Öz Büro İş'ten Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Çağrı: 'Alo Hatları'nda Darbe Var '

Çağrı Merkezlerinde "Darbe": Sendikalı İşçiler İşten Atılıyor!

Sendika önünde gerçekleştirilen protesto gösterisinde konuşan Baki Gülbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar, İçişleri Bakanlıkları gibi kamu işyerlerine hizmet veren Pusula İletişim Şirketi'nin sendikalı üyelerini işten çıkarmasını ve engellemesini "darbe" olarak nitelendirdi. 27 Mayıs darbesinin yıl dönümüne denk gelen bu olayın "çok anlamlı" olduğunu belirten Gülbaba, o günkü darbecileri kınayarak, günümüzde sendikal haklara yapılan müdahalelerin de bir "darbe" olduğunu vurguladı.

Gülbaba, çağrı merkezi çalışanlarının 7/24 halka kesintisiz hizmet verdiğini, bilgi sağladığını ve sorunları çözdüğünü belirterek, bu emekçilerin hak arayışına girdiğinde işverenin baskısı, mobbingi ve en nihayetinde işten atmalarıyla karşılaştığını ifade etti. "Burası Türkiye Cumhuriyeti! Pusula şirketi aklını başına toplasın, burası muz cumhuriyeti değil, burası Mogadişu değil, burası Afrika değil, burası sosyal modern bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti!" sözleriyle sert tepki gösterdi.

Pusula çalışanlarının "köle, robot, iletişimin aparatı" olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu ve haysiyetli yurttaşları olduğunu vurgulayan Gülbaba, "Onlarla uzanan eli de, dili de kırmasını kesmesini çok iyi biliriz. O nedenle sabrımızı daha fazla zorlamasınlar, anayasaya ve yasaya uysunlar" dedi. Anayasa ve yasaların sendikal örgütlenme hakkını güvence altına aldığını hatırlatan Gülbaba, Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesinin örgütlenmeye engel olan işverenlere 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngördüğünü belirtti.

Pusula şirketini uyaran Gülbaba, işten atılan arkadaşlarının derhal işbaşı yaptırılmasını istedi. Aksi takdirde Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak yasal işlem başlatacaklarını ve eylemleri devreye sokacaklarını duyurdu.

600 Bin Kamu İşçisi Toplu Sözleşme Bekliyor: "Basiretsizliğin Kurbanı Edildik!"

Baki Gülbaba'nın asıl gündemi ise kamuda çalışan 600 bin işçinin aylardır beklediği 2025 yılı toplu sözleşme görüşmeleriydi. 6356 sayılı yasanın toplu sözleşmeleri kimin imzalayacağını belirlediğini, ancak konfederasyonların "Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP)" bahanesiyle süreci uzattığını belirtti.

Gülbaba, "Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen masaya oturamadık, istemedik bir şekilde önümüz kesildi. Konfederasyonların karşılıklı bahanesiyle süreci bu kadar uzatmış olmaları kurumları tasarlamış, emekçileri de zarardır, ülkeye de zarardır. Bir basiretsizliğin, bir tutarsızlığın, çok net söylüyorum akıl dışının kurbanı edildik hepimiz…" sözleriyle mevcut durumu eleştirdi.

Kamu işçilerinin ekonomik konjonktürde ciddi sıkıntı yaşadığını, ev kiralarını ödeyemeyen, çocuğunun cebine harçlık koyamayan aileler olduğunu vurgulayan Gülbaba, bu durumun sürdürülebilir ve adil olmadığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin KÇP'nin bağlayıcılığını iptal etmesine rağmen masada hiçbir şey yapılmamasını eleştiren Gülbaba, "Bunun hesabını kim verecek emekçilere, hükümetimize yazık değil mi, bu ülkenin kurumlarına yazık değil mi?" diye sordu.

Ücret Güncellemesi ve Bayram Öncesi Ödeme Talebi

Öz Büro İş Sendikası olarak aylardır ücret maddelerinin güncellenmesi çağrısı yaptıklarını yineleyen Gülbaba, ocaktan mayıs sonuna kadar enflasyonun %15'i geçtiğini, paranın alım gücünün sürekli düştüğünü ve vergi dilimlerinin %20'lere geldiğini belirtti. İşçilerin hak ettikleri ücreti alamadıklarını ve yılbaşında memurlara yapılan zammın işçilere yansımadığını hatırlattı.

Gülbaba, "İnsanca yaşam ücreti"nin ve toplu sözleşmenin ilk 6 ayında ücretlerin güncellenmesinin zorunlu olduğunu ifade etti. Kayıpların telafi edilmesi gerektiğini belirterek, bu süreçte birikmiş sendika aidatlarının farkından tüm sendikaların vazgeçmesini talep etti. Öz Büro İş Sendikası olarak kendilerinin zaten 2019'dan beri aidatları %50 oranında aldıklarını ve hamasetle değil, yürekleriyle iş yaptıklarını söyledi.

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Gülbaba, Kurban Bayramı'ndan önce toplu sözleşme görüşmelerine müdahale edilmesini ve mutlak anlamda imzalanmasını beklediklerini belirtti. Eğer toplu iş sözleşmesi yetişmezse, bütün kamu çalışanlarına bayramdan önce "alacaklı oldukları" için mahsuben bir ödeme yapılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.