- Haberler
- Politik Muhit
- TBMM'de Satır Gibi sözler...
TBMM'de Satır Gibi sözler...
TBMM'deki 'Terörsüz Türkiye' komisyonunda yaşanan gerginliğin temel nedeni, Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek'in PKK'ya yönelik kullandığı sert ifadeler oldu.
DEM Parti milletvekilleri, bu sözlerin "barışa ve çözüme hizmet etmeyen zehirli ve ayrıştırıcı bir dil" taşıdığını belirterek, demokratik tepki olarak komisyon toplantısını terk ettiklerini açıkladı.
Şimşek, konuşmasında PKK'yı ağır bir dille eleştirdi ve örgütün Kürt halkına büyük mağduriyetler yaşattığını savundu. Öne çıkan iddiaları şunlardı:
- "Kürtlere Kan Kusturdu": Şimşek, PKK'nın devletle çatışmakla kalmayıp, asıl olarak kendi halkından olan sivillere saldırdığını iddia etti. Örgütün Marksist ideolojiyi zorla dayattığını, kendisi gibi düşünmeyenleri sürgün veya ölümle tehdit ettiğini ve hatta her evden bir kız veya erkek çocuğunu zorla saflarına kattığını söyledi.
- İbadethanelere Saldırılar: Konuşmasında özellikle ibadethaneler ve din adamlarına yönelik saldırıların altını çizdi. Örgütün, dinin birleştirici gücünü kendi Marksist-Leninist ideolojisi önünde bir engel olarak gördüğünü ve bu nedenle camilere ve din görevlilerine saldırdığını savundu. Bu duruma kanıt olarak, 26 Haziran 1992'de Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Yolaç (Susa) köyünde meydana gelen Susa Camii Katliamı'nı örnek gösterdi.
- Kürt Sorunu ve PKK Ayrımı: Şimşek, konuşmasında "Kürt meselesi ayrı, PKK sorunu ayrıdır" şeklinde önemli bir ayrım yaptı. PKK'nın Kürt meselesinin nedeni olmadığını, aksine Kürt meselesinin varlığı nedeniyle palazlandığını belirtti. Bu nedenle, çözümün yalnızca silah bırakma ya da çatışmasızlık üzerinden değil, Kürtlerin İslami ve insani haklarının tanınmasıyla mümkün olacağını ifade etti.
DEM Partili vekillerin ortak açıklamasında ise Şimşek'in sözleri, "barış umutlarını büyütmeyen" ve "çözüm karşıtı" bir tutum olarak değerlendirildi. Açıklamada, davetlinin "Kürt halkının özgürlük ve barış mücadelesine karşı tüm nefretiyle" konuştuğu ve komisyonu "çözümün değil, çözümsüzlüğün yeri haline getirme gayreti içerisinde" olduğu vurgulandı.
Cumhuriyet Dönemi Tartışması: "Ret, İnkar ve Asimilasyon Politikaları" İddiası
Mehmet Beşir Şimşek'in konuşmasının bir diğer tartışmalı bölümü, Cumhuriyet dönemine ilişkin getirdiği eleştiriler oldu. Bu sözleri özellikle CHP ve MHP'li komisyon üyelerinin tepkisine neden oldu.
Şimşek, konuşmasında Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Kürtlere karşı izlenen politikaları şu şekilde değerlendirdi:
- Resmi İdeoloji ve Mağduriyet: Şimşek, "Cumhuriyetle beraber benimsenen resmi ideoloji ve bu doğrultudaki politikaların daha büyük sıkıntılara sebebiyet verdiğini" savundu. Ona göre, bu mağduriyetin en büyük sebebi, "Batıcılık" ve "Türkçülük" temelinde yeni bir ulus inşa etmek isteyen rejimin, Kürt kimliğini inkâr etmesi ve dillerini yasaklamasıydı. Kürt halkının Türkleştirme/asimile etme amacının "silah zoruyla, süngüyle, tehcirle, katliamlarla gerçekleştirilmeye çalışıldığını" iddia etti.
- Dindarların Çifte Mağduriyeti: Şimşek, Kürt halkının hem etnik kimliklerinden hem de dindarlıklarından dolayı zulme uğradığını savundu. Özellikle Tek Parti döneminde İslam'a karşı "savaş açıldığını" ve bu durumun Kürtler için çifte bir mağduriyet yarattığını belirtti.
Bu tarihsel eleştirilerin ardından Şimşek, Türkiye'nin geleceği için çözüm önerileri sundu. Bu öneriler arasında:
- Yeni Anayasa: "Tekçi ulus devlet anlayışından vazgeçilmesi" ve Anayasa'nın 66. maddesindeki vatandaşlık tanımının değiştirilerek, "eşit vatandaşlık" temelinde yeni bir anayasa hazırlanması.
- Kürtçe Eğitim: Kürtçenin eğitim dili olması ve diğer anadili farklı olan vatandaşların da kendi dillerinde eğitim alabilmesinin önünün açılması.
- Medreselerin İhyası: Medreselerin resmi eğitim kurumu olarak tanınması ve icazet belgelerine resmi statü verilerek denklik sağlanması.
- Siyasi Tutukluların Serbest Bırakılması: Hiçbir ayrım yapılmaksızın tüm siyasi mahkum ve tutukluların serbest bırakılması.