- Haberler
- Pol-Analiz
- DEM'in Yeni İsmi 'Demokratik Cumhuriyet Partisi' Oluyor
DEM'in Yeni İsmi 'Demokratik Cumhuriyet Partisi' Oluyor
Türkiye siyasetinin odağındaki tartışma konularından biri olan 'Terörsüz Türkiye' sürecinde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile ilgili bomba bir gelişme yaşandı. Ekim ayında gerçekleştireceği kongrede ismini ve logosunu değiştirmeye hazırlanan partinin kulislerde öne çıkan yeni ismi, 'Demokratik Cumhuriyet Partisi' oldu.
Odatv'den Zeynep Çakır'ın haberine göre bu isim seçimi, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın sıkça kullandığı bir kavram olması ve ABD siyasi tarihinde benzer bir ismin "Adem-i Merkeziyetçilik" ideolojisiyle varlık göstermesiyle birlikte, çok boyutlu bir tartışmanın kapısını araladı.
"Terörsüz Türkiye" Sürecinde Yeni Parti, Yeni Kimlik Arayışı
NTV'nin haberine göre DEM Parti, terör örgütü PKK'daki grupların silah bırakmasıyla siyasette daha fazla alan açılacağını ve bu nedenle de yeni bir parti örgütü yapılanmasına ihtiyaç duyulacağını düşünerek bu değişikliğe gitmeyi planlıyor. Bu hamle, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığının bir sonucu olarak, bölgedeki siyasi aktörlerin de kendilerini yeniden konumlandırma ihtiyacını gösteriyor.
Öcalan'ın "Demokratik Cumhuriyet" Vizyonu: İmralı'dan İdeolojiye
"Demokratik Cumhuriyet" kavramı, terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın yıllardır sıklıkla kullandığı bir söylem. Çözüm sürecinde, 23 Şubat 2013'te İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmede "Demokratik Cumhuriyet"i savunduğunu belirten Öcalan, Şubat 2015’te yapılan görüşmede ise "Demokratik vatan, demokratik ulus ve demokratik cumhuriyet için savaşıyorum" demişti.
Öcalan’ın 2011 yılında çıkan "Demokratik Konfederalizm" isimli kitabında yer alan ifadeler, bu kavramın parti için ne denli ideolojik bir arka plana sahip olduğunu gözler önüne seriyor: "Biz devlet istemiyoruz. İstediğimiz mahallelerde, köylerde, kentlerde halkımızın demokratikleşmesine engel olunmamasıdır. Yalnız Kürtler için de değil, Türkiye demokratik konfederalizmi daha gerçekçidir. Bütün Türkiye için bunu öneriyorum. Üniter yapıyla sorunumuz yok. Devletten bahsetmiyorum, onun aşağısındaki toplumun kendi demokrasisini kurma biçimidir, demokratikleşmesidir." Bu ifadeler, PKK'nın "devlet istememe" söylemini, "demokratikleşme" adı altında fiili bir ademi merkeziyetçilik ve konfederalizm arayışıyla nasıl birleştirdiğini gösteriyor.
Karayılan'ın "Bağımsız Konfederal Sistem" Formülü
Terör örgütü PKK’nın sözde yöneticilerinden Murat Karayılan da "Demokratik Cumhuriyet" kavramının Türkiye'deki uygulamasına ilişkin önemli ipuçları veriyor: "Türkiye ile her ne kadar stratejik amacımız demokratik birlik temelinde buluşmak olsa da bizimle demokrasi+devlet yaşamak istemezlerse, buna karşı çözümsüz değiliz, alternatifimiz vardır. Bu da demokratik konfederal sistemin bağımsız bir biçimde kendini ilan etmesidir." Karayılan'ın bu sözleri, mevcut sistemle anlaşılamaması durumunda, "Demokratik Cumhuriyet"in "bağımsız bir konfederal sistem"e evrilebileceği tehdidini içeriyor.
Bakırhan'dan "Öcalan Parti Kursun" Çağrısı ve "Demokratik Cumhuriyet" Vurgusu
Mart 2025’te TBMM’de konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın, örgütün kendisini feshetmesi üzerine, “Öcalan'ın kendi partisini kuracağı kongreyi yöneteceği, katılacağı mekanizmayı bir zahmet oluşturun. Bu da pedalı çevirmenin en önemli aşamalarından birisidir” şeklindeki çağrısı, parti isminin değiştirilmesi kararıyla birleşince, "Terörsüz Türkiye" sürecinin karmaşık dinamiklerini gözler önüne serdi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da 12 Mayıs’taki basın açıklamasında, “Hukukun ve siyasetin işlediği bir demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa edebilme göreviyle ve tarihsel sorumluluğuyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullanarak, partinin bu yeni isimle ilgili vizyonunu netleştirdi. HDP'nin Şubat 2023'te düzenlediği "Demokratik Cumhuriyet" Konferansı'nda Mithat Sancar ve Pervin Buldan'ın da benzer vurguları yapması, kavramın parti geleneğindeki yerini pekiştiriyor.
"Demokratik Cumhuriyet Partisi" İsminin ABD Hikayesi: Tesadüf mü, İdeolojik Bağlantı mı?
"Demokratik Cumhuriyet Partisi" isminin seçilmesiyle birlikte, bu ismin sadece Öcalan ile sınırlı kalmadığı, ABD tarihinde de benzer bir geçmişe sahip olduğu dikkat çekiyor. ABD’de 1790'larda Thomas Jefferson ve James Madison tarafından kurulan "Demokratik Cumhuriyetçi Parti", 1800'de iktidara gelmiş ve 1820'lere kadar ulusal ve eyalet düzeyinde etkili olmuştu. 1828 yılında kapanan bu partinin ideolojisi arasında "Adem-i Merkeziyetçilik" yer alıyordu.
ABD’yi kuran "Amerikan Bağımsızlık Bildirisi"nin yazarı Thomas Jefferson’ın, Britanya’ya başkaldırıp 13 eyaletin bağımsızlığını ilan ettiği bu belgeyle birlikte "Demokratik Cumhuriyetçi Parti"yi kurması, ismin tarihsel bir derinlik kazanmasına neden oluyor. Bu bildirgede, insanların “yaşama hakkı, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı” gibi devredilemez haklara sahip oldukları ve hükümetlerin halkın rızasıyla var oldukları vurgulanıyordu.
Bu tesadüfi benzerlik mi, yoksa ideolojik bir referans mı? Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan Suriye Demokratik Güçleri'nin sözde üst düzey yöneticisi Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in de sık sık Adem-i Merkeziyetçiliği dile getirmesi, bu bağlantıyı daha da güçlendiriyor. Ferhat Abdi Şahin, 26 Nisan 2025’te düzenlenen "Ulusal Konferans"ta, "Tarihi sorumluluklarımız ve mevcut sürecin gereklilikleri, kolektif iradeyle ortak bir Kurdî görüş oluşturmak ve Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve Adem-i Merkeziyetçilik gibi adil bir çözümü gerekli kılmaktadır" ifadelerini kullanmıştı.
Aynı gün, Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranmasına rağmen DEM Parti ile görüşen Ferhat Abdi Şahin'in, bu görüşmeyi "Kürt Ulusal Konferansına katılmak için Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan heyetimiz, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ile bir araya geldi. Görüşmede hem Suriye’deki hem de Türkiye’deki siyasal gelişmeler ve barış müzakereleri üzerine görüş alışverişinde bulunuldu" sözleriyle yayınlaması, yeni parti isminin ve altında yatan ideolojinin uluslararası boyutunu ve bağlantılarını daha da belirginleştiriyor.
DEM Parti'nin "Demokratik Cumhuriyet Partisi" ismini seçme kararı, Türkiye'nin üniter yapısı ve ulusal birliği açısından önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Bu isim değişikliği, sadece bir isim ve logo değişimi olmaktan öte, parti içi ve uluslararası siyasetteki derin stratejilerin ve ideolojik referansların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.