DEM Şaşkın... Fesih mi Hülle mi ?

Türk siyaset sahnesi, 'Terörsüz Türkiye' süreciyle birlikte yeni ve oldukça sıcak bir polemiğin eşiğinde. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)'nin adını 'Demokratik Cumhuriyet Partisi' olarak değiştirme hazırlığı, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'nin 'DEM kendini feshedecek' sözleriyle bambaşka bir boyut kazandı. Bu iddia, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırırken, Politikadam.com'da yer alan analizler de tartışmayı alevlendirdi. Peki, DEM Parti'nin isim stratejisinin ardında gerçekten bir 'kendini feshetme' planı mı yatıyor, yoksa bu, siyasi bir manevranın ötesinde derin bir ideolojik dönüşüm mü?

"Demokratik Cumhuriyet" Hamlesi ve Öcalan Bağlantısı: Bir Perdeleme mi?

DEM Parti'nin Ekim ayında yapacağı kongrede ismini ve logosunu "Demokratik Cumhuriyet Partisi" olarak değiştireceği iddiası, ilk andan itibaren dikkatleri üzerine çekmişti. Zira bu kavram, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın sıkça kullandığı bir ifade olarak biliniyor. Öcalan’ın İmralı görüşmelerinde "Demokratik Cumhuriyet"i savunduğunu ve "Demokratik vatan, demokratik ulus ve demokratik cumhuriyet için savaştığını" belirtmesi, bu isim değişikliğinin sadece bir makyajdan ibaret olmadığını düşündürüyor.

Politikadam.com'da yer alan yorumlarda, bu isim değişikliğinin, PKK'nın "devlet istemiyoruz" söylemini "demokratikleşme" adı altında fiili bir ademi merkeziyetçilik ve konfederalizm arayışıyla birleştirmeye yönelik stratejik bir adım olduğu vurgulanıyor. Öcalan'ın "Demokratik Konfederalizm" adlı kitabındaki "Biz devlet istemiyoruz. İstediğimiz mahallelerde, köylerde, kentlerde halkımızın demokratikleşmesine engel olunmamasıdır" ifadeleri, bu yeni ismin ardındaki ideolojik çerçeveyi daha da belirginleştiriyor.

Destici'den Şok İddia: "DEM Kendi Feshedecek!"

Tartışmaları doruk noktasına taşıyan çıkış ise BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'den geldi. Destici'nin, "DEM Parti kendini feshedecek" yönündeki iddiası, "Demokratik Cumhuriyet Partisi" isim değişikliğinin ardındaki büyük resmi görenleri şaşırttı. Bu iddia, sadece bir isim değişikliğinin ötesinde, partinin ve belki de bağlı olduğu yapının geleceğine dair radikal bir kararın sinyallerini mi veriyor?

Bu iddia, Politikadam.com'da geniş yankı bulurken, "Terörsüz Türkiye" sürecinde siyasetin nasıl bir yön alacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Eğer Destici'nin iddiaları doğruysa, DEM Parti'nin bu hamlesi, PKK'nın silah bırakmasıyla siyaseten daha fazla alan açılacağı beklentisiyle bağlantılı olabilir. NTV'nin haberine göre, DEM Parti'nin bu değişikliğe, terör örgütü PKK'daki grupların silah bırakmasıyla siyasette daha fazla alan açılacağını düşünerek gideceği belirtilmişti. Acaba "kendini feshetme", bu yeni siyasi alanda daha "meşru" ve "kabul edilebilir" bir kimliğe bürünme çabası mı?

Bakırhan'dan "Öcalan Parti Kursun" Çağrısı: İpler Öcalan'ın Elinde mi?

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın Mart 2025'te TBMM'de yaptığı "Öcalan'ın kendi partisini kuracağı kongreyi yöneteceği, katılacağı mekanizmayı bir zahmet oluşturun. Bu da pedalı çevirmenin en önemli aşamalarından birisidir" çağrısı, Destici'nin "fesih" iddiasıyla birleşince, tartışmaların odağına Abdullah Öcalan'ı oturttu.

Bu, DEM Parti'nin, Öcalan'ın siyasi arenada daha aktif bir rol alması için zemin hazırladığı, hatta belki de partinin geleceğini doğrudan onun "kuracağı" yeni bir yapıya bağladığı anlamına mı geliyor? Politikadam.com'daki uzmanlar, "Demokratik Cumhuriyet" isminin, Öcalan'ın ideolojik çizgisini takip eden bir parti için doğal bir seçim olduğunu, ancak "fesih" senaryosunun, yasal ve siyasi engelleri aşmak için bir strateji olabileceğini öne sürüyor.

ABD Bağlantısı ve "Adem-i Merkeziyetçilik" Tartışması

"Demokratik Cumhuriyet Partisi" isminin, ABD siyasi tarihinde Thomas Jefferson tarafından kurulan ve "Adem-i Merkeziyetçilik" ideolojisini benimseyen "Demokratik Cumhuriyetçi Parti"yi akla getirmesi de ayrı bir polemik konusu. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan Suriye Demokratik Güçleri'nin sözde üst düzey yöneticisi Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in de sık sık Adem-i Merkeziyetçiliği dile getirmesi, bu ismin sadece bir tesadüf olup olmadığı sorusunu gündeme taşıyor.

26 Nisan 2025’te düzenlenen "Ulusal Konferans"ta konuşan Ferhat Abdi Şahin'in, merkezi olmayan bir Suriye hayal ettiklerini vurgulaması ve "Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve Adem-i Merkeziyetçilik gibi adil bir çözümü gerekli kılmaktadır" ifadelerine yer vermesi, "Demokratik Cumhuriyet" adının ardındaki derin ideolojik planları daha da açığa çıkarıyor.

Siyasetin bu yeni tartışma konusu, sadece DEM Parti'nin ismini değil, Türkiye'nin üniter yapısını, bölgedeki Kürt sorununu ve "Terörsüz Türkiye" sürecinin geleceğini de yakından ilgilendiriyor. Gözler şimdi Ekim ayında yapılacak kongrede ve BBP lideri Destici'nin iddialarının ne kadarının gerçeğe dönüşeceğinde. Bu, sadece bir isim değişikliği mi, yoksa Türk siyasetinde dengeleri alt üst edecek büyük bir "fesih" ve dönüşümün habercisi mi? Politikadam.com gelişmeleri yakından takip etmeye devam edecek.

Bakmadan Geçme

Politik Adam - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!