İmamoğlu Yolsuzluğu Tursab'a da mı Sıçradı ?
Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Genel Başkanı Diyaeddin Şahin, Yalanla Yaşayan Adam: Bağlıkaya başlıklı yazısında, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya'ya yönelik çok sert eleştirilerde bulundu. Bağlıkaya'yı 'bitik aktör' ve 'psikolojisi darmadağın' olmakla suçlayan Şahin, özellikle hac ve umre konularındaki iddialarına ve TÜRSAB'ın mali yönetimindeki şeffaflık eksikliğine vurgu yaptı.
Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Genel Başkanı Diyaeddin Şahin, yazısının başında Bağlıkaya'nın ruhsal durumunu ele alarak, "Allah kimseyi Bağlıkaya’nın düştüğü hâle düşürmesin. Gerçekten içler acısı bir tablo. Yetmişine gelmiş... ruhu iflas etmiş" ifadelerini kullandı. Bağlıkaya'nın en basit eleştiriyi bile "küfür ettiler, kâfir dediler" diyerek karşıladığını, ancak yazılanların nezaketli bir dille kaleme alındığını belirtti. Şahin'e göre, Bağlıkaya'nın bu telaşının arkasında korku ve panik yatıyor.
TÜRSAB Harcamaları ve İmamoğlu Bağlantısı İddiaları
Yazıda, Bağlıkaya'nın "İmamoğlu, Bağlıkaya’yı ateşe mi attı?" sorusuna verdiği yanıtlara da değinildi. Şahin, Bağlıkaya'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne altyapı yatırımı adı altında TÜRSAB parasını aktardığını itiraf etmesini ve bunu "pişkin pişkin sırıtarak" savunmasını eleştirdi. Moderatörün "Bu TÜRSAB’ın görevi mi?" sorusuna Bağlıkaya'nın "Depreme yardım bizim görevimiz mi mesela?" diyerek topu taca atması, Şahin tarafından "aradaki farkı bile ayırt edemeyen bir başkan figürü" olarak nitelendirildi. Bağlıkaya'nın kendini "İmamoğlu dosyasına katmak istiyor" diye ağladığını belirten Şahin, "Bak ihtiyar, yaran yoksa rahat ol. Ama yaran varsa... Onu da savcıya, hakime anlatırsın" diyerek meydan okudu.
Olağanüstü Genel Kurul Fiyaskosu ve Hac Kotası Tartışmaları
Bağlıkaya'nın yönetimine yönelik eleştiriler, olağanüstü genel kurul fiyaskosuyla da devam etti. Şahin, Bağlıkaya'nın 39 BTK'dan sadece 10 kişiyi "rica minnet" getirdiğini, lüks otellerde ağırlattığını ve günün sonunda salona sadece 400 kişi toplayabildiğini iddia etti. Ayrıca Bağlıkaya'nın "177 kişisiniz, ne yapabilirsiniz?" sözünü "yalan" olarak nitelendirerek, aktif hac yapan acenta sayısının çok daha fazla olduğunu belirtti.
"Hac Baronu" İddiaları ve Sosyal Medya Trolleri
Diyaeddin Şahin, yazısında Bağlıkaya'yı "asıl hac baronu" olmakla suçladı. 2007 yılına kadar binlerce kişilik hac kotasını satarak milyonlarca doları cebine indirdiğini ve Ulusoy'un yanında gariban acentaları sömürdüğünü iddia etti. Ayrıca Bağlıkaya'nın "medya danışmanlığı" kılıfıyla sosyal medya trollerine para aktardığını öne sürerek, "Bakan Ersoy’u yıpratmak için hangi klavye militanlarıyla çalıştığını... Bize çamur atmak için kimlerle ne kirli işler çevirdiğini, ne ödemeler yaptığını bilmiyor muyuz?" diye sordu. Şahin, bu iddiaları yalanlamaları durumunda isim isim kime ne verildiğini ortaya koyacaklarını belirtti.
Şahin'den Hodri Meydan: "3-5 Vizeyle Susturmayı İspat Et!"
Bağlıkaya'nın kendilerini "3-5 hac vizesi vererek insanları susturmakla" suçlamasına sert tepki gösteren Şahin, "Hiçbir meslektaşım bu zillete düşmez" dedi. Bağlıkaya'dan bu iddialarını ispat etmesini isteyerek, "Biz, bize emanet edilen vizeleri öncelikle acenta sahibi arkadaşlarımızın emrine veririz... Buyursun, hodri meydan. Şerefli, haysiyetli insanların yapması gerekeni yapsın, ispat etsin" çağrısında bulundu.
Yazısını, Bağlıkaya'nın "Abdestimizden şüphemiz yok" sözüne ironik bir göndermeyle tamamlayan Şahin, "abdest tamamsa, idolün gibi Eyüp Sultan’da Yasin okuman kaldı. Merakla bekliyoruz, bakalım bunu ne zaman yapacaksın?" ifadelerini kullandı. Şahin, önündeki 12 günlük süreçte hac görevine odaklanacağını ancak Bağlıkaya'nın "işi zıvanadan çıkarmadıkça" dönüşte kaldığı yerden devam edeceğini belirterek, "Kimse, sahipsiz zannettiği bu köyde değneksiz dolaşacağını sanmasın. O devir kapandı" sözleriyle iddialarını sürdüreceğinin sinyalini verdi.
Bakmadan Geçme





