- Haberler
- Reel Politik
- Hössstt Geri Bas... Bak Şu teröristin Taleplerine
Hössstt Geri Bas... Bak Şu teröristin Taleplerine
Türkiye Cumhuriyeti'nin 2015 yılından bu yana Kırmızı Liste ile aradığı, terör örgütü KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar'dan, Irak merkezli Rûdaw'a inanılmaz iddialar içeren bir özel röportaj geldi. Aydar'ın, 'Terörsüz Türkiye' olarak adlandırılan süreçteki beklentileri terör elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbestçe çalışabilmesi ve anayasal düzenin radikal bir şekilde değişmesi taleplerine kadar uzanarak devlete karşı doğrudan bir meydan okumaya dönüştü.
Şok Çıkış: Rojava İçin Kıbrıs Benzetmesi!
Zübeyir Aydar’ın röportajdaki en kritik ve Türkiye’nin ulusal güvenlik hassasiyetlerini doğrudan hedef alan iddiası, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile terör örgütünün kontrolündeki Suriye kuzeyi (Rojava) arasında kurduğu skandal denklik oldu:
"Türkiye için neyse, Rojava’da Kürtler için odur. Onlar nasıl Kıbrıs Türklerine yaklaşıyorlarsa, biz de aynı politikayla Rojava, Güney ve Doğu Kürtlerine birlikte yaklaşmak istiyoruz."
Bu ifade, KCK'nın, Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayarak, terör örgütü uzantılarının kontrolündeki bölgeyi uluslararası alanda meşrulaştırma ve tanınma arayışının geldiği tehlikeli boyutu gösteriyor. Aydar bu benzetmeyle, Rojava’yı Türkiye’nin dış politika önceliği ile aynı seviyeye taşımayı amaçlayan bir örtülü tehdit dili kullandı.
Öcalan Şantajı: “Sıra Karşı Tarafta!”
PKK’nın silahlı güçlerini geri çekmeye başladığını duyurmasıyla yeni bir evreye giren süreçte, Aydar topu "karşı taraf" olarak işaret ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne attı. Aydar, örgütün savaş söylemini bıraktığını iddia ederek şunları söyledi:
"Başkan Apo’nun 27 Şubat çağrısına uygun olarak kongremizi yaptık, PKK’yi feshettik... Söylemimizi de değiştirdik. Şimdi sıra karşı tarafta."
Aydar, sürecin ilerlemesi için temel şart olarak Abdullah Öcalan’ın serbestçe çalışabilmesini öne sürdü. "Serbestçe hareket edebilmesi lazım. Medyayla konuşabilmeli, sekreteryası olmalı" diyen Aydar, İmralı’daki mevcut durumu "tecrit" olarak nitelendirdi ve Öcalan’ın özgürlüğü için yürüttükleri uluslararası lobi çalışmalarına dikkat çekti.
Anayasal Düzeni Hedef Alan Radikal Talepler
KCK yöneticisinin beklentileri, Öcalan’ın özgürlüğünün çok ötesine geçerek Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını hedef aldı. Aydar, devletten beklediklerini şöyle sıraladı:
- Anayasada Millet Olarak Tanınma: "Anayasada Kürtler ülkenin bir milleti olarak kabul edilmeli."
- Çift Dilli Eğitim ve Resmi Statü: "Kürtler kendi dillerinde eğitim görebilmeli, Kürtçe resmi bir statüye kavuşmalı."
- Özerk Yönetim Talebi: "Kürtler kendilerini yönetebilmeli, serbestçe örgütlenebilmeli ve kendi yöneticilerini seçebilmeli."
Aydar, bu taleplerin karşılanması için "Yasaların ve anayasanın değişmesi lazım" diyerek, Irak’taki Kürt anayasal statüsünü örnek gösterdi.
DSG’nin Silah Bırakması Şart Değil: Örgüt İki Yapılı Diyor
İktidar kanadının, sürecin bir şartı olarak Rojava’daki Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) de silah bırakmasını istemesine ise Aydar net bir dille karşı çıktı: "Hayır, (DSG) sürecin bir parçası değil."
Bu açıklama, PKK'nın Türkiye'deki silahlı gücünü geri çekse bile, Suriye'deki varlığını ve gücünü koruma niyetinde olduğunu göstererek, sürecin bütünlüğüne dair büyük bir şüphe uyandırdı.
Anayasal Düzeni Hedef Alan Radikal Talepler
KCK yöneticisinin beklentileri, Öcalan’ın özgürlüğünün çok ötesine geçerek Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını hedef aldı. Aydar, devletten beklediklerinin "daha büyük" olduğunu vurguladı ve Kürtlerin anayasal olarak yeniden tanımlanmasını istedi.
Haydar'ın En Radikal Anayasa Talebi: "Kürtler Hukukta Yer Almalı. Anayasada Kürtler ülkenin bir milleti olarak kabul edilmeli."
Bu talep, Kürt vatandaşların mevcut haklarının ötesine geçerek, anayasal zeminde iki uluslu bir yapıya doğru atılacak adımların sinyali olarak yorumlanıyor. Aydar, sadece varlığın kabulünün yetmeyeceğini, Kürtlerin kendi dillerinde eğitim görmesi, Kürtçenin resmi statüye kavuşması ve kendi yöneticilerini seçebilecekleri özerk yönetim formüllerinin tartışılması gerektiğini söyledi. Aydar, bu talepler için Irak’taki Kürt anayasal statüsünü örnek göstererek, "tüm anayasalar ve yasalar, Kürtleri kısıtlamak için çıktı" iddiasında bulundu. Bu açıklamalar, üniter devlet yapısını sarsacak ve Türkiye'yi köklü bir siyasi tartışmaya zorlayacak talepler olarak analiz ediliyor.
Gizli Gündem: PKK’nın İsim Değiştirme e Yeniden Yapılanma Süreci
Röportajda dikkat çeken bir diğer detay, KCK bünyesinde PKK’nın feshedilmesi sonrası yeni bir örgütlenme formülü arayışıydı. Aydar, "PKK, Soğuk Savaş döneminin savaş koşullarına göre kuruldu. Şimdi dönem değişti" diyerek, yeni bir isimle ve yeni bir formla toplumun karşısına çıkmanın muhtemel olduğunu belirtti. Bu arayış, örgütün küresel ve siyasi alanda meşruiyet kazanma çabası olarak yorumlanıyor.
Aydar’ın, 2026 Newroz’unu Diyarbakır’da kutlama umudu ile bitirdiği bu röportaj, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, terör örgütünün bu denli radikal, anayasal ve egemenlik haklarını hedef alan taleplerine karşı atacağı adımların hayati önemde olduğunu gözler önüne serdi.