Erdoğmuş'tan Erdoğan'a Filistin Çağrısı

Abdülbaki Erdoğmuş, yazısına "ümmet liderliği" iddiasının peygamberler makamına talip olmak anlamına geldiğini belirterek başladı. Hz. Muhammed'in (s.a.s) son ümmet lideri olduğunu vurgulayan Erdoğmuş, bu iddianın mesnetsiz bir hayal olduğunu ancak Müslümanlar arasında yaygın bir kabul gördüğünü ifade etti. Erdoğmuş, AK Parti iktidarıyla birlikte Recep Tayyip Erdoğan için "ümmet liderliği" söyleminin yüksek sesle ve örgütlü bir şekilde kamuoyuna sunulduğunu, hatta bunun Türkiye sınırlarını aşarak dünya genelindeki ezilen Müslüman toplumlarda da karşılık bulduğunu kabul etti.

"Vebal Yok Mu?" İsyanı

Erdoğmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu "ümmet liderliği" iddiasına inandığını ve samimi olduğunu düşündüğünü belirterek, tam da bu sebeple yüreğinin derinliklerinden gelen bir çağrıda bulunduğunu ifade etti. Filistin-Gazze'de on binlerce insanın katledildiğini, soykırım suçu işlenirken kadın, çocuk, bebek, yaşlı ve gençlerin her gün açlıktan ve hastalıktan öldüğünü hatırlatan Erdoğmuş, Erdoğan'a şu çarpıcı soruyu yöneltti: "Neden ümmet liderliği sorumluluğunuzu yerine getirmiyorsunuz?"

Erdoğmuş, Müslüman kardeşlerinin açlıktan ölümle pençeleşirken, Türkiye'nin cumhurbaşkanı ve iktidar partisinin lideri olmasına rağmen bir ekmek dahi ulaştırılamamasının "vebali yok mu?" diye sordu. Cumhurbaşkanının ülke limanlarından İsrail'e aralıksız kalkan yük gemilerinden habersiz olmadığını düşündüğünü belirten Erdoğmuş, "Bir kez sevkiyatı durdurmadığınıza göre bunun mutlaka bir nedeni olmalı. Nedenini, liderliğini yaptığınız ümmetle paylaşmanız gerekmez mi?" ifadelerini kullandı.

"Zalimlerle Savaşmak İçin Bundan Büyük Fırsat Var Mı?"

Ümmetin katliam, hastalık ve açlıktan kırılırken, feryat ve figan ederken neden çığlıklarının duyulmadığını ve yardımlarına koşulmadığını soran Erdoğmuş, Nisa Suresi 75. ayeti hatırlattı: "Size ne oluyor da Allah yolunda savaşmayı ve 'Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu topraklardan kurtarıp özgürlüğe kavuştur ve rahmetinle bizim için bir koruyucu ve destek olarak bir yardımcı gönder' diye yalvaran çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmayı reddedersiniz?" Erdoğmuş, bu ayetle birlikte "Bugün için Siyonist İsrail ve Başbakanı Natanyahu'dan daha zalim kim olabilir? Zulüm ve zalimlerle savaşmak için sizin için bundan daha büyük bir fırsat ve cihat olabilir mi? Nasıl olur da bu sorumluluktan kaçarsınız?" diyerek Cumhurbaşkanı'na eleştiriler yöneltti.

Abluka ve Ticari İlişkiler İçin Net Talep

Erdoğmuş, savaşmaya güç olmasa bile, mazlum bir halka uygulanan ablukayı kaldırmaya gücün yettiğini belirterek, Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'a "ablukayı ya siz kaldırırsınız ya da ben kaldırmayı bilirim" diyerek tavrını ortaya koyabileceğini söyledi. Ayrıca İsrail'le ticari ve siyasi ilişkilerin "abluka kalkıncaya kadar" askıya alınması gerektiğini vurgulayan Erdoğmuş, "Sizi bunu yapmaktan alıkoyan sebep nedir?" diye sordu.

Eski vekil, "ümmet lideri olarak bunu yapmıyor veya yapamıyorsanız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak bunu yapmak durumundasınız ve yapabilirsiniz de" ifadelerini kullandı. AK Parti yerine başka bir iktidar ve Erdoğan'ın yerinde başka bir cumhurbaşkanı olsaydı, "iktidarına dahi mal olsa emin olun ki insanlık ve Türkiye itibarı için her türlü riski göze alarak ya ablukayı kaldırır ya da ilişkileri keserdi" yorumunu yaptı.

Erdoğmuş, çağrısını bireysel olduğunu ve kendisini bağladığını belirtse de, kendisi gibi düşünen milyonlarca insan olduğundan emin olduğunu ifade etti. "Müslümanlığımızdan da insanlığımızdan da utanç duyar hale geldik. Bu utançla yaşamayı kendim için bir zillet görüyorum. Zillet içinde yaşamaktansa ölmeyi arzular hale geldim" sözleriyle tepkisini dile getirdi. Son olarak, İsrail'le ilişkilerin devam etmesinin Türkiye'nin itibarını zedelediğini vurgulayan Erdoğmuş, siyasi düşünceleri farklı olsa bile insanlık adına bu talebin yok sayılmaması gerektiğini belirtti.