- Haberler
- Pol-Analiz
- Irak'ta Kazan Bu kez Maaş Yüzünden Kaynıyor
Irak'ta Kazan Bu kez Maaş Yüzünden Kaynıyor
Irak Federal Hükümeti ile Irak'ın kuzeyindeki Bölgesel yönetim arasındaki kronikleşen maliye krizi, bölgede sadece ekonomik değil, aynı zamanda etnik ve insani bir krize dönüşmüş durumda. Bölge de faaliyet gösteren 43 siyasi parti ve hareketin ortak bildirisi, Bağdat'ın 'maaş kesme' politikasını 'anayasaya aykırı' ve 'siyasi' olarak nitelendirirken, krizin maliyeti ve etnik mağduriyetler her geçen gün artıyor. ABD ise 'diyalog' ve 'enerji anlaşmaları' üzerinden denge kurmaya çalışıyor.
Krizin ana kaynağı, Irak Federal Maliye Bakanlığı'nın Irak'ın Kuzey'indeki bölgede görev memurların maaşlarını durdurma kararı. Bu karar, bölgedeki birçok siyasi oluşum tarafından "anayasaya aykırı" ve "Kürdistan Bölgesi'nin statüsüne ve halkına karşı siyasi bir tutum" olarak değerlendiriliyor.
Krizin Maliyeti: "Gömülen" 9 Trilyon Dinar ve İtirazların Gerekçeleri
Bölgesel yönetimin Maliye Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalara göre, Irak Federal Hükümeti 2025 yılı için toplam 13 trilyon 334 milyar 587 milyon dinarlık bir bütçe ödemeyi kabul etmişti. Ancak bugüne kadar Kürdistan Bölgesi'ne yalnızca 4 trilyon 223 milyar 625 milyon 165 bin dinar aktarıldı. Bu da Federal Hükümet'in hâlâ 9 trilyon 110 milyar 961 milyon 835 bin dinar daha göndermesi gerektiği anlamına geliyor.
Bölgesel yönetimin Maliye Bakanlığı, Irak Federal Hükümeti'nin bu kararına şu gerekçelerle itiraz ediyor:
- Anayasaya Aykırılık: Bakanlık, Irak Anayasası'nın 121. maddesinin 3. fıkrasına göre, Bölge yapılacak mali tahsislerin ihtiyaçlara göre ve federal gelirlerden sağlanması gerektiğini belirtiyor. Bağdat'ın bütçe payı belirleme yaklaşımının anayasaya aykırı olduğunu savunuyor.
- Yanlış Yorumlanan Mahkeme Kararları: Federal Mahkeme'nin 10 Şubat 2025 tarihli kararının (4/Federal/2025/303), Kürdistan memurlarının maaşlarının ödenmemesi anlamına gelmediğini ifade eden Bakanlık, Irak hükümetinin bu kararı yanlış yorumladığını ileri sürüyor. Ayrıca, mahkemenin 21 Şubat 2024 tarihli kararının da (224 ve 269/Federal/2023) bölgesel yönetimdeki memur ve emeklilerin maaşlarının yıllık bütçedeki pay üzerinden ödenmesi gerektiğini vurguladığını hatırlatıyor. Mahkeme kararlarının "adaletin sağlanmasını" ve kamu çalışanlarının maaşları gibi "temel hakların güvence altına alınmasını" hedeflediği belirtiliyor.
- Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi: Bölgesel yönetimin Maliye Bakanlığı, Bağdat'taki Maliye Bakanlığı'nın maaş ödemeleri konusundaki tavrının anayasa ve yürürlükteki bütçe yasasıyla çeliştiğini vurguluyor. Federal hükümetin bölgesl yönetiminpetrol gelirlerini federal hazineye aktarmasını talep etmesinin, 2019 tarihli 6 sayılı Federal Mali Yönetim Yasası’nın 29. maddesine aykırı olduğu da belirtiliyor.
Irak Maliye Bakanı Tayf Sami ise, geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kürdistan'a yönelik mali ödemelerin 12.67'lik yasal bütçe payını aştığı gerekçesiyle durdurulduğunu belirtiyor ve Kürdistan'a fiilen 13 trilyon 547 milyar dinar gönderildiğini öne sürüyor.
Partilerin Ortak Deklarasyonu ve Önerileri: "Diyalog ve Toplumsal Uzlaşı Şart!"
Bölge faaliyet gösteren 43 siyasi parti ve hareket, Erbil'e bağlı Pirmam ilçesindeki toplantıda bir araya gelerek krizin çözümüne yönelik önemli öneriler sundu. Ortak bildiride şu hususların altı çizildi:
- Diyalog ve Müzakere: Taraflar, bölgesel yönetim ve Irak'taki siyasi durumun, özellikle de maaşların kesilmesi gibi hukuksuz uygulamaların çözümü için en iyi yolun diyalog ve müzakere olduğuna inandıklarını belirtti.
- Anayasal Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi: Irak Anayasası, Federal Mahkeme kararları ve iki hükümet arasındaki anlaşmalar doğrultusunda, Federal Hükümet'in Kürdistan Bölgesi halkına karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği vurgulandı.
- Maaşların Siyasi Pazarlık Konusu Olmaması: Maaşların siyasi pazarlık konusu yapılmaması gerektiğinin altı çizilerek, bunun toplumsal istikrarsızlığa yol açacağı uyarısı yapıldı.
- Baskı Politikalarının Reddi: Açıklamada, Federal Hükümet'in bölgeye yönelik baskı politikalarının hem sorunları derinleştirdiği hem de bölgedeki hızlı değişim dinamiklerini göz ardı ettiği ifade edilerek, bu tür politikaların hiçbir tarafın yararına olmadığı ve daha fazla istikrarsızlığa yol açtığı belirtildi.
- Halk Desteğine Vurgu ve Hakların Korunması: Toplantıya katılan siyasi taraflar, memurlar, Peşmerge güçleri, öğretmenler ve genel olarak bölge halkının direnişine teşekkür ederek, tüm karar ve adımlarının halkın menfaatine göre atılacağı taahhüdünde bulundu.
Toplantıya katılan siyasi partiler,
- Kürt Partileri: Kürdistan Yurtseverler Birliği, Goran (Değişim) Hareketi, Kürdistan Sosyal Demokrat Partisi, Kürdistan İslami Hareketi, Kürdistan Komünist Partisi, Kürdistan İslami Birlik Hareketi, Kürdistan Emekçiler Partisi, Kürdistan Emekçiler (Rencderan) Partisi, Kürdistan Muhafazakarlar Partisi, Kürdistan Demokratik Ulusal Birliği, Kürdistan Halkının Demokratik Hareketi, Kürdistan Ulusal Partisi, Kürdistan Demokratik Kurtuluş Hareketi, Kürdistan İlerici Demokrat Partisi, Kürdistan Demokratik Temel Partisi, Kürdistan Barışseverler Hareketi, Yurtsever İttifak, Kürdistan Kurtuluş Partisi – Başkanlık Kanadı, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP).
- Türkmen Partileri: Türkmen Demokrat Partisi, Türkmen Ulusal Partisi, Türkmen Ulusal Kurtuluş Partisi, Türkmen Birlik Partisi, Bağımsız Türkmen Hareketi, Türkmen Kalkınma Partisi, Türkmen Reform Partisi, Irak Türkmen Halkı Partisi, Türkmen Cephesi, Türkmen Demokratik Hareketi, Türkmen Şafak Partisi, Türkmen Ulusal İrade Partisi, Türkmeneli Partisi, Millet Listesi, Türkmen Liberal Partisi.
- Hristiyan ve Diğer Azınlık Partileri: Keldani Demokratik Birlik Partisi, Keldani Ulusal Meclis Partisi, Bet Nahrain Demokrat Partisi, Keldani Süryani Asuri Ulusal Meclis Partisi, Shlama Hareketi, Süryani Topluluk Hareketi Partisi, Ermeni Aydınlar Topluluğu, Ermeni Topluluğu Yöneticileri Grubu, Uluslararası Keldani Birliği.
Bu geniş katılım, maaş krizinin Bölge de yaşayan tüm etnik ve dini toplulukları derinden etkilediğini ve ortak bir mağduriyet yarattığını gösteriyor.
ABD'nin Rolü: Enerji Bağımsızlığı ve İstikrar Odağı
ABD Dışişleri Bakanlığı, krize ilişkin açıklama yaparak taraflara diyalog çağrısında bulunuyor. ABD, yaşanan krizin çözümünü Irak’ın enerji bağımsızlığı ve bölgesel kalkınması açısından kritik görüyor. "Bağdat ve Erbil'den, anayasal mali yükümlülüklerini yerine getirmelerini ve sorunlarını yapıcı bir diyalogla çözmelerini istiyoruz" ifadeleriyle diplomatik bir çözüm yolu sunuyor.
Açıklamada, Irak-Türkiye petrol boru hattının yeniden faaliyete geçmesinin önemine değinilerek, mali anlaşmazlıkların hızla çözülmesinin yatırım ortamını iyileştireceği ve Irak halkının refahını artıracağı belirtildi. ABD'li yetkililer ayrıca, enerji alanında Irak'ın bağımsızlığının artırılmasının ve İran'ın zararlı etkilerinden uzak durulmasının ülkenin uzun vadeli egemenliğini ve istikrarını güçlendireceği görüşünü dile getirdi. Bu durum, ABD'nin sadece mali krizin insani boyutunu değil, aynı zamanda Irak'ın bölgesel ve jeopolitik konumunu da dikkate aldığını gösteriyor.
Washington'da imzalanan ve toplam değeri 100 milyar doları aşan iki büyük enerji anlaşması (West Zagros ve HKN Energy şirketleriyle) da, ABD'nin Irak'ın enerji sektöründeki rolünü ve ekonomik bağımsızlık çabalarını desteklediğinin somut bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Bu maaş anlaşmazlığı, Irak'ın kırılgan iç dengelerini daha da zayıflatma potansiyeli taşırken, ABD'nin arabuluculuk çabaları ve enerji anlaşmalarıyla bölgedeki istikrarı sağlama gayreti sürüyor. Ancak krizin çözümü için Bağdat ve Erbil arasında kalıcı ve anayasal temelli bir uzlaşma şart gibi görünüyor.