- Haberler
- Politik Muhit
- İGMG Krizi Büyüyor.... Karahan'dan Büyük Suçlama: Şii'lerin Ayetullah Yönetimi Getiriliyor...
İGMG Krizi Büyüyor.... Karahan'dan Büyük Suçlama: Şii'lerin Ayetullah Yönetimi Getiriliyor...
slam Toplumu Milli Görüş (IGMG) teşkilatında yaşanan tüzük krizi, eski Genel Başkan ve mevcut Onursal Başkan Yavuz Çelik Karahan'ın (70 yaşında, 40 yıldır teşkilat kademelerinde görev yapmış bir isim) mevcut yönetim aleyhine açtığı hukuk savaşında doruk noktasına ulaştı. Karahan, Genel Başkan Kemal Ergün ve ekibinin IGMG'yi Sünni geleneğe yabancı, tek yetkili bir Mütevelli Heyeti yapısıyla tek bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye çalıştığını iddia ediyor. En tehlikeli iddia ise, bu yeni yönetim anlayışının meşrulaştırılması için emsal olarak Şii dünyasının ruhban sınıfının gösterilmesi oldu
islam Toplumu Milli Görüş (IGMG) içindeki on yılı aşkın süredir devam eden tüzük ve liderlik tartışmaları, 19 Mayıs 2024’te Belçika’da yapılan Tüzük Genel Kongresi’nin ardından patlak verdi. Eski Genel Başkan ve mevcut Onursal Başkan Yavuz Çelik Karahan, mevcut yönetim aleyhine yasal süreç başlatarak, IGMG’nin temelden “istikamet değiştirdiği” ve “kişiye özel bir muamele” başlatıldığı görüşünü savundu.
Usul İhlali İle Başlayan Süreç: %90 Delege Bilgisiz Bırakıldı
Yavuz Çelik Karahan’ın aktardığına göre, 19 Mayıs 2024'te gerçekleştirilecek genel kurul ve tüzük değişikliği hakkında kendisine Onursal Başkan, eski genel başkan, denetleme kurulu üyesi ve delege olmasına rağmen, 5 Mayıs’a kadar herhangi bir bilgi ulaşmadı. Karahan, genel kurula 14 gün kala durumdan haberdar olduğunu belirterek, 10 Mayıs 2024’te Kemal Ergün’e genel kurul yapılmaması ve usulüne uygun olmayan bu değişikliğin “tüzüğe ve teşkilata zarar vereceği” yönünde itirazda bulunduğunu beyan etti.
Karahan, genel kurula ilişkin davet, protokol ve tüzük değişikliği metinlerinin kendisine iletilmediğini vurgularken, aynı durumun delegelerin %90’ı için de geçerli olduğunu, delegeye bilgi verilmediğini, bu durumun büyük bir hukuk, tüzük ve usul ihlali olduğunu belirtti. Bu nedenle, bazı delege arkadaşların konuyu Mayıs ayı sonunda Sicil Mahkemesi'ne taşıyarak itirazları başlattığını doğruladı.
Mütevelli Heyeti: Kemal Ergün’ün “Milli Görüş Liderliği” İddiası
Karahan’ın mahkemeye başvuruyu zaruri kılan asıl gerekçesi, tüzükte yapılmak istenen ve “tek adamlığa giden” yolu açtığı iddia edilen Mütevelli Heyeti yapısıdır.
Karahan’a göre, bu yeni sistem IGMG’de “tek yetkili kişinin mütevelli başkanı” olmasını sağlıyor. Bu tarife ise sadece, IGMG’de iki dönem genel başkanlık yapmış olma şartını taşıyan Kemal Ergün’e uyuyor. Böylece Ergün, delegenin iradesi yok sayılarak, otomatikman bu yüksek yetkili makama kendi kendini tayin ediyor.
Yeni Mütevelli Heyeti Başkanı, sadece IGMG’nin değil, iddialara göre Kemal Ergün'ün kendisini "Milli Görüşün lideri" konumuna getirme gayretini gösteriyor. Karahan, bu sistemin kurulmasının ardındaki tehlikenin şu boyutlara ulaştığını ifade etti:
• Mütevelli Heyeti Başkanı, gelecek genel başkanı, bölge başkanlarını ve şube başkanlarını belirleyebilecek.
• Gelecek Genel Başkan, Mütevelli Heyeti Başkanının bilgisi ve izni olmadan hiçbir hukuki, idari ve mali tasarrufta bulunamayacak, yönetimle karar dahi alamayacak ve bölge başkanı dahi atayamayacak.
• Mütevelli Heyeti, Başkan istemeden toplanamayacak ve Başkanın istediği kararları onaylamak zorunda kalacak.
Karahan, bu durumun teşkilatı “bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek” anlamına geldiğini belirtti.
Ayetullah Sınıfı Benzetmesi Ve Şii Dünyası Emsali
Krizin teolojik ve siyasi derinliğini ortaya çıkaran iddia ise, Karahan’ın mahkeme savunmalarına dayandırdığı “Şii/İran Modeli” benzetmesidir.
Karahan, duyumlara göre Kemal Ergün yönetiminin mahkemeye sundukları savunmada Mütevelli Heyeti yapısının kabul edilebilir olduğunu belirtirken, buna emsal olarak “Hamburg’daki Şii camisini” gösterdiğini açıkladı.
Yavuz Çelik Karahan, bu savunmayı dehşet verici bularak, bunun “İranlı Şii mezhebine mensup insanların resmiyette ruhban olarak sahip olduğu Ayetullah sınıfına benzer bir yapıyı Milli Görüş’te ihdas etme süreci” olduğunu öne sürdü. Karahan, bu benzetmenin IGMG’nin Sünni kimliği açısından büyük bir risk taşıdığını vurguladı ve şunları söyledi:
"Hamburg'taki Şii Camii İranlı Şii mezhebine mensup insanların resmiyette ruhban olarak İran'da bir ruhban sınıfı var. Ayetullah sınıfı. Ona benzer bir yapıyı IGMG'de Milli Görüşte ihtas etmeye kalkmanın bir sürecidir bu. Dolayısıyla onu emsal gösteriliyor".
Karahan, IGMG’nin Sünni bir görüşün temsilcisi olduğunu hatırlatarak, Sünnilikte ruhban sınıfının, günahsız olma sıfatının ve İmametin olmadığını vurguladı. Bu nedenle, Şii dünyasının itikadi ve fıkhi yapısının IGMG’nin yapısıyla hiçbir alakasının söz konusu olmadığını dile getirdi
Karahan, IGMG’nin Sünni bir görüşün temsilcisi olduğunu hatırlatarak, “Sünnilikte ruhban sınıfı yok ya da günahsız olma sıfatı yok. İmamet yok. O Şii’nin bir yapısıdır” diyerek, bu yönetim anlayışının IGMG’nin fıkhi ve itikadi yapısıyla tamamen alakasız olduğunu kaydetti
Yıllara Uzanan Riskli Yön Değiştirme Teşebbüsü
Karahan, yaşananların anlık bir durum olmadığını, sürecin 2011’den itibaren başladığını ve “asıl tezgahın 2016’da kurulduğuna” sonradan vakıf olduklarını belirtti. Normalde IGMG tüzüğünde genel başkanlık bir dönem 5 yıl ve en fazla iki dönem ile sınırlıyken, 2018 ve 2021’de “istisna” denilerek üçüncü dönemin uzatılmasıyla tüzüğün ihlal edildiğini ifade etti.
Karahan, Kemal Ergün’ün 2024’e gelindiğinde işi “tamamen zapturapt altına aldığı düşüncesiyle” tüzüğü de usulü de ihlal ederek bu noktaya geldiğini ve bu uygulamaların delege, idareci ve üyelerin bilgisi olmadan “ben yaptım, oldu” şekliyle dayatıldığını savundu.
Yıllara Uzanan Riskli Yön Değiştirme Teşebbüsü
Onursal Başkan Karahan, Kemal Ergün’le uzlaşma çabalarının tamamen sonuçsuz kaldığını belirtti. Karahan, 12 Mayıs 2024’ten itibaren Ergün’ün telefonunu bloke ettiğini, mesajla ve telefonla ulaşma imkânının kalmadığını açıkladı. Araya konulan aracıların da ciddiye alınmadığını, bu yüzden Ağustos ayında konuyu mahkemeye taşımaması ricasıyla iadeli taahhütlü mektup göndermek zorunda kaldığını ifade etti. Karahan, uzlaşı taleplerine rağmen Kemal Ergün’ün “diyaloğ kapılarını ve irtibat temasları tamamen kapatmış” olduğunu söyledi.
İtirazların mahkemeye taşınması üzerine ise, Karahan ve delege arkadaşlarının sert tepkilerle karşılaştığı belirtildi:
Diyaloğ Kapıları Kapatıldı, Tehdit Ve Şantaj Başlatıldı
İtirazların mahkemeye taşınması üzerine yönetim, Karahan ve destekçilerine karşı sert bir tepki gösterdi:
1. Tehdit ve İtibarsızlaştırma: İtiraz eden bazı delege arkadaşlarının isimsiz telefonlarla canları, aileleri ve çocuklarıyla alakalı tehdit aldıklarını söyledi.
2. Hukuki Şantaj: Kemal Ergün’ün avukatları kanalıyla Karahan hakkında 250.000 Euro tazminat ve 6 ay hapis talebiyle ceza davası açıldığı ortaya çıktı. Bu davaların gerekçesi ise Karahan’ın Onursal Başkan unvanını uydurarak teşkilata zarar vermesiydi. Karahan, bu davaları “tehdit, şantaj ya da itibarsızlaşma olarak en bariz örneklerden bir tanesi” olarak nitelendirdi. Karahan, Onursal Başkan unvanının 14 Mayıs 2021’deki genel kurulda delegelerin oylarıyla verildiğini, Kemal Ergün’ün de bu unvanı defalarca kullandığını hatırlattı
Gelecek Kaygısı Ve Aceleci Kongre Kararı
Karahan, bu çabasının kişisel bir beklenti olmadığını, 70 yaşında ve 40 yıldır Milli Görüş kademelerinde görev yapmış biri olarak, teşkilatın “istikametinin, gelecek torunlarımız ve evlatlarımızın geleceği ile alakalı” olduğunu vurguladı. Karahan, IGMG’nin bir İslami hareket olarak doğmasına rağmen, bugün maalesef “Hac yapan, cenaze kaldıran, kurban toplayan, yardım toplayan bir yardım teşkilatı konumuna getirildiğini” ve “o hareket olma şuurunun ve canlı ruhunun kaybedildiğini” ifade etti.
Hukuki süreçte, mahkemenin 16 Eylül 2025’te başladığını ve devam ettiğini belirten Karahan, mahkeme süreci devam ederken IGMG yönetiminin 21 Eylül’de bölge başkanlarını toplayarak alacele 2 Kasım 2025’e yeni bir genel kurul kararı almasını da şüpheli buldu. Karahan, bu aceleci kararın “kimden ne kaçırılıyor?” sorusunu akıllara getirdiğini ve delegelerin bu durumu iyi düşünmesi gerektiğini ifade etti.