Siyaset Borsası İtirafı... 50 Milyon Dolar Al, Seçmeni Sat
Partisinin AK Parti tarafından desteklendiği yönündeki iddialara ateş püsküren Ağıralioğlu'nun, eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve 2023 Cumhurbaşkanı adaylarından Sinan Oğan'a yönelik sözleri, 'siyasette kavga da söylenmez' denilen sınırları zorlayarak ortalığı toz duman etti. Özellikle 'Bizim de 50 milyon dolar alıp seçmeni satacağımızı düşünüyorlar' ifadesi, siyasetin 'rayici' üzerine çirkin bir tartışma başlattı.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu'nun, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı'yı ziyareti sonrası yaptığı açıklamalar, siyasetin dibini görmüş tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
"Leke"nin Bedeli 50 Milyon Dolar mı?
Yavuz Ağıralioğlu'nun, partisinin AK Parti tarafından finanse edildiği yönündeki söylentilere verdiği yanıt, tam anlamıyla bir bomba etkisi yarattı: "Bu bize Sinan Oğan ve Meral Akşener'in bıraktığı bir leke. Onlar yüzünden herkeste bu kaygı var, haklılar. Bizim de 50 milyon dolar alıp seçmeni satacağımızı düşünüyorlar." Bu sözler, sadece Ağıralioğlu'nun sert üslubunu değil, aynı zamanda Türk siyasetinde paranın ve çıkar ilişkilerinin ne denli belirleyici bir faktör olarak algılandığını da gözler önüne serdi. Siyasetin aleni bir şekilde "satılma" ve "bedel" üzerinden tartışılması, "50 milyon doların siyasetin rayici haline geldiği" gibi ürpertici bir yorumu da beraberinde getirdi.
Ağıralioğlu, kendi siyasi geçmişini bu iddialara karşı bir kalkan olarak kullandı: "Peki şunu soruyorum: Sizce AK Parti bugüne kadar beni hiç davet etmedi mi, gittim mi? 2023'ü düşünün. Ben İYİ Parti'den niye koptum? Kılıçdaroğlu'nu aday gösterecekler diye. Peki Kılıçdaroğlu AK Parti'nin istediği aday değil miydi? AK Parti'nin adamı olsam Kılıçdaroğlu aday yapılmasın diye partiden ayrılma pahasına mücadele eder miydim? Ben AK Parti'ye yaklaşmam. Çünkü bilirim ki gölgeye sığınanın gölgesi olmaz." Bu sözler, Ağıralioğlu'nun kendi siyasi ahlak anlayışını vurgularken, aynı zamanda geçmişteki siyasi yol ayrılıklarının ardındaki derin çatışmalara da ışık tuttu.
İttifaklar Masası ve Yalnız Yürüme Stratejisi
Ağıralioğlu'nun, Zafer Partisi ve İYİ Parti ile olası işbirliği konusundaki değerlendirmeleri de dikkat çekiciydi. Ümit Özdağ ile görüştüğünü ve "Zafer Partisi ile birleşmemiz ya da seçim işbirliği yapmamız bize de onlara da bir şey kazandırmaz. Tam aksine ikimize de oy kaybettirir" dediğini aktaran Ağıralioğlu, Anahtar Parti'nin şimdilik "yalnız yürüme" stratejisini benimsediğini belirtti: "Biz önce biraz yalnız yürüyüp sonuçlarını nereye kadar çıkacağımızı görelim. İşbirliğine sonra bakarız. Şu anda anketlerde 1,5 ila 3 arasında çıkıyoruz. Bu 5'i bulursa katlanarak artabilir. Bunu görmek istiyoruz."
Bu ifadeler, Anahtar Parti'nin kendi ayakları üzerinde durarak siyaset sahnesinde kalıcı bir yer edinme arayışını ve potansiyelini test etme isteğini gösteriyor. Ancak "50 milyon dolar" tartışmasının gölgesinde, bu bağımsızlık arayışının nasıl bir karşılık bulacağı merak konusu.
Ağıralioğlu'nun DEVA ve Saadet Partisi ile ilgili sözleri ise, muhalefet içinde gelecekte olası yeni ittifakların sinyallerini verdi. Ekonomi konusunda Ali Babacan'ın görüşlerine yakın olduğunu dile getiren Ağıralioğlu, "Ben Babacan'ın bu ülkenin geleceğinde olmasını isterim ama DEVA siyaset üretemiyor" diyerek hem yakınlık hem de eleştiri içeren bir yaklaşım sergiledi.
Yavuz Ağıralıoğlu'nun bu çıkışları, Türk siyasetinde bir süredir konuşulan ancak sesli dile getirilmeyen "para karşılığı siyaset" iddialarını bir kez daha gündemin en üst sırasına taşıdı. "Siyasette kavga da söylenmez" atasözünün rafa kalktığı bu dönemde, Ağıralıoğlu'nun sözleri, Meral Akşener ve Sinan Oğan cephesinden nasıl bir yanıt alacak, siyaset kulisleri bu "toz dumanın" içinde hangi yeni tartışmalara gebe kalacak, merakla bekleniyor.
Bakmadan Geçme





