Türkiye Ortadoğu'da Yeni Paradigmanın Öncüsü Olur Mu?

Ekonomi Muhabirleri Derneği Genel Başkanı Turgay Türker, ortadoğu'daki yeni paradigmayı, Türkiye'nin rolünü, genel yayın yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'un sunduğu Politik Adam programında anlattı

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Türkiye Ortadoğu'da Yeni Paradigmanın Öncüsü Olur Mu?

 

ESNAFHABERTV.COM:   Değerli izleyiciler ben Fehmi Çalmuk, Türkiye’nin İslam Ülkeleriyle Yakınlaşması ana başlığıyla biraz önce Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Doğan Bekin’i konuk etmiştik.  Şimdi bu politikaların ekonomik yansımasının olup olmayacağını Türkiye’de çok deneyimli bir gazeteci, yazar, Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Sayın Turgay Türker ile konuşacağız. Turgay Bey hoş geldiniz, hayırlı bayramlar.

Turgay Türker: Hoş bulduk Sayın Çalmuk, iyi bayramlar diliyorum bende hem size hem de sevgili izleyicilerimize.

TÜRKİYE ARTIK YENİ POLİTİKASINI, YENİ KULVARINI KÖRFEZ’E VE ORTA DOĞU’YA ÇEVİRMEK ZORUNDAYDI

ESNAFHABERTV.COM:   Değerli izleyiciler belki önsezi diyelim ama yılların tecrübesi, deneyimi, olayları analiz etme kabiliyeti diyelim, Turgay Türker Beyin Hürses gazetesinde, benim de köşe yazarı olduğum Hürses gazetesinde, bir yazısı çıktı. Yazısı Türkiye’deki dönemle ilgili süreci, analitik eden çok önemli bir yazıydı. Zaten Cumhurbaşkanımızın Suudi Arabistan ziyareti ile ilgili yaptığı açıklama, Külliyeden yapılan açıklama neredeyse Turgay Türker Beyin o yazısının analizlerini taşıyordu. Şimdi Turgay Bey, Orta Doğu’da yeni bir paradigma var diyorsunuz ve size göre bu Orta Doğu’daki paradigmanın mahiyeti nedir?

Turgay Türker: Sayın Çalmuk, çok çok teşekkür ediyorum bu vesile ile bende hem sizin nezdinizde hem de sayın izleyicilerimizin mübarek ramazan bayramını kutluyorum. Şimdi tabi paradigma deyince Türkiye, Orta Doğu’da yaşanan son bir dizi olumsuz gelişmelerden sonra, öyle diyelim, bazı politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini hep birlikte yaşadık tanık olduk. Bunu niçin söylüyorum, bu paradigma değişikliği, Türkiye’nin içinde bulunduğu, özellikle de Rusya- Ukrayna savaşından sonra bazı değişimlere hep beraber tanık olduk. Bu sadece bölgesel değil dünyanın da değişimine tanık olduk. Bu paradigmanın değişimini ben şuna bağlıyorum. Yani yaklaşık olarak 30 yıldır Ankara gazetecisi olarak söylüyorum, bunun en önemli unsurlarından birisi takdir edersiniz Orta Doğuyu ev Orta Doğu ile birlikte Körfez ve Afrika ülkelerini de takip eden bir gazeteci olarak bunları ifade ediyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu özellikle yeni dönem bizlere artık yeni bir yol haritası, yeni bir söylem, yeni bir gelişim ortaya getirmeyi elzem kıldı. Bu ne demek, artık politik söylemlerimizi yeni ülkemizin gelişimine ve dünyanın değişimine ayak uydurması gerektiğinin bir göstergesidir. Bunu niye paylaşıyorum, aslında Türkiye’nin açılımını uzun zamandır aslında Biden’ın ABD Başkanı olarak göreve gelmesiyle birlikte Türkiye’nin Orta Doğu’daki değişimine bir söylem, bir açılım, bir değişim noktasında olduğunu ifade ediyorduk, söylüyorduk zaten bunu da getirdi. Neydi bu, Türkiye artık yeni politikasını, yeni kulvarını Körfez’e ve Orta Doğu’ya çevirmek zorundaydı çünkü uzun zamandan beridir Afrika’ya ciddi bir yaklaşım sergiliyordu Türkiye ama bunu tek başına yapması mümkün değildi. Şunu ifade ederek paylaşıyorum, Türkiye Afrika’daki açılımının arkasına Körfez’in ve tabiri caizse Arapların ifade ettiği gibi Orta Doğuyu getirerek bir güçlü devletler birliğini getirmeye yönelik bir noktaydı. Türkiye one minute ile beraber ki biliyorsunuz İsrail’le beraber Şimon Peres’in döneminde Davos’ta cereyan eden olayın durumundan şimdi İsrail’le ilişkilerin gelişimine yaklaşım gösteren bir yaklaşıma gelmişti. Bunu dillendirmesi bize ne getirdi Sayın Çalmuk, Suudi Arabistan ve Mısır’la ilişkilerin güçlendirilmesi.

TÜRKİYE HEM AKDENİZ’DE HEM KÖRFEZ’DE VE HEM AFRİKA’DA EĞER GÜÇLÜ BİR BİRLİKTELİK, GÜÇLÜ BİR İLİŞKİ KURACAKSA BUNUN EN ÖNEMLİ ETKENLERİ İKİ SÜNNİ BİRLEŞİK OLAN SUUDİ ARABİSTAN VE MISIR’LA BUNU HAYATA GEÇİRMESİ GEREKTİĞİ.

ESNAFHABERTV.COM:   Oraya geleceğim de bu İsrail’le ilişkilerin yakınlaşması Mayıs’ta Sayın Cumhurbaşkanı Tel Aviv’e gidiyor. Şimdi biz her yol Paris’e çıkar gibi bir deyim söylemek istemem ama Orta Doğu’da ne ilişki ağı kurarsanız kurun, Doğu Akdeniz stratejisinde de İsrail’e yansıyan bir pozisyon var. Türkiye artık buradaki sürecini, yeni paradigmayı kazan kazan formülüne göre uygulamak zorunda yani diplomasinin gereğini yapmak zorunda. 

Turgay Türker: Çok doğru bir ifadede bulundunuz. Şu demektir yani diplomaside zaten kişisel çıkar yoktur, ülkelerin çıkarları vardır. Bununla ne demek ifade ediyoruz. Aslında vurguladığınız çok önemli bir nokta vardı, Mavi Vatan yaklaşımını Türkiye uzun zamandır dillendiriyordu. Ama Mavi Vatan’ı biz kiminle yaşamak zorundayız, en önemli güç birliği İsrail’dir. Kim ne derse desin çünkü Akdeniz’in etkisel boyutu, güç birliği İsrail’dir. Bunu siz ortaya koyduğunuzda gerisini getirebilirsiniz. Ama bizim İsrail’le olan, buna belki biraz derin dondurucuda bekletilmiş ilişkilerin tekrardan ısıtılması olarak koyabiliriz veya biraz soğutulmaya konulmuş olarak görebiliriz. Mavi Vatan kime kaldı, İsrail Yunanistan ilişkilerine ama bunu arkada kim birleştirdi Mısır, şimdi Türkiye’nin Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan ile birlikteki yeni Orta Doğu’nun paradigmalarındaki ifadelerini dile getirirken şunu ifade etmeye çalıştım. Türkiye hem Akdeniz’de hem Körfez’de ve hem Afrika’da eğer güçlü bir birliktelik, güçlü bir ilişki kuracaksa bunun en önemli etkenleri iki Sünni birleşik olan Suudi 
Arabistan ve Mısır’la bunu hayata geçirmesi gerektiği.

3 DEVLETİN TEMEL VURGUSU İSLAMİ DEĞERLERDE AYNI PARADİGMA İÇERİSİNDE 

ESNAFHABERTV.COM:   Şimdi yazınızda bu Sünni devlet yapısını belirtiyorsunuz, şöyle diyorsunuz, Sünni duruş veya Sünni devlet vurgusu hani bu kadar deneyiminizden istifade ederek burada izleyicilere yansıtmak için söylüyorum, izleyicilerimiz bu Sünni devlet duruşu ifadesinden ne anlamalı?

Turgay Türker: Şimdi şöyle bir şey, Sünni ile yaklaşımda neyi ifade ediyoruz. Düşüncesel tavırlar, düşüncesel tavırlardaki temel derinlik nedir burada, 3 devletin temel vurgusu İslami değerlerde aynı paradigma içerisinde yaklaşımsal olarak şunu ifade ediyor. 1-Biz aynı dine, aynı Allah’a ve aynı kitaba ve aynı peygambere inanıyoruz. Şimdi 3 temel unsuru ortaya koyduğunuzda Sünni bir inanışı beraberinde getiriyorsunuz. Bununla neyi çözüyorsunuz, yazımda derinliğinde de vurguladığım şey şu, 1- Suudi olayını çözüyorsunuz, 2- Orta Doğu’da ve Körfez’e demokrasi ve bağımsız bir yaşamı getiriyorsunuz, 3- Afrika açılımında güçlü devletler birliğini ortaya koyuyorsunuz, 4- Akdeniz’de güçlü bir devletler birliğini ortaya koyuyorsunuz. Bunu niçin ifade ediyorum onu da müsaade buyurursanız derinleştireyim size, şuanda Türkiye’nin derinliğinde temel unsurlardan birisi nedir Sayın Çalmuk, Suriye çıkmazıdır. Çünkü Hayfa limanından gelebilecek olan petrolün Akdeniz’e açılımı neresidir yani bunu biz gazeteci olarak yıllardır birlikte takip ediyoruz, hem siz hem ben hem de diğer Ankara gazetecileri olarak, Kuzey Irak’tan çıkabilecek olan petrolün Hayfa limanından Akdeniz’e açılımı, Suriye’de açılabilecek bir koridorla alakalıdır. Ne demek bu, Kürt bilgesinden gelecek olan petrolün aynı zamanda Suriye açıklığından gelip Akdeniz’den veya İsrail Hayfa limanından Akdeniz’e açılmasıdır.

DİPLOMASİDE, 10 YIL SONRASINDAN OKUMAK ZORUNDASINIZ

ESNAFHABERTV.COM:   Veya Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu güvenlik koridorundan geçirerek yapacaklar.

Turgay Türker: Veya bu da söz konusu olabilir ama şu anda hem Türkiye hem Suudi Arabistan hem Mısır hem İsrail bunun neresinde çünkü bütün dengeleri altüst eden hangi gelişme oldu, Rusya ve Ukrayna. Çünkü bu savaş bize neyi ortaya koydu Sayın Çalmuk, bize artık her şeyin eskisi gibi olmayacağını ortaya koydu. Söylemlerimiz, dile getirdiğimiz politika, dile getirdiğimiz belki 10 yıl sonrası için, bakın bu çok ciddi bir şey, politikayı bugünden okuyamazsınız diplomaside, 10 yıl sonrasından okumak zorundasınız. 10 yıl sonrasını okumaktaki temel kastım nedir. 1-düne kadar ne vardı dünyada, soğuk savaş vardı, ne oldu, duvarların yıkılması ve bununla beraber siyasi söylemlerin değişmesi bize neyi getirdi, yeni söylemleri geliştirdi. Eğer soğuk savaş bittiyse o zaman yeni paradigma ne olacak, yeni söylemler nasıl gelişecek ve bundan sonra dünya 10-15 ya da 20 yıl sonrası neyi konuşacak, aslında bizim temel düşünmemiz gereken şey bu.

ESNAFHABERTV.COM:   Şimdi şu başlığı kapatalım, eğer Sünni devlet yapısı bu ülkeleri, Türkiye, Suudi Arabistan arasına alabilirse Mısır ve zatıalinizin de ifadesiyle Suriye’nin de bu yapının içine dahil olması ister istemez karşılarında İran’ın etki alanını zayıflatmak gibi bir pozisyon mu oluşturuyor?

Turgay Türker: Şimdi şöyle, İran’ın bölgesel gücü nereye dayanır bir kere ona bakmak lazım. Bugün Yemen’deki ve Suriye’deki gücün en temel dayanağı İran’dır. Burada İran’ın son derece faktörel bir değeri vardır.

TÜRKİYE’NİN HEM KÖRFEZ’DE HEM ORTA DOĞU’DA HEM DE AFRİKA’DA ÇOK CİDDİ BİR KARŞILIĞI VAR

ESNAFHABERTV.COM:   Yemen’de var, Suriye’de var tabii ki ikisinde de çok ciddi Şii bir nüfusta var. 
Turgay Türker: Bravo, o da çok etkin. 

ESNAFHABERTV.COM:   Yani Şii Hilali diye bir yapılanma vardı, bunu bir tehdit olarak gördü Körfez ülkeleri, buna karşı öncelik aldılar.

Turgay Türker: Şimdi bu söyleminiz çok değerli bir tespit ama bu tespiti kim bertaraf edebilir, Türkiye. Neden, Türkiye’nin hem Körfez’de hem Orta Doğu’da hem de Afrika’da çok ciddi bir karşılığı var Sayın Çalmuk. Şuna değinerek söylüyorum, eğer Türkiye rol alır ve rol biçerse ne İran’ın ne Şii’nin ne de bir başkasının gücü olabilir hatta dikkat ederseniz Sayın Cumhurbaşkanımızın Suudi Arabistan gezisinde 

BU GEZİNİN EN ÖNEMLİ, EN DERİN, EN ANLAMLI KİŞİSİ SAYIN FİDAN’DI.

ESNAFHABERTV.COM:   Umre ziyaretlerini de yaptı değerli bakanla hatta enteresan bir bakan profili de var yani Savunma Bakanı orada, İçişleri Bakanı orada, Sağlık Bakanı da orada,

Turgay Türker: Ticaret Bakanı orada, Turizm Bakanı da orada yani bir sürü isimler vardı.

ESNAFHABERTV.COM:   Ve inanılmaz bir sıcak karşılama

Turgay Türker: Bütün onlara belki gelebiliriz daha sonra ama bence orada ekranlara yansımayan çok çok değerli bir isim vardı. Mit Müsteşarı Sayın Hakan Fidan, bunu ne için ifade ediyorum, bu gezinin en önemli, en derin, en anlamlı kişisi Sayın Fidan’dı. Çünkü sayın bakanlarımız orada hiçbir görüşme yapmadı ama benim hem Suudi kaynaklarından hem de Türkiye kaynaklarından elde ettiğim tek görüş, Sayın hakan Fidan’ın yapmış olduğu resmi görüşmelerdi. Sayın Fidan iki ülkenin derinliğine ve iki ülkenin jeopolitik ve ileriye dönük açılımında son derece Sayın Cumhurbaşkanına ve gerek te Sayın Kral Selman’a ve veliaht olan Muhammed Bin Selman’a çok çok kıymetli görüşleri paylaştı. Bu şu demekti, Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’ın 3’lü eksende Orta Doğu’nun yeni dönemde yani paradigmada ne olacak, nasıl gelişecek, nereye işin gitmesi gerektiğinin bütün şifrelerinin paylaşımlarını yapan görüşmeleri oldu. Dikkat ederseniz Sayın Cumhurbaşkanının Suudi Arabistan ziyaretlerine ve sayın bakanlarımızın eşlik etmesine ilişkin herhangi bir görüşme, herhangi bir ikili anlaşma imzalanmadı. Sizde hemen hemen benden mesleki kıdemlisiniz Sayın Çalmuk, bunu sizde ifade edersiniz, sizde takdir edersiniz ki bir Cumhurbaşkanı veya Başbakan, eski sistemdekini ifade ediyorum, bir devletler ziyaretinde ifade edilen şey şudur öncesinde hangi bakanın hangi görüşmeleri yapacağı ve bu görüşmelere ilişkin mutlaka belirtilen, ifade edilen görüşmeleri ve notları vardı. Ama bu görüşmeye ve ziyarete ilişkin herhangi bir not paylaşılmadı. Ama paylaşılmayan en önemli not şuydu, bu bize tabii ki yansımaz Sayın Cumhurbaşkanına yansır ve devletimizin diğer görevlilerine yansır. 

ORTA DOĞU’DA VEYA AFRİKA’DA VEYA KÖRFEZ’DE HERHANGİ BİR YENİ POLİTİKA YENİ BİR ROL ÇİZİLECEKSE TÜRKİYE MUTLAKA OLMAK ZORUNDADIR

ESNAFHABERTV.COM:   Yani halkımızın anlayacağı deyimle yani dosta güven, düşmana korku veren bir ziyaret?

Turgay Türker: Fehmi abi çok güzel söyledin. Dosta güven, düşmana korku, o da şuydu bizler için, Türkiye bölgesel güçtür kim ne derse desin. Eğer Orta Doğu’da veya Afrika’da veya Körfez’de Herhangi bir yeni politika yeni bir rol çizilecekse Türkiye mutlaka olmak zorundadır. 

ESNAFHABERTV.COM:   Çünkü Orta Doğu’nun da, Afrika’nın da, Asya’nın da batıya uzanan yüzü Türkiye. Ama bu rolü oynarken ben sizin abinizim işte başkan benim, sizde bizim kardeşlerimizsiniz muamelesinin geçmişte dış politikada geçer akçe olmadığını gördük, bir kardeşlik hukuku var. Şimdi dost ve kardeş Suudi Arabistan peki Turgay Bey bu dönemde hani Kaşıkçı cinayetinin uluslararası boyutu var, istihbarat boyutu var yani istihbarat örgütlerinin kavgası var. Yani konuya girmek istemiyorum derin bir konu ama Türkiye’de de, uluslararası platformda da ben birilerinin Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerini zayıflatmak için, iki ülkenin ilişkilerini soğutmak için alabildiğince lobi yaptığını, algı yönetimi yaptığını düşünüyorum. 

Turgay Türker: Şöyle, sizin ifade ettikleriniz derin bir analizin kısa bir çıktısıdır. Bakın çok net ama uluslararası ilişkilerde bir şeye bakmak lazım. Kişisel çıkar mı, ülkesel çıkar mı? Bir kere şunu ifade etmem lazım Sayın Cumhurbaşkanımızın etrafını çok farklı isimlerden farklı yerlere iten farklı çıkmazları bir araya getiren söylemler ve kişiler var. Bir kere bunların Sayın Cumhurbaşkanımızı çok yanlış yönlendirdiğini ifade etmem lazım bu birinci temel unsur, ikinci unsur 

CUMHURBAŞKANIMIZ, CUMHURBAŞKANLIĞI ÖNCESİ BAŞBAKANLIK KAVRAMINA BAKTIĞIMIZDA 20 YILI GEÇEN BİR DEVLET TECRÜBESİNE SAHİP.

ESNAFHABERTV.COM:   Yani zatıaliniz takip ediyor, Orta Doğu’daki ve İslam ülkelerindeki gazeteci ve yazarlarında analizlerinden bu anlaşılıyor. Hani Cumhurbaşkanının tavrı bu ama söylemi farklı, hayırdır yani?

Turgay Türker: Bravo oraya geleceğim, şimdi Sayın Cumhurbaşkanının söylemi ve tavırlarındaki neyi bizlere gösteriyor ve neyi bizlere anlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanı her zaman İslam aleminin, İslam birliğinin ve İslam coğrafyasının bir abi değil, bir bilen, bir derinliği olan ve söylemleriyle olayı farklı evrenlere farklı yollara taşıma noktasında olan bir yaklaşım sergiliyor. Şimdi belki izleyicilerimiz bize kızabilir ama bugün Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı öncesi başbakanlık kavramına baktığımızda 20 yılı geçen bir devlet tecrübesine sahip. Şimdi bugün Orta Doğu’ya bakın, Körfez’e bakın 20 yıldır hangi Cumhurbaşkanı veya hangi lider var veya hangi kral var veya hangi emir var? Yok, bulamazsınız. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanının bu noktadaki derinliğini, bilgisini kullanmak lazım. 1- biz Orta Doğu’ya, bize İngiltere’nin veya batının dayattığı gibi onları hor görürsek, onlara bakmazdan gelirsek, onlar şudur budur dersek, ülke kaybeder. Ben bir notu paylaşmak istiyorum. Bizim 2020 yılında Suudi Arabistan’ın bize koyduğu ticaret noktasında işin durdurulması kararı var. İhracatımız 3,3 milyar,

ESNAFHABERTV.COM:   Ticaret hacmimiz düştü. 

Turgay Türker: Bravo, ithalatımız da 3 milyar dolardı. Bu ithalat ve ihracat noktasındaki hacme baktığımız zaman Türkiye 300 milyon artıdaydı. Sadece geçen yıl Suudi Arabistan istatistik kurumunun verilerine göre ticaret hacmimiz 50 milyar dolar yani ihracatımız. Kaybımız ne kadar 3 milyar 250 milyon dolar. Sayın Çalmuk, batının bir yaklaşımı var. Lütfen bunu bir yere not edin ve koyun, hem sayın izleyicilerimiz hem de bu konuda politika sergileyenlerin ifade etmesi gereken bir şeydir. Eğer biz Suudi Arabistan gibi ithalatımızı ki nesi önemli onu da söyleyeyim, 

ORTA DOĞU’NUN PARADİGMASI DEĞİŞİYOR, DEĞİŞİYORSA TÜRKİYE’NİN SÖYLEMLERİ, DURUŞU VE DURUŞUYLA BİRLİKTE BUNDAN SONRA NEREYE EVİRİLECEĞİNİ DE OKUMAMIZ LAZIM

ESNAFHABERTV.COM:   İthalatımızın ana yapısı petrol. 
Turgay Türker: Petrol ve petrol türevleri ama ihracatımız ne? Bakın, mobilya, yaş meyve sebze dediğimiz gıda, tekstil şimdi Türkiye üretirse satabilir. Üretmek şudur, istihdamdır, katma değerdir, ülkenin vergisel kazanımıdır. Peki, siz bunları yok sayacaksınız sonra birileri gelecek bunu Kaşıkçı üzerinden vurmaya çalışacak. Bakın Kaşıkçı olayında da şunu ifade etmem lazım, elbette bir meslektaşımız, elbette bu yaşananları asla kabul edemeyiz, reddediyorum çünkü bir gazeteciyi bırakın bir insanın dahi kılına zarar gelmesi biz gazetecilerin direkt olarak karşısında duracağımız bir şeydir. Ama eğer iş yargıya havale edilmişse, iş adalet noktasında karar mekanizmasındaysa ne sizin söyleyeceğiniz bir şey vardır ne benim söyleyeceğim bir şey vardır. Bizim bu saatten sonra konuşmamız gereken, ülkenin gelişimine rol model olanlar vardır. Şimdi batıda benzer olaylar yaşanmıyor mu, sürüyle yaşanır ama benim şu zaman diliminde Sayın Cumhurbaşkanının, Suudi Arabistan kralı Selman ve veliaht Muhammed Bin Selman ile buluşmasının tırnak içinde söylüyorum çok çok değerli buluyorum. Çünkü Orta Doğu’nun paradigması değişiyor, değişiyorsa Türkiye’nin söylemleri, duruşu ve duruşuyla birlikte bundan sonra nereye evirileceğini de okumamız lazım. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti ile ilgili medyadaki çoğu konuşmalara baktım, değerlendirdim. Doğrusunu söylemek gerekirse benim aklımda kalan çok çok kıymetli Çetin Çetiner’in Habertürk’deki yazısı oldu. Çünkü analizi derindi orada bir takım maddi hatalar vardı olabilir bu benim içinde geçerlidir. Bende bir gazeteciyim, her yazdığım %100 doğru değildir, her yaptığım analiz de %100 doğru değildir. Elbette maddi hatalara sahiptir her söz, her söylem her yazı. Sayın Çetiner’in de ifade ettiği gibi artık bu günden itibaren yeni bir şeyler söyleyeceksek bu hem Orta Doğu’nun hem Körfez’in hem de Afrika’nın açılımında önemli bir değerdir. Tanıtımlarınızda da onu gördüm, bizim için hac ve umre sezonu başlıyor. 

ESNAFHABERTV.COM:   Bir daha ki bölümde değerli konuyu konuşacağız. Ama sayın başkanım sizi ilgilendiren bir konu, ABD merkez bankası Fed faizi yüzde 50 puan arttırdı.

Turgay Türker: Bekliyorduk.

ESNAFHABERTV.COM:   En son 22 yıl önce 50 bazlık faiz artışına gitmişti diye bir bilgi de verelim, sizin alanınız bu, şimdi değerli başkanım anlaşılıyor ki Türkiye ile Suudi Arabistan arasında Kaşıkçı cinayetini bahane ederek ama daha önce de algı yönetimi yapılmış, itibarsızlaştırmaya ilişkin bir yapı vardı. Biz iki ülkede bunun ekonomik faturasını ödedik. Suudi Arabistan ambargo uyguladı, tedarik zincirini farklı ülkeler aldı bunu konuda çok ciddi sıkıntı çektik, bir de pandemi dönemi falan. Şimdi yeni bir sayfa açtık diplomasi alanında ama zatıaliniz yazısında şöyle bir ifadede bulunuyor, burayı çok önemsedim, diyor ki Orta Doğu’da ülkelerin rejim ve toprak bütünlüğüne ilişkin bir vurgu var. Şimdi yeni paradigmada böyle bir tehdit mi vardı da bu yeni paradigma bu tehditleri ortadan kaldıran unsurlar mı içeriyor?

Turgay Türker: Sayın Çalmuk, şöyle bakmak lazım, ben bu analizi yaparken ne Sayın Cumhurbaşkanımızın Suudi Arabistan gezisi vardı ne de Körfez’deki bundan sonraki yaklaşımlar vardı. Ama bir gazetecinin ön sezgileri vardır. Siz havayı koklarsınız, burnunuz kokuyu alır ve yazıyı yazarsınız. Bir kere bizim Körfez’de ve Orta Doğu’da Suudi Arabistan’ı yok sayarak bir hareket marjımız olamaz. Güvenliği neden hep paylaşıyorum, bizim aslında Suudi Arabistan ile gerilimimiz nerede başladı ve nasıl bu noktaya geldi. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımız yanlış yönlendirildi, yanlış bir şekilde bilgilendirildi neden, şimdi Suudi Arabistan kralı Sayın Selman, kraliyet noktasında Allah rahmet eylesin Abdullah… kendisiyle de birkaç defa röportajlarımda oldu, aynı masada bulunma fırsatına sahip oldum. Bir Türkiye hayranıydı. Çünkü annesi Türk’tü. Ondan sonra kardeşi Selman Bin Abdülaziz kral olduğunda usulen kral atandığında yerine veliaht seçer. Ve bugüne kadar ki geleneksel yaklaşımda Suudi Arabistan’da veliahtlığa genellikle kendi kardeşlerini koyarlardı. Ama kral Selman en küçük kardeşini koymadı kendi oğlu olan Muhammed Bin Selman’ı koydu. 33 yaşındaydı o zaman bugün 36 yaşında, 

CUMHURBAŞKANIMIZI BAZI İSİMLERİN YANLIŞ BİLGİLENDİRMESİ VEYA YANLIŞ SÖYLEMLERİ İKİ ÜLKE ARASINDA BİR GERİLİMİ BERABERİNDE GETİRDİ.

ESNAFHABERTV.COM:   3 yıllık dönemde uluslararası alanda da iyi bir diplomatik tecrübede kazandığını okuyorum. 

Turgay Türker: Onu da diyebiliriz ama bugüne kadar Suudi Arabistan kraliyetinde yönetime gelmiş hiçbir kralın yabancı dili yok. Eğitimine baktığınızda sadece Suudi Arabistan eğitimindeler. Sadece Selman yurtdışında eğitim görmüş, askeri tecrübelere sahip, stratejileri bilen bir isimdi. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızı bazı isimlerin yanlış bilgilendirmesi veya yanlış söylemleri iki ülke arasında bir gerilimi beraberinde getirdi. Bazen farklı sohbetlerde bunlar dillendirildi. 

ESNAFHABERTV.COM:   Bu iki taraf içinde geçerli, İslam dünyasında, Arap basınında Türkiye için çok ağır yazılar yazıldı.

Turgay Türker: O da etken, 

SAYIN SAVUNMA BAKANIMIZIN, CUMHURBAŞKANIMIZLA BİRLİKTE SUUDİ ARABİSTAN’DAKİ ZİYARETİNİN EN ÖNEMLİ ETKENLERİNDEN BİR KISMI, SİHA VE İHA’LARIN İHRACATINA YÖNELİK ORTA DOĞU’DA VE EN ÖNEMLİSİ SUUDİ ARABİSTAN’IN TALEBİNE, İHTİYACI VAR MI, YOK MU BUNLARIN 
KONUŞULMASIYDI.

ESNAFHABERTV.COM:   Hatta okudum ben, Kureyş’li müşriklere benzeten yazılar var. Şimdi şöyle bir şey, iki ülkenin bir geçmişi var ve ikincisi biz Suudi Arabistan’la Mekke Medine’den dolayı da hani oraya gönülden bir bağlantımız var, tarihsel anlamda da bir bağlantımız var. Aramızdaki bu soğukluğu aşıp kucaklaştıktan sonra geçmişe bakmayız, geçmişin üzerine bir örtü seriyoruz, taş dikiyoruz, yeni bir sayfa açıyoruz. Şimdi Türkiye’nin güçlü bir şekilde ilişkilerine devam etmesi bu ülkeler açısından, güvenlikleri açısından da dominant bir yapı oluşturuyor. Çünkü Katar’da bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri gücünün de bu konudaki anlamı da buydu özellikle SİHA konusunda, savunma sanayii konusunda. 
Turgay Türker: Doğru, şimdi tabii ki Katar’da bulunan güvenlik güçlerimizin veya Orta Doğu’da, bir kere Siha ve İha konusunda dünya şunu gördü Ukrayna’da. Bugün güçlü bir Rusya ordusu karşısında Ukrayna’nın başarısının en temel derinliği SİHA ve İHA’larımız, hem insansız hava harekatı olan güçlerin oradaki datası hem de silahlı insan havasız güçlerin oradaki eylemleri. Orta Doğu aslında uzun zamandan beridir bunu istiyordu. Sayın Savunma Bakanımızın, Cumhurbaşkanımızla birlikte Suudi Arabistan’daki ziyaretinin en önemli etkenlerinden bir kısmı, SİHA ve İHA’ların ihracatına yönelik Orta Doğu’da ve en önemlisi Suudi Arabistan’ın talebine, ihtiyacı var mı, yok mu bunların konuşulmasıydı. Buna neden Suudi Arabistan ihtiyaç sahibi olur, Yemen’den, Husiler’ den çok ciddi saldırılar yer alıyor çünkü Suudi Arabistan’ın Yemen faktöründe en önemli etkeni SİHA ve İHA’lar olacaktır. Ama buna rağmen herhangi bir teknik görüşme yapılmadı. Yani maddi bir görüşme yaşanmadı. Ama Türkiye’nin İHA ve SİHA’lar da, savunma alanında çok ciddi bir derinliği var. Artık dünyada şunun farkında, Kanada bir ara ben size bu motorları vermeyeceğim dedi. Türkiye de tamam vermeyebilirsin kendim üretirim dedi. Çünkü bu konuda yiğidi öldür ama hakkını yeme dediğim Sayın Selçuk Bayraktar var. Türkiye’ye gönülden inanmış, vatana ve millete bağlılığı asla test edilmeyecek bir insan.

TÜRKİYE’DE EKONOMİ ÖYLE BİR NOKTAYA GETİRDİ Kİ, SAVURGANLIK MAALESEF BİTTİ.

ESNAFHABERTV.COM:   Birde şöyle bir anlam var, elbette ki bir akıl bunu üretiyor ama Türkiye’de bu İHA ve SİHA’ların parçası konusunda da Türkiye’de organize sanayi, yan sanayi yani o kadar güçlü bir yapı ki hemen tedarik edip hemen malı ortaya koyabilecek bir geçmişi var. Eğer biz bunun üzerine bina edemeseydik bu konuda bir iddia sahibi olamıyorduk. 

Turgay Türker: Söyleminiz çok yerinde ama katkı sağlayayım sizlere, savunma alanında bir, ROKETSAN var, ASELSAN var, HAVELSAN var, TÜSAŞ var, bunlar zaten ihracatını yapıyor. Ama dünyada İHA ve SİHA’lar adına ne derseniz deyin, bomba yerleştirirsiniz ve arı gibi 500 tane, 1000 taneyi üretirsiniz ve gönderirseniz emin olun sizin elinizdeki Pearl Harbor ki 2. Dünya Savaşında savaşın neticesini değiştiren, o zaman Amerika kimyasal bombayı, atom bombasını Hiroşima’ya atmamış olsaydı belki bugün Amerika’yı konuşmuyor olacaktık. Yani bir atom bombası savaşın seyrini değiştirdi. Ama ben yıllar önce yabancı bir dergide bir makale okumuştum, İHA ve SİHA’lar ile siz arı gibi 1000-1500, 2000 taneyi vızır vızır attığınızda hiç kimse ona yetişemez. 

ESNAFHABERTV.COM:   Ve her savunma kalkanı da burada iş görmez halde çünkü biz bunu daha önce gördük, Suriye savaşında gördük halen Irak’ta deniyoruz. Şimdi değerli başkan, biraz önce ticaret hacmi konusundan bahsettiniz, Türkiye pandemi sonrası doların yükselişi, aşırı fiyat artışı nedeniyle bir ekonomik dalgalanmanın içine girdi. Şimdi bu yakınlaşma Türkiye ekonomisi açısından yeni bir ivme sağlayabilir mi, kazanabilir miyiz bundan bir şey?

Turgay Türker: Yani Türkiye’deki herkes gibi sizde bende, izleyicilerimizde dahil cebindeki, bunun adına 100bin lira derseniz, %70’ini kaybetti, kim ne derse desin. Şimdi devlet yetkilileri bana kızabilir, ya Turgay sen neye dayanarak bunu söylüyorsun, gayet basit, oturduğunuz evde şu anda 3bin lira kira oturuyorsanız, ben evimi değiştirmek istiyorum deseniz bugün aynı evi, aynı semtte, aynı koşullarda 9bin liraya tutacaksınız. Bu iki kat arttı demektir, indirdiğiniz zamanda 2,5 eksi demektir. Türkiye’de ekonomi öyle bir noktaya getirdi ki, savurganlık maalesef bitti. Eskiden vatandaş gidip 3-4 ekmek alırdı, 2-3 tanesini yer, gerisini atardı. Ama batı ne yapardı, dilimle hesaplardı, kaç elma yiyecek ona bakardı, ev mi, kira mı yaşamaya bakardı. Sosyal devlet kriteri nedir, vatandaşın sadece eğitim, sağlık ve güvenliğine bakardı. Bu temel 3 unsur var ise sosyal devlet kavramı vardı. Şu anda hem sizler hem ben hem vatandaşımız neye bakıyoruz, 1-Ben kiradayım, muhtemelen siz de kiradasınız, birçok izleyicimiz de kirada, şuna bakıyoruz, kiramı verebiliyor muyum, 2-Ev sahibi zamanında kirasını alabiliyor mu, 3-Bizler temel yaşamımızı idame edebiliyor muyuz, 4- Hayamızın bundan sonrasını neyin üzerine oturtacağız. 

ESNAFHABERTV.COM:   Evet, bir gelecek planlamamız, bir kariyer planlamamız bu anlamda var mı?

Turgay Türker: Şöyle, kariyer gelecek nedenli olacak. 1-Çoluk çocuğumuz için eğitimde en iyi noktaları düşünmek zorundayız. Bu devlet için de geçerlidir. Çünkü yeni ekonomi alanlarını bulmak zorundayız. Çocuklarımızı, eskiden büyüklerimiz ne derdi, evladıma ev bırakayım, arsa bırakayım, mal mülk bırakayım derdi. Şu anda mal mülk vesaireler kalmadı. Çocuklarımız için bir gelecek kaldı. Bakın az önce ifade ettiniz Fed %50 arttırdı, neden, çünkü bütün dünyada bir resesyon var ve Yastık altı yani savaş ve savaşa bağlı olan paranın ekonomiye dahil edilmesi lazım. Türkiye bunu kur koruma mevduatı ile ve altınların ekonomiye dahil edilmesiyle, birikimlerin ekonomiye dahil edilmesiyle birlikte bunları koydu. Siz ve izleyicilerimiz, ben topyekun olarak ülkenin durumunu ifade ederek söylüyorum, 

TÜRKİYE BU COĞRAFYANIN KIYMETİNİ BİLMELİ, BEN ŞİMDİ BUNU İFADE EDİYORUM, BİZ TİCARETTE, GELİŞİMDE, ÜRETİMDE BU COĞRAFYAYA SAHİP ÇIKARSAK   NEYİ KAZANIRIZ BİLİYOR MUSUNUZ; 1- ÜRETİMİ, 2- İHRACATI, 3- KATMA DEĞERİ.

ESNAFHABERTV.COM:   Şimdi dış ticaret ile ilgili izleyicilerimiz mesaj atıyor, sayın başkan mobilya dedi, tarım ürünleri dedi arkasını getirmedi yani biz şimdi bu yakınlaşmayla neye hazırlanalım, Suudi Arabistan’a neler satacağız, başkan bize bu konuda öngörü verirse diyorlar.

Turgay Türker: Estağfurullah, İzleyicilerimizin benden duymak istedikleri varsa tabi söyleyeyim. Suudi Arabistan gibi Hacın yani 5,5 milyon insanın 20 günde toplandığı bir alanda Türkiye’den mobilyasından gıdasına, kuru meyvesinden her alana bizim bir ihracat potansiyelimiz var. Sadece Suudi Arabistan ile değil bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, Allah gani gani rahmet eylesin iki insan ifade edeceğim. Bir tanesi Sayın Erbakan hocam, hakikaten benim için çok çok değerli büyük bir devlet adamıdır. Diğeri Milli Gazete’nin bir dönem Ankara temsilciliğini yaptı, Ferhat hocaydı. Ben Ferhat hoca ile birlikte Orta Doğu’yu dolaştım, o zamanda Orta Doğu’nun, Körfez’in tamamının buna D-8 dediğinde insanların anlamadığı sayın hocamın kavramını, inanılmaz bir sevgide bulunuyorlardı. 1-Türkiye’nin malları kaliteli, Türkiye’nin gıdada hilesiz olması değerli, Türkiye’nin Orta Doğu’da, Körfez’de, Afrika’daki yaklaşımı çok değerli ve çok kıymetli. Hangi alanda ne üretirseniz üretin, bakın samimiyetle söylüyorum, bugün rahmetli iki değerli dostumuzu ve bir devlet büyüğümüzü andık ve oradaki ifademiz şuydu, ben gittiğimde, biz Türkiye dediğimizde ilk duyduğumuz şey neydi biliyor musunuz, Erbakan’ın ülkesinden mi geldiniz derlerdi. Çünkü bir sevgi vardı. Sonra bunu bir sohbette hocama ifade ettiğimde çok gülmüştü ve demişti ki Türkiye bu coğrafyanın kıymetini bilmeli, ben şimdi bunu ifade ediyorum, biz ticarette, gelişimde, üretimde bu coğrafyaya sahip çıkarsak Sayın Çalmuk, neyi kazanırız biliyor musunuz, 1- Üretimi, 2- İhracatı, 3- Katma değeri. Birileri bana kızabilir, birleri diyebilir ki bu adam, Orta Doğu, Körfez, Afrika propagandası yapıyor. Hayır, malın ve ülkenin gelişimi size bir değer katacaksa bunun mecrası neresiyse oraya gideriz. İspanya, İngiltere, Almanya, Fransa kazanımı Orta Doğu, Körfez, Afrika’ysa koşa koşa giderler.
 
ESNAFHABERTV.COM:   Başkanım sizi stüdyomuzda ağırlamaya devam edeceğiz, az sonra HURSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Hac ve Umre Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Sayın Diyaeddin Şahin Bey birazdan konuğumuz olacak.
 

Bakmadan Geçme