• Haberler
  • Parlamento
  • MHP'ye Video Kumpası Kuran FETÖ, 2011'de Ak Parti'yi Ele Geçirip CHP'yi İktidar Yapacaktı

MHP'ye Video Kumpası Kuran FETÖ, 2011'de Ak Parti'yi Ele Geçirip CHP'yi İktidar Yapacaktı

Moderatörlüğünü genel yayın yönetminiz Fehmi Çalmuk'un yaptığı Politik Adam programına katılan Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili, Anayasa Komisyona Başkanvekili Ali Özkaya Meclis'ten büyük tartışmalar ile geçen seçim Kanunuyla ilgili A'dan Z'ye analiz yaptı. Seçim barajı, ittifaklar, oy dağılımı ve Anayasa Mahkemesine yapılacak iptal girişimiyle ilgili görüşlerini belirten Özkaya röportajın 1. bölümü

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
MHP'ye Video Kumpası Kuran FETÖ,  2011'de Ak Parti'yi Ele Geçirip CHP'yi İktidar Yapacaktı

Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili, Anayasa Komisyona Başkanvekili Ali Özkaya seçim kanunu ile ülke barajının %7’ye indirilmesine ilişkin MHP’ye yönelik eleştirilere cevap verirken tarihi bir  provakasyonu da ortaya çıkarttı. MHP’ye yönelik kaset  sabotajı yapan FGETÖ terör örgütünün  Ak Parti’yi ele geçirerek CHP’yi iktidar yapmayı planladıklarını ile sürdü.

 

Moderatörlüğünü genel yayın yönetminiz  Fehmi Çalmuk'un yaptığı Politik Adam programına katılan Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili, Anayasa Komisyona Başkanvekili Ali Özkaya şunları söyledi:

“2011 seçimlerini hatırlayın, Fetö terör örgütü MHP’ne büyük bir kumpas kurdu. O kumpasın amacı neydi, tabi sonraki davaların birçoğunun içinde ben bulunduğum için daha iyi sonradan anlıyorsunuz ki parlamentoda bir Ak Parti, bir CHP grubu oluşturmak, başka bir grup olmasın, Ak Parti’nin içine Fetöcüleri yerleştirip milletvekili seçilsin, çok yoğun şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ferasetiyle bunlar önlenmiş. MHP baraj aşamasın kalsın, 10-25 Aralık darbesinden sonra Ak Parti’den milletvekilleri çıkartılsın ve CHP iktidara getirilsin. Bu mantığa göre dizayn edilmiş ama o gün bütün bunlara rağmen bu millet MHP’ye oy verdi ve barajı aşırdı. MHP parlamentoya girdi. 17-25 Aralık’tan sonraki o bütün kumpaslar ellerinde patladı. Bunu yaşamış, görmüş bir insan olarak bu seçimlerde de MHP şudur, budur denmesine rağmen gördük ki %10’un çok üzerinde oy alıyor.”

Ali Özkaya Meclis’ten büyük tartışmalar ile geçen seçim Kanunuyla ilgili A’dan Z’ye analiz yaptı. Röportajın birinci bölümünü yayınlıyoruz.

POLİTİK ADAM: Türkiye’nin konuştuğu çok önemli bir konu başlığını beraber konuşacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanvekili, Ak Parti Afyonkarahisar milletvekili avukat Sayın Ali Özkaya, Ali bey hoş geldiniz.
Ali Özkaya: Hoş bulduk, teşekküre ediyorum, sağ olun Fehmi bey, sizlere de ekranları başında bizi izleyenlere hayırlı ramazanlar diliyorum. 

POLİTİK ADAM: Ali bey ayağının tozuyla değerli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iftar yemeğinden geldi, bugün morali çok iyiydi. Tam da seçim kanununu konuşacağımız günün iftarında Sayın Cumhurbaşkanımız, son Macaristan’da yapılan seçimlerle Millet İttifakına yönelikte çok ilginç mesajlar verdi. Bunu da konuşacağız.
Şimdi Ali bey, seçin kanunu tartışılıyor, şimdi resmi Gazete’de de yayınlandı, milletimize hayırlı uğurlu olsun. Şimdi yıllar sonra neden yeni bir seçim kanunu diye soruyoruz?

Ali Özkaya: Niçin yeni bir seçim kanunu, seçim kanunlarımız geçmişte de yaklaşık 16 kez değişmiş. Biz bunu komisyon sırasında da bie CHP’li milletvekili arkadaşımız 40’lı civarda söyleyince, oturdum kanundaki değişiklikleri çıkarttım ve saydım, komisyonda da söyledim. 1983 yılından bugüne kadar 16 kere değişmiş, zannediyorum 7 defası bizim dönemimizde, 9 defada daha önceki dönemler ancak bu değişikliklerin bir kısmı Anayasa değişikliği olmuş. Buna zorunlu uyumların yapılması gerekmiş. Bunun dışından Mecellenin ünlü bir kuralı var. Ezmânın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz. Zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar olunamaz. Bazen şartlar gerektirir ve değiştirilir.     Bunu komisyonda da sordular. Özellikle kanun teklifi imza sahibi milletvekillerimizden Sayın Hayati Yazıcı başkanımıza sordular, niye değiştirdiniz? Maddeler belirli, en temel değişiklik nedir, 10’dan 7’ye inen seçim barajı, sonra ittifaklar ve ittifaklardaki her partinin oyunun kendisine sayılması, buna göre belirtilen hususlar. 

POLİTİK ADAM: Ama siz dediniz ki Ak Parti döneminde bir değişiklik oldu ama 83’den buyana en reel değişiklik, %10 barajıyla ilgili ilk defa yapılan bir hamle ama bu tartışmalar şöyle bir nokta, İstanbul seçimlerinde de yaşandı. Dediler ki seçimlere yönelik iktidarı vermezler korkusu var muhalefette, şimdi iktidar seçim kanunu, iktidarı vermemek için bir bahane ile seçim kanununa sarılıyor. Onun için bu seçim kanununu çıkarttı dendi.

Ali Özkaya: Şimdi bizim ülkemizde ilk defa seçime ne zaman geçildi? 1946, 46 aslında normal bir seçim diye başladı, Demokrat Parti’nin sandıklarda büyük üstünlüğü görülünce açık oy, gizli tasnife döndü ve tersine çevrildi. Sonra 1950, YSK’nın kurulması, hakim huzurunda genel, eşit, şeffaf bir oyla seçim yapıldı ve o gün 14 Mayıs 1950’de, yeter kararda sözde milletindir diyen rahmetli Menderes ve arkadaşları ezici bir üstünlükle iktidara geldi. O günden bugüne siz bana bir tek örnek gösterin, seçimi kaybettiği halde koltuktan kalkmayan kişiyi, bir tek örnek. İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi, 25 yıla yakın, 25 yıl burayı yönettik. Sayın Melih Gökçek başkanımız, İstanbul keza, kaybedildi, gitti mi, gitti. Daha önceki iktidarlar kaybetti gitti mi gitti. Hatta rahmetli Erbakan hocanın partileri kapatıldı, bir sürü baskıyla, tehditle, şantajla iktidardan düşürüldü. Yani bu ülkede seçimi kaybedip te koltukta kalan hiç kimse yok. Ak Parti, 20 yılda kaç seçime girdi, 15, hepsini kazanarak geldi. Belediyelerde kaybettiklerini de teslim etti. Dolayısıyla efendim seçimi kaybetmezse vermek istemez, şu olur bu olur, bunlar nu ülkede külliyen yalan. Türkiye gerçek bir hukuk devletidir. Eksiği vardır, hatası vardır ama Türkiye’de hakimlerin kesinleşmiş kararları son sözü söyler ve bir de millet son sözü söyler. Seçimde millet sandığa nasıl girmişse ak ve pak oyları, onun o girdiği şekilde çıkması, seçim kanunlarının en temel kuralı ve ilkesidir. İşte bugün getirilen değişiklikte bunu amaçlamaktadır. Ve bu doğrultuda yapılan önemli bir değişiklik.

MİLLETİMİZ  BİR CUMA NAMAZINA BİR DE SANDIĞA TOPLU OLARAK GİTMEYİ SEVER 

POLİTİK ADAM: Ya bu da ciddi bir algı yönetimi Türkiye’de, demokratik yol, demokratik sistem ve demokratik kültürün oluşması konusunda, zaten bizim milletimiz sandığa gitme konusunda demokratik kültüre sahip bir millet.

Ali Özkaya: Çok yüksek bir oran, dün bir arkadaşımız söyledi, çok hoşuma gitti, bu millet toplu olarak iki şeyi çok severek yapar dedi. 1- Cuma namazına gitmeyi toplu olarak çok sever bir de seçime gitmeyi çok sever. Hakikaten buna baktığınızda benim bildiğim %80 katılımın altında olan hemen hemen hiç seçimimiz yok. Yani, %80-85-90 ve üzeri katılımları olduğu seçim, dünya demokrasi tarihindeki ender katılım oranlarından birisidir. Çok önemlidir. Bu milletin kendi kaderine sahip çıkması ve iradesini net bir şekilde ortaya koymasıdır. Net bir şekilde ortaya koyan insanlar ben onlara seçimde sandık başında bulundum, sayımda bulundum, itirazda, birçok aşamalarında bulundum. Millet bir tek oyunu bile zayi etmemek için kavga yapar bazen yumruk yumruğa girer, büyük olaylar olur. Bir tek oy için saatlerce sayım durur. Oralarda herkes yatar. Bir adım geri gitmez, kıpırdamaz. Niye, oyuma sahip çıkacağım diye. Onun için, yani bu milletin oyunu alacak birisi bir başkasına götürecek, çok olağanüstü zordur. Ha, güvenlik riskinin olduğu çok dar kapsamlı alanlarda olabilir. Bunun dışında Allah’a hamdolsun ki ülkemizin bugün hiçbir yerinde güvenlik riski ile ilgili bir sıkıntı yok. 7 Haziran seçimlerinde ve ondan önceki belediye seöimlerinde,2014 belediye seçimlerinde ben Ak Parti Genel Merkezi’nin hukuk müşaviriydim. Birçok Güneydoğu’daki sandıkta gördüm. %115, %108, %120, geçerli oy HDP’ye çıkmış oy. Yani oy sayısından daha fazla sandıktan oy çıkmış. Ha bunların bir kısmı nasıl olabilir, giden sandık görevlileri olabilir, onlar sandığın altına yapılır, bazen güvenlik görevlisi ama onları çıkarıp tek tek baktık. 100 oy kullanılmışsa 100’ünde hiç yanlış yok, hiç geçersiz yok. Hiç gelmeyen yok. Bu tür olayların olduğu yerler oldu. Bunların dışında 1950’den beri Türk Demokrasisinin en önemli kazanımlarından bir tanesi şeffaf seçimlerdir, istisnaen benim bildiğim siyasi tarihimizdeki riskli, biraz riskli bir seçim, 77 seçimleri olarak okunur. Yani 2 buçuk milyon nüfusun arttığı bir yerde 4 milyon seçmen artmıştır. 77 seçimleri ile ilgili bu tür bir konuşma vardır ama onun dışında ben yaşayarak gördüğüm hiçbir seçimde böyle seçimi sakatlayacak, seçimi malul hale getirebilecek bir olayla karşılaşmadım.

POLİTİK ADAM: Şimdi zatıaliniz Anayasa Komisyonu Başkanvekili, şimdi muhalefet bunu Anayasa mahkemesine bu kanunu götüreceğini söyledi. Siz enine boyuna yani A’dan Z’ye bir Anayasa Komisyonu olarak seçim kanununu tartıştınız. Bir hukukçu gözüyle yani partiniz ve Cumhur İttifakının üyelerinin kanunu getirmesi bir tarafa, bir hukukçu gözüyle tartıştığınızda, baktığınızda bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ali Özkaya: Şimdi muhalefetin en çok itiraz ettiği hususlardan birisi, seçim hakimleri, kıdemli hakim ile ilgili mesela, 

POLİTİK ADAM: Evet, oraya geleceğiz. 
Ali Özkaya: Belki Anayasa Mahkemesine gideceğiz ya, Anayasa Mahkemesi, daha önce %10 seçim, AİHM’sine gitmiş, AHİM bunu demokrasiye aykırı bulmamış, İnsan Hakları Sözleşmesi şartlarına aykırı bulmamış ama bunu Türk Parlamentosunun değerlendirmesi gerekir demiş. Dolayısıyla 10’dan aşağı inmesi,

POLİTİK ADAM: Bir %7 gibi AİHM’sinin bir görüşü var mı?

Ali Özkaya: Hayır, böyle bir şey yok. Bu bir şehir efsanesi, şimdi bakınız TBMM Araştırma Hizmetleri başkanlığı, dünyadaki birçok ülkedeki bu çalışma, seçim barajları, oranları, sistemi hepsi teker teker, zannediyorum 94 ülkenin burada çalışması var. Dünyada 0 baraj var, 3 var, 4 var, 5 var, bölge barajı var, 7 olan yer var, yani baraj konusunda ülkelerin farklı tutumları var ama Avrupa’da genel olarak baktığımızda baraj 3 ve 5, bizde 7’ye indirdik. Neden 7, bu da tartışılabilir, şimdi bu sayısal konularda baktığınız yere göre şu olsun diyebilirsiniz. 5’de diyebilirsiniz, 3’de olabilir hatta barajda kalkabilir. İşte rüşt yaşı 18’dir, niye 17 değil, niye 20 değil, gayrı mümeyyiz yaşı 15, niye 14 değil, 16 değil, eskiden 14’dü, ceza kanunu, medeni kanun evlilik yaşını 15’e indirdi. 1926’da 15’di. 1938’de 14’e indi. Yani bu toplumların konjonktürüne, meclisin o günkü tercihine bağlı olarak belirlenir. %7 olarak Cumhur İttifakı olarak böyle belirledik, neden %7, şimdi Anayasa’nın 67.maddesi seçim kanunlarında iki unsuru arar. 1-Yönetimde istikrar, 2-Temsilde adalet, tam taban tabana zıt kavramdır. Yönetimde istikrarı nasıl sağlarsınız, çoğunlukla sağlarsınız. Temsilde adaleti nasıl sağlarsınız, mümkün olduğu kadar katılımcı bir demokrasi ile verilen oyları parlamentoya taşıdığınız müddetçe sağlarsınız. E diyebilirsiniz ki efendim %1, 1 milletvekili seçilecek, bunu söyleyeceklerde vardır. Ulusal artık oy olsun, oradan bir milletvekili gelsin. Zannediyorum 1965 seçimlerinde bu oldu. Bunu savunabilirsiniz. Fakat Türk demokrasisi ilk koalisyonu 15 Ekim 1961 silah darbesiyle, dipçikler altında yapılan seçimle CHP’yi yine iktidara getirmiş ve 6 gün sonra silahlı birlikler ile yayınlanan bir bildiri ile demokrasinin gerçek sahipleri yönetmelidir diyor. Yani 5 gün önce seçim olmuş, millet sandıktan çıkmış, belirlemiş, diyor ki CHP ve CHP zihniyeti iktidara gelmezse tekrar darbe yaparız. Bu mantık ne yapmış, İsmet İnönü’ye zorla koalisyon hükümeti kurdurmuş. 3 defa koalisyon kurulmuş. Sonra 1965 seçimleri gelmiş, Demirel iktidarı 71’de başlamış koalisyonlar, 80’e kadar rahmetli Turgut Özal gelmiş 91’e kadar, 91’den 2002’ye kadar tarihimizin en kötü, en utanılacak koalisyonlarının olduğu hele hele 55.hükümetin kuruluş beyannamesi var mecliste okuduğu hükümet programı amaçlarıyla, geliş amacıyla iktidardan düşürülmesi, yolsuzluktan düşürülen ilk hükümet olmuştur. Mesut Yılmaz’ın 55.hükümeti ve meclisin 5.partisi CHP 50 milletvekili ile parlamento başkanı seçtirmiştir. Demokrasinin belki de en utanılacak dönemini yaşadı.

AZINLIĞIN ÇOĞUNLUĞA BASKI YAPTIĞI REJİM OLAMAZ.

POLİTİK ADAM: Birde demokrasinin cilvesi gibi bakmayalım. Pazarlık rejimi değil mi demokrasi?

Ali Özkaya: Pazarlık olmaz, demokrasi milletin çoğunluğunun iktidara geldiği bir yönetim sistemidir. Azınlığın tahakküm kurduğu, azınlığın çoğunluğa baskı yaptığı rejim olamaz. Çoğulculuk önemlidir. Azda kalanın hakkını koruyacaksınız ama azınlığın tahakkümü diye bir şey olamaz. Bu o zaman çoğunluğu yok eder.

PARLAMENTODAKİ ÇOK BÜYÜK DAĞINIKLIKTA BU ÜLKEYE YÖNETME ZORLUĞU GETİRİR.

POLİTİK ADAM: Ama Türk siyaseti biraz azınlıkların, siyasi anlamda azınlıkta kalan, halktan çok az oy alan siyasi partinin yöneten elit olarak hükümranlığını ortaya koymuyor mu?

Ali Özkaya: Koymuyor, 

POLİTİK ADAM: Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini askerden sonra bir siyasi parti aldı ve her dönemde o belirleyici oldu. 367’de aynı işte
Ali Özkaya: Fehmi bey Cumhuriyeti korumak ve kollamak Türk milletine aittir. Bu millet Cumhuriyeti her devir korumuştur. Ne zaman başlamıştır, 19 Mayıs 1919’da başlamış ve Cumhuriyeti kullanarak, ondan önce 23 Nisan 1920’de esas itibariyle Türk Devletini kurmuştur. Ankara’da Meclisi seçerek milli iradeyi oluşturmuş ve parlamentoyu kurarak artık devleti kurmuştur. 23 aslında kurulmuş bir devletin şeklini açıklamadır. 24 Anayasasıyla sistemin kurulması ve sonrakiler. Şimdi bizim bu 1961 koalisyonunun döneminden 2002’ye kadar gelen süreçte yaşadığımız tecrübeler var. Bu tecrübelerde parlamentonun da yönetimde belirli bir istikrarda olması gerekir. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi yürütmede istikrarı korumuştur. İstikrarı Anayasayla sandık müşterek koruyor. Anayasa diyor ki %50+1’i alan Cumhurbaşkanı olur. Bu 5 yıl seçilir dolayısıyla gizli kapaklı koalisyon hükümeti kurulacak, tehdit ve şantajla hükümet yıkılacak, milletvekili transfer edilecek, bunları yok etti yönetimde. Parlamento kısmına geldiğimizde Anayasa’nın 95.maddesi der ki parlamento çalışmaları iç tüzükle ve milletvekillerinin partideki sayısına göre yapılır. Bugün mecliste 5 grup var. Ak Parti, CHP, HDP, MHP, İYİ Parti. Bir kanun konuşuluyor, kanunun genelinde konuşmak gruplara 20 dakika, 290 milletvekili Ak Partide 20 dakikada konuşuyor. 40 milletvekili İyi Parti’de 20 dakika konuşuyor. 7 tane grup olduğunu düşünün, sadece geneli hakkında 140 dakika, 10’ra dakikadan 70 dakika, parlamento diye bir şey olamaz, parlamento çalışması demek, kilitlenir, yönetimde istikrar yalnızca ülkenin yönetimi, yürütmesi olarak algılamamalıyız. Parlamentodaki çok büyük dağınıklıkta bu ülkeye yönetme zorluğu getirir.

POLİTİK ADAM:Yönetimde istikrar dediğiniz bu husus?

Ali Özkaya: Bu husus,

PARTİLER GİZLİ SAKLI MUVAZAALI SEÇİM İTTİFAKI YAPMASINLAR. AÇIKÇA, NET, KANUNLA OTURSUNLAR,

POLİTİK ADAM: Yani temsilde adalete müdahil bir şey değil?

Ali Özkaya: Değil, bakın eskiden biliyorsunuz ki ittifaklar vardı. İlk ittifak benim bildiğim 1991 Refah, MHP,MÇP ve Islahatçı Demokrasi Partisiydi. Bu ittifak yapıldı, nasıl yapıldı, MHP ve IDP milletvekilleri Refah partisi listesinden seçildiler. Bu kısmen muvazaadır aslında, ben bir partinin Genel Başkanıyım, Genel Başkan yardımcısıyım, gidiyorum bir başka partiden milletvekili seçiliyorum. Biz bunu komisyonda da tartıştık. Ben bir söz söyledim, CHP’li arkadaşlar alınganlık gösterdiler. Dediler ki hayır Ali bey’in dediği gibi değil, biz milletvekillerimizi emanet verdik. İyi Parti’ye transfer, ne emaneti verdiniz, Demokrasi emanet verilmiş. Ya insan ağlaya ağlaya emanet olarak gider mi, bir milletvekiline, siz diziyorsunuz milletvekillerini parlamentoda sıraya ağlata ağlata başka partiye gönderiyorsunuz sonra demokrasiye emanet verdik diyorsunuz. Emanetse niye ağlıyor, o insanlar niye üzülüyor? Bu CHP’nin bu ülkeye getirdiği sıkıntıdan birisidir. İlk koalisyonu CHP getirmiştir. İlk transferle hükümet kuran, hükümeti düşüren Güneş Motel’de Bülent Ecevit’tir. Bizim bugün İstanbul Florya Sosyal Tesisleri, o zaman Güneş Motelmiş. Orada 10 milletvekili transfer edilmiş, Süleyman Demirel Adalet Partisinden düşürülmüş ve o zaman her birisi bakan yapılarak yeni bir hükümet kurulmuştur. Yine CHP 15 milletvekilini İyi Parti’ye onların tabiri ile emaneten vermiştir. YSK hayır, teşkilatlar sağlandı dedi, emanet vekiller geri geldiler, kendi partilerinde devam ettiler. İşte arkadaş bu yanlış, bu demokrasi etiğine aykırı, bu siyasi ahlaka aykırı, bu parlamento hukukuna aykırı, biz bunu da kaldırıyoruz. 

POLİTİK ADAM: %7 Ülke barajı bir siyasi partiyi engellemeye yönelik mi?

Ali Özkaya: Hayır, şimdi dedik ki biz bunları ayırıyoruz, bir önceki seçim kanunu değişikliğinde partiler gizli saklı muvazaalı seçim ittifakı yapmasınlar. Açıkça, net, kanunla otursunlar, millete desinler ki biz şu partiler anlaştık, ittifak yaptık ve kendi partilerimizle ittifak altında seçime giriyoruz. O günkü şartlarda arkadaşlarımız yine Hayati Yazıcı başkandı, söyledi. CHP’li arkadaşlar dediler ki niye dün getirdiğinizin bugün tersini söylüyorsunuz? Kardeşim gördük ki bun yanlışlıkmış. Siyasi partiler kanunu 3. Madde der ki siyasi partiler seçimlerle programları doğrultusunda genel seçimler, yerel seçimlerde ülkeyi yönetmeyi hedefler. Ben seçime gireceğim, millete programımı sunacağım, vaatlerimi söyleyeceğim, oy alacağım ve ülkeyi yöneteceğim. Sandığa giren oyun partiye dağıtılması en demokratik en meşru, en adaletli yöntemdir. Bugün biz neyi getiriyoruz? Diyoruz ki ittifaklar %7’yi aşmışsa, diyelim ki %00.1’lik bir parti ittifaka girdi %7’yi aştı. 1 ilde, 3 ilde %30 oy aldı, o %1’lik parti 3 tane milletvekili çıkarabilir. Hiçbir engel yok. 

POLİTİK ADAM: Şimdi bu D’hondt sistemi değil mi?

Ali Özkaya: Evet, yine eski 1965 yılından beri kullanılan sistemin seçme ve dağıtımı belirleme sistemi aynen devam edecek. 

POLİTİK ADAM:Şimdi buna geleceğim de, mesela MHP’nin oy oranı %7 olduğu için bu ülke barajı %7’ye getirildi gibi iddialar var. 

Ali Özkaya: Kim biliyor bunu?

TEMSİLDE ADALET İTTİFAK KANUNUYLA BİRLİKTE SAĞLANIYOR.

POLİTİK ADAM: İşte kamuoyu anketlerinde çıkıyor.

Ali Özkaya: Bu kamuoyu anketlerinin hepsi eskiden beri Ak Parti düştü, CHP iktidara geldi, açık ara gidiyor demiyorlar mı? Sandık ne diyor, her defasında bunların yalanlarını ortaya koyuyor. 2011 seçimlerini hatırlayın, Fetö terör örgütü MHP’ne büyük bir kumpas kurdu. O kumpasın amacı neydi, tabi sonraki davaların birçoğunun içinde ben bulunduğum için daha iyi sonradan anlıyorsunuz ki parlamentoda bir Ak Parti, bir CHP grubu oluşturmak, başka bir grup olmasın, Ak Parti’nin içine Fetöcüleri yerleştirip milletvekili seçilsin, çok yoğun şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ferasetiyle bunlar önlenmiş. MHP baraj aşamasın kalsın, 10-25 Aralık darbesinden sonra Ak Parti’den milletvekilleri çıkartılsın ve CHP iktidara getirilsin. Bu mantığa göre dizayn edilmiş ama o gün bütün bunlara rağmen bu millet MHP’ye oy verdi ve barajı aşırdı. MHP parlamentoya girdi. 17-25 Aralık’tan sonraki o bütün kumpaslar ellerinde patladı. Bunu yaşamış, görmüş bir insan olarak bu seçimlerde de MHP şudur, budur denmesine rağmen gördük ki %10’un çok üzerinde oy alıyor. Ha bu %7 oydu, şudur, budur, bunlar hikaye. Yönetimde istikrarı parlamento yönetiminde istikrarı sağlayacak zaten temsilde adalet ittifak kanunuyla birlikte sağlanıyor. Bütün partiler seçime girebiliyor. Bakın son 5-6 seçimde ben onun oranlarını da çıkartmıştım, %90 ve üzeri sandıkta kullanılan oyun bir 2002 seçimi böyle değildir. Onun dışındakilerin hepsi %90 kullanılan oy parlamentoya yansımış. Bizde bu oran çok iyi, eğer çoğunlukçu sistem olsaydı yani bir ilde, Amerika’da uygulanan sistem gibi 1 oy fazlayla bile tüm milletvekillerini aldığı bir sistem olsaydı o zaman çok riskli olurdu.

POLİTİK ADAM: Şimdi Belçikalı bir matematikçinin çıkarttığı bir sistem, Türkiye’de uygulanış, pratiği yapılmış yani siyaseten de hukuki olarak ta neden sonuç ilişkisi sağlaması yapılmış bir sistem geliyor. Şimdi deniyor ki muhalefet partileri açısından bu sistem artık oylar geldiği zaman büyük olan Ak Parti başta olmak üzere, büyük partilere yarayacak, küçük partiler bu işten istifade edemeyecek diyor.

Ali Özkaya: Etmesin, almadığı bir oy için niye edecek? Benim ilimde Afyonkarahisar da Ak Parti 265 bin yanlış hatırlamıyorsam, 4 milletvekili çıkarıyorduk. CHP’nin fazla olan oyu gitti İyi Parti’ye sayıldı, Ak Partili bir milletvekili arkadaşımızın yerine İyi Parti’den birisi milletvekili geldi. Yani bu haksızlık, benim oyumla niye başkası geliyor.

POLİTİK ADAM: Artık oy ne demek?

Ali Özkaya: Basit bir şekilde anlatalım, bir il Afyonkarahisar, 6 milletvekili var. bir partinin milletvekili seçilebilmesi için 60 bin, 61 bin oy alması gerekiyor asgari, şimdi bir parti 59 bin oy aldı ve 61 bin alamadı. CHP’de 70 bin oy aldı, şimdi bunlar ittifak ya aynı grupta, CHP’nin 10 bin oyu fazla var ya bu tarafa sayıldı, bizim milletvekilliğimiz karşı tarafa gitti. Bu Elazığ’da böyle oldu, birçok yerde böyle oldu. Yani millet oyu Ak Partiye vermiş, bu memlekette yaklaşık 50 yıldır uygulanan seçim kanunlarına göre bu oy Ak Parti’nin anasının ak sütü gibi helal ama ittifakta önce ittifaklara dağıtılıyor milletvekilleri sonra ittifak içinde partilere dağıtılıyor. Böyle olunca da İttifakın büyük ortağından artan oy küçüğe sayılıyor veya büyük ortak aslında o ildeki milletvekili sayısına ulaşamıyor, küçük ortak saadet partisinin birçok yerde aldığı oy CHP’ye sayıldığı için CHP milletvekili almış oluyor. İşte burada herkes kime oy vermişse şimdi siz Cumhur İttifakı diyorsunuz, Ak Parti, MHP ve BBP her partinin altına basıyorsunuz, önce İttifaka yazılıyor oy sonrada partisine, eğer ittifakın ortasına basılmışsa oy o zaman partilere garameten, aldıkları oy oranında dağıtılıyor. Yani net olarak partiye verilmiyor.

POLİTİK ADAM: Bunun hukuki olarak adı ne bu oyun yani ittifak listesinin bir partiye basmamış ama ittifaka basmış?

Ali Özkaya: Seçim kanunda 29.maddeydi sanırım, orada açıkça yazıyor. İttifaka giden oylardan bir partiye açık net değil, ortasına basılmışsa, bu oy ittifak oyu sayılır, ittifak partilerinin aldıkları oy oranına dağıtılır. Şöyle düşünün 1000 oydan 30 tanesi ittifaka belirlenmiş ama hangisine olduğu belli değil, partinin biris 700 oy alıyor ittifakta, birisi 270, birisi 30, 700 ile 30’u orantılayacaksınız, diyelim ki ondan 24 tanesini 700’e, 5 tanesini 270’e, 1 tanesini de diğerine vereceksiniz. Bu oyları dağıtacaksınız, herkes milletin iradesi, sandığa giren iradesi, net bir şekilde sandıktan çıkıp yansıyacak. Mantık bu, uygulamada bu, doğrusu da bu, burada adam diyor ki muhalefetteki arkadaşlar, biz eksik oy alsak ta ortakların birbirine olan oyunu sayalım, bir oy fazladan bir milletvekili, kusura bakmayın millet size oy vermediyse 

POLİTİK ADAM : Yani ittifakın oyu değil, karşı tarafın oyu ile mi milletvekili almak istiyor? 

Ali Özkaya: İttifakın büyük ortağının fazla gelen oy veya büyük ortak milletvekili seçilmeye yetmemişse küçük ortağın, büyük ortağa desteği ile milletvekili çıkarmak.

POLİTİK ADAM: 2008’den farklı şekil bu model?

Ali Özkaya: Yeni kanundaki tek fark bu

POLİTİK ADAM: Buna en büyük itirazları oluşturan bu ittifakların daha küçük parti yani bunlar ittifakın içindeki büyük parti mi istifade edecek?

Ali Özkaya: Elbette ki büyük parti, neden büyük parti, önce 1’e bölüyorsunuz, 2’ye bölüyorsunuz, 3’e bölüyorsunuz ondan sonra dağıta dağıta gidiyorsunuz. Siz çok az oy aldığınız için milletvekili birisine dağıtılacak. Diyelim birisi 27200 aldı, birisi 27400 aldı, oradaki 200 oy bir milletvekilliğini alıyor.

POLİTİK ADAM: Peki bu, bir partinin çatısı altında seçime girmeyi zorlamaz mı?

Ali Özkaya: Zorlayacak. 

POLİTİK ADAM: Kendi bayrağı, amblemi altında değil dE filanca partininkiyle seçim ittifakına girip, milletvekili listesini oradan gösteriyor.
Ali Özkaya: Göstersinler, öyle yapabilir, yapsınlar. O zaman partiler arasında kavga başlayacak, diyecek ki, 1.sıra kim olacak, 2.sıra kim olacak, bana söz vermiştin, vermemiştin bu tür problemler ortaya çıkabilir. 

PARLAMENTOYA  , ASGARİ 3-4 BELKİ 5 PARTİ GİRER.

POLİTİK ADAM: Şimdi bu sistem, seçim anlamında bir istikrar sağlayacak mı? Dediniz ya temsilde adalet?

Ali Özkaya: Benim kanaatim zaten bizim kanunumuz Anayasal değişiklikten sonra yönetimde istikrar çözülmüştür. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetim istikrara kavuşmuştur Anayasal çerçevede, bundan sonra inşallah parlamentoda istikrarlı bir şekilde ha yine parlamentoya benim kanaatim, asgari 3-4 belki 5 parti girer. Bu tabi milletin takdiridir. Ben komisyonda da söyledim. Bu kanunla bir şeyleri tahmin edebilirsiniz, seçim anketleriyle bir tahminde bulunabilirsiniz ama bu kanunun sunucunun ne getireceğini yalnızca Allah bilir. Ve oy atan Türk milleti bilir. 

POLİTİK ADAM: Şimdi şöyle bir tartışma var. HDP’nin son 2 seçimdir, 2015 seçiminden bu yana yapısı vardı %10 barajı geçme hatta sol oyların HDP’yi destekleme gibi bir yapısı vardı. %10 barajı düşerse HDP o oylarını %12 baremini yakalayamaz, %7’de kalır diye bir düşünce var. Muhakkak Anayasa Komisyonunda da bu kanun tartışılırken HDP konusu gündeme gelmiştir belki itiraz, bu konuda muhalefetin bir endişesi, bir yorumu var. Yani bu partinin oylarını aşağı çekme yönünde, siz bu tartışmalara ne dersiniz?
Ali Özkaya: Yani teorik olarak düşünülebilir. HDP’li arkadaşlar özellikle şunu söylüyor, işte bu %10 barajı bize getirildi, biz bunu aştık geldik. %10 barajı 1983’de gelmiş. Bu tarihte HDP diye bir parti yok. İlk defa 20 Ekim 1991 seçimlerinde SHP’nin içinde girdiler. Sonra HEP diye 95 seçimlerinde 4.13 sanıyorum oy aldılar daha sonra arttırarak geldi HDP, BDP, HADEP alfabenin bütün harflerini kullanarak geldiler. Dolayısıyla onlarla ilgisi yok, bu esas itibariyle 1970-80 arasındaki, MHP ve MSP için konulduğu düşünülmekte, 1983’de darbeciler tarafından konulmuş ama onlara da engel olmamış. Milletin gönlüne girdikten sonra bütün barajları millet yıkar. İşte burada HDP baraj düştüğü için bir kısım eksik oy alabilir mi, alabilirde, almayabilir de bu seçim atmosferi, seçimdeki partilerin vaatleri, konjonktürün getirdikleri, adaylar bunların hepsi bir çerçevede değerlendirilir.

MİLLETİN DEMOKRASİYE BAĞLILIĞI, İRADESİNE BAĞLILIĞI ÇOK KESİNDİR. TEHDİT, ŞANTAJ, HİLE, HURDA SÖKMEZ.

POLİTİK ADAM: Hukuki bir dille ihsası rey mi diyorsunuz, seçimde bir öngörü yaparak, halkın oyuna da bir ipotek koymak değil mi? Seçimlere ilişkin böyle kesin hükümler koymak?

Ali Özkaya: Çok yanlış bir şey, ben şöyle söyleyeyim Fehmi bey hatırlarsanız 18 Nisan 1999 belediyelerle mahalli idareler seçimleri aynı seçim olmuştu. O seçimde Etimesgut’ta görevliydim. Rahmetli Erbakan hoca, Refah Partisi kapatılmış, iktidardan düşürülmüş, millet şöyle oy vermiş, Büyük Şehir Belediyesi Melih Gökçek Fazilet Partisi, İlçe Belediyesi MHP, İl Genel Meclis üyesi bir parti, bir tane DSP gördüm. Yani bir zarftan 4 partiyi gördüm ben, ya millet bakıyor diyor ki sen Genel Seçimde ülke yönetiminde yeterli performansı gösteremedin ya da eksik durdun, o gün asker sana bir haksızlık yaptı. Vesayet organlarına karşı dik durmadın, iktidarı bıraktın, istifa etmemen gerekiyordu diyor ve Genel Seçimde oy vermediği partiye yerel seçimde oy veriyor. Yerel seçimde belediye başkanını başarılı buluyorsa veriyor, başarısız buluyorsa değiştiriyor. Büyük şehirde bir partiye, ilçede bir başka partiye, mecliste bir başka partiye veriyor. 
POLİTİK ADAM: Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığında, Recep Tayyip Erdoğan’a veriyor ama başka partiye oy veriyor. 

Ali Özkaya: Ben milletin sağduyusuna hep güvendim. Milletimizin bütün baskı ve tehditlere rağmen seçimlerde hiç yanlış yaptığı olmamış. Bakın az önce söyledim. 17 Eylül 1961 rahmetli Menderes idam edilmiş. Bundan bir ay sonra 15 Ekim 1961 seçimi olmuş. Ülkede adeta çıt çıkmıyor. Rahmetli Ali Fuat Başgil’e Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Ankara’ya gelmiş, silah zoruyla trene bindirmiş, İstanbul’a geri göndermişler. Buna rağmen bu millet CHP’yi iktidara getirmemiş. Adalet partisi ile CHP arasındaki oy farkı bir buçuk civarında. Hiç tınmamış, bütün baskıya, tehdide, şantaja rağmen tınmamış. 71 darbesi olmuş, 12 Mart muhtırası olmuş, 73’te yine Adalet partisi, CHP koalisyonu, sonra yine Adalet partisini getirmiş. 80 ihtilali olmuş, bir sürü insan idam edilmiş, ülkede müthiş bir tehdit var, baskı var, Kenan Evran il, il dolaşıyor oyunuzu Turgut Sunalp’e verin diyor, millet yine tınmamış, rahmetli Turgut Özal’ı iktidara getirmiş. 28 Şubat olmuş, 1000 yıl sürecek denen 28 Şubat’ta millet hiç umursamamış, 5 senede tasfiye etmiş ve Recep Tayyip Erdoğan’ı getirmiş. 367 olayı olmuş 27 Nisan 2007’de, 22 Temmuz seçimleri olmuş %47 ile Ak Parti’yi açık ara iktidara getirmiş. Arkasından kapatma davası açmışlar, belediye seçimlerinde yine iktidara getirmiş. Yani bu milletin demokrasiye bağlılığı, iradesine bağlılığı çok kesindir. Tehdit, şantaj, hile, hurda sökmez.

ANAYASA MAHKEMESİ BU TÜR BİR DURUMDA MUTLAKA TÜRKİYE’NİN ETKİLENECEĞİ BİLİR VE SÜREÇLERİ ONA GÖRE YÖNETİR

POLİTİK ADAM: Eğer muhalefet bu kanunu Anayasa Mahkemesine götürürse Ak Parti veya Cumhur İttifakı’nın bir B planı var mı?

Ali Özkaya: Plana gerek yok, Anayasa açık, kanun açık, Anayasa Mahkemesi ne karar verirse, bir hukuk devletinde kararı beğenmezseniz eleştirirsiniz ama uymak zorundasınız. Burada Anayasa Mahkemesinin rahmetli Erbakan hocamız hep derdi, şafi uleması olmamış olaylar içi fetva vermezmiş diye, Anayasa Mahkemesi ne karar verirse o günkü şartlarda değerlendirir, Anayasanın 67 son fıkrası seçim kanunları, seçimlere bir yıl kalmadan önce çıkması gerekir kuralı çerçevesinde ihtiyaç varsa yeni kanun düzenlenir, ihtiyaç yoksa kalır.

POLİTİK ADAM: Eski kanunla seçime gidilebilir mi?

Ali Özkaya: Boşluk yoksa gidilebilir zaten kanunda iptal edilse bile kanunun birçok maddeleri yürürlükte burada değiştirilen sınırlı sayıda madde değiştirildiğinde boşluk oluşursa, oturulur o gün o boşluk giderilir. 

POLİTİK ADAM: Çünkü Anayasa Mahkemesinin gündemi çok dolu, zaman alacak, raportör raporunu oluşturacak, gündeme alınacak.

Ali Özkaya: Tecrübelerimden ve Anayasa Mahkemesi gerçekten iyi bir mahkeme, bakın bunu net bir şekilde söylüyorum. Birçok zaman bende kararlarını eleştiriyorum hatta çok ağır eleştirdiklerim de oldu ama Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi çok iyi kararlar veren çok iyi hukukçuların olduğu, kararlarının gerekçeleri birçok zaman doyurucu olan ve mümkün olduğu kadar her gün Resmi Gazeteyi 20’yi aşkın süredir Resmi gazeteyi her gün takip ederim. Ve Anayasa Mahkemesinin yayınlanan kararlarının büyük kısmını da okumaya çalışırım. Çok ta istifade ediyorum. Yani Anayasa Mahkemesi bu tür bir durumda mutlaka Türkiye’nin etkileneceği bilir ve süreçleri ona göre yönetir.

Bakmadan Geçme

Politik Adam - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!