "Halep, İslam kentidir. Rusya’nın ve Esad’ın himayesine teslim edilemez" diyerek Türkiye’nin Suriye’deki varlığını savunmuştu.
  • Libya: 10 Ocak 2020’de ise "Libya ile yaptığımız askeri anlaşma, çok önemli. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Daha önceden, askerimizle siyasetçilerimizle Libya’nın yanında olmalıydık" demişti. Oysa Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkereye olumsuz oy vermişti.

Baykal’ın "Rövanşı Alınan" Zaferi: 1 Mart Tezkeresi

Korkmaz, Baykal’ın siyasi kariyerindeki en belirleyici anın, 1 Mart 2003 Tezkeresi’nin TBMM’de reddedilmesindeki lokomotif rolü olduğunu vurguluyor. Bu ret kararının, ABD ve onun Türkiye’deki "komprador burjuvazi" işbirlikçileri için "telafisi mümkün olmayan" bir dönem başlattığına dikkat çekiliyor.

Baykal’ın bu kararla ilgili, "Türkiye’nin bölgede yıldızlaşmaya başlaması 1 Mart kararıyla olmuştur" sözleri hatırlatılırken, ABD’nin bu "tezkerenin rövanşını" CHP kurultayları yoluyla alamadığı, ancak FETÖ eliyle organize edilen kaset operasyonuyla aldığı öne sürülüyor.

Kaset Sonrası 13 Yıllık Sessizlik Stratejisi

Kaset operasyonu sonrası CHP Genel Başkanlığı’na gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 2010’dan 2023’e kadar 13 yıl boyunca kaset operasyonunun "derin arka planına seyahat etmek için herhangi bir çaba göstermediği" eleştirisi yapılıyor.

Korkmaz, Deniz Baykal’ın 2014’teki bir sohbetlerinde kendisine, "Kemal, beni partide tecrit etti!" dediğini aktararak, Baykal’ın parti içinde nasıl bir muamele gördüğünü gözler önüne seriyor.

Men Dakka Dukka: Şaibeli Kurultay ve Mutlak Butlan İddiası

Yazıda, 5 Kasım 2023'teki kurultayda Kılıçdaroğlu'nun "ihanet" olarak nitelendirdiği bir darbeyle devrilmesine de dikkat çekiliyor. Ekrem İmamoğlu'nun desteğiyle Özgür Özel'in Genel Başkan seçilmesini, "Men Dakka Dukka" (Eden bulur) ilkesine bağlanıyor.

Ancak asıl kritik tarih, 24 Ekim 2025 olarak gösteriliyor. Kurultayın "Şaibeli" olduğu iddiaları nedeniyle bu tarihte CHP’nin geleceği için mahkemenin "Mutlak Butlan" kararı verebileceği görüşü ağırlık kazanıyor. Bu yönde bir kararın çıkması halinde Kılıçdaroğlu’nun partisinin başına döneceği ve şimdiye kadar uyguladığı "sessizlik" stratejisinin, bu kararı öngördüğü şeklinde yorumlandığı belirtiliyor.

Özel-İmamoğlu Tandeminde Batıcı İstikamet

Korkmaz, CHP’nin mevcut yönetimini, rahmetli Deniz Baykal’ın "yerli ve milli" çizgisinden uzaklaşmakla eleştiriyor. Ekrem İmamoğlu’nun Batılı devletlerden destek talep etmesi ve Özgür Özel’in Avrupa Birliği’ne selam çakması, bu "Batıcı tavrın" en belirgin göstergeleri olarak sunuluyor.

Yazı, Kılıçdaroğlu’nun 13 yıl boyunca başta ABD olmak üzere Batı Cephesi’ne yelken açtığını ve hatta ABD eski Başkanı Joe Biden’dan "Türkiye’deki demokrasiye el atmasını" istediğini hatırlatıyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki "3 milyon Mehmetçik" çıkışı, yazarın gözünde, "13 yıllık yanlışının muhasebesini yapmış olabileceği" ihtimalini güçlendiriyor.

Bakmadan Geçme

Politik Adam - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!