• Haberler
  • Pol-Analiz
  • MİT Müsteşarlığı Kavgası Kanlı Bitti: Hedef Hablemitoğlu muydu?

MİT Müsteşarlığı Kavgası Kanlı Bitti: Hedef Hablemitoğlu muydu?

Türk siyasi tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan Necip Hablemitoğlu suikastı davasında, yaklaşık 5 yıl süren soruşturma ve kovuşturmanın ardından, Savcılık 'bomba' etkisi yaratacak bir mütalaa sundu. Başlangıçta 'para için işlenmiş adi cinayet' olarak değerlendirilen suikast, Savcı Zafer Ergün'ün esas hakkındaki mütalaasıyla tamamen yeni bir boyuta taşındı: 'Siyasi bir cinayet' ve doğrudan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile MİT Müsteşarlığı hesaplaşmasıyla ilişkilendirildi! Eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu emekli Albay Levent Göktaş ve diğer kilit isimler için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

12punta.com.tr'nin usta yazarı Müyesser Yıldır, Necip Hablemitoğlu cinayetinin sır perdesini aralıyor

"Adi Cinayet"ten "Siyasi Suikast"e: Perde Aralanıyor mu?

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son celselerinde, Savcı Ergün'ün dosyayı mütalaa için istemesi, davanın seyrini değiştireceğinin ilk sinyallerini vermişti. Ve öyle de oldu. 18 Temmuz tarihli mütalaa, iddianamenin ana kurgusunu temelden sarsarak, Necip Hablemitoğlu'nun katledilmesinin ardında çok daha derin ve karanlık bir plan olduğunu ortaya koydu.

Savcılık mütalaasında net bir dille denildi ki: "Yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda, Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesi eyleminde, adi bir cinayet sebebinin bulunmadığı, cinayeti doğuran sebeplerin maktulün hayatı, çalışmaları, düşünceleri ve siyasi görüşlerinin bir kesim tarafından rahatsız edici olarak bulunması olduğu, oluşan bu rahatsızlık sonucunda işlenen adam öldürme eyleminin ‘siyasi bir cinayet’ olarak görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır." Bu vurgu, cinayetin ardındaki "gerçek" motivasyonun, yani FETÖ'nün kamusal alandaki yükselişini tehdit eden bir ismin ortadan kaldırılması amacının net bir şekilde altını çizdi.

MİT Müsteşarlığı Kavgası Kanlı Bitti: Hedef Hablemitoğlu muydu?

Mütalaanın en çarpıcı detaylarından biri, suikastın doğrudan MİT Müsteşarlığı makamı üzerindeki hesaplaşmayla ilişkilendirilmesi oldu. Savcı, Necip Hablemitoğlu'nun cinayetinin sebebini açıklarken şu şok edici ifadeleri kullandı:

"Kamusal alandaki gücünü henüz tamamlamamış olan Fetullahçı Terör Örgütü ile açıktan uğraşan, onun illegal faaliyetlerini kamuoyu nezdinde açıklayan, örgütün bu faaliyetleri ile ilgili kitap hazırlığı içinde olan, örgütün lideri hakkında açılan kamu davasında önemli delilleri dönemin Devlet Güvenlik Mahkemelerine sunan Necip Hablemitoğlu'nun bu durumu, onu Fetullahçı Terör Örgütünün, sanıklar Mustafa Özcan, Enver Altaylı ve Aydın Köstem'in, bu kişiler ile birlikte hareket eden, legal alan dışına çıkan ve aynı tarihte maktul ile birlikte MİT Müsteşarlığı konusu için çalışmalar içerisine giren sanık Mustafa Levent Göktaş'ın hedefi haline getirmiş, onun, ölüme giden sürecini hazırlamıştır."

Bu ifadeler, cinayetin sadece ideolojik bir rahatsızlıktan değil, aynı zamanda devletin kritik bir kurumundaki (MİT) güç mücadelesinin de bir parçası olabileceğine dair ürpertici bir tablo çiziyor. Mütalaa, sanık Levent Göktaş'ın olay tarihinde kendisi gibi MİT Müsteşarı olmak isteyen Hablemitoğlu'nu tanımadığı yönündeki beyanının gerçeği yansıtmadığını da açıkça belirtti.

Şüpheli İadeler, Değişen İfade Güzergahları: Gizem Perdesi Kalkıyor mu?

Davada kilit isimlerden Nuri Gökhan Bozkır'ın Ukrayna'dan "resmi iade süreci dışında", yani bir MİT operasyonuyla Türkiye'ye getirildiği mütalaada resmen kabul edildi. Ancak Bozkır'ın Türkiye'ye getirildikten sonra verdiği ifadelerin, soruşturma ve kovuşturma sürecini "akamete uğratma çabası" olarak değerlendirilmesi, olayın karmaşık arka planını bir kez daha gözler önüne serdi.

"Tetikçi" olduğu iddia edilen Tarkan Mumcuoğlu'nun Türkiye'ye geliş şekli de mütalaada değiştirildi. İddianamede KKTC üzerinden geldiği iddia edilirken, mütalaada "sahte pasaport ile gelmiş ve geri dönmüş olabileceği" ihtimali üzerinde duruldu. Bu değişiklikler, soruşturma ve kovuşturma sürecinde delillerin nasıl detaylandırıldığını ve olay örgüsünün yeniden nasıl inşa edildiğini gösteriyor.

Ağırlaştırılmış Müebbet Talepleri ve Yalancı Tanıklık Suçlamaları

Savcı Zafer Ergün, esas hakkındaki mütalaasında, emekli Albay Levent Göktaş başta olmak üzere, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Nuri Gökhan Bozkır, Aydın Köstem ve Enver Altaylı'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Mehmet Narin'in ise örgüt üyeliğinden cezalandırılması istendi.

Ayrıca mütalaada, dava sürecinde yalancı tanıklık yaptıkları iddiasıyla Yazar Ergün Poyraz ile Mehmet Kaya Batı ve Ersan Aksoy hakkında da Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması talep edilmesi, davanın şaşırtıcı detaylarından biri oldu.

Bu mütalaa, Necip Hablemitoğlu cinayetinin "sıradan" bir olay olmadığını, aksine devletin derinliklerinde yaşanan bir hesaplaşmanın ve FETÖ'nün karanlık operasyonlarının bir parçası olduğunu çok daha güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Mahkemenin vereceği karar, Türk yargı tarihinde önemli bir yer tutacak gibi görünüyor.

Bakmadan Geçme

Politik Adam - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!