- Haberler
- Pol-Analiz
- DEM'e Külliye Ayarı Mehmet Uçum'dan Geldi
DEM'e Külliye Ayarı Mehmet Uçum'dan Geldi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısıyla başlayan yeni dönem, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un sözleriyle adeta sarsıldı. Uçum, Habertürk'ten Fevzi Çakır'a yaptığı açıklamalarla, devam eden sürecin adını ve doğasını yeniden tanımlayarak gündeme bomba gibi düştü.
"Devlet, Terörü Bitirmek İçin Son Aşamaya Geçti"
Uçum, bu yeni dönemi, "Türkiye'ye yönelik terör tehdidinin ilk başladığı günden beri süren çok yönlü ve çok katmanlı stratejinin son aşaması" olarak tanımladı. 2024 Ekim ayıyla birlikte başlayan bu aşamanın, ülke içindeki terörle mücadele başarıları ve sınır ötesi operasyonlarla elde edilen kazanımların bir sonucu olduğunu belirtti. Uçum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni paradigması ve Sayın Bahçeli'nin hamlelerinin bu süreci tamamlayan öncü girişimler olduğunu vurguladı.
En dikkat çekici ifadesi ise şuydu: "Bu sürecin adı, öncekine benzer şekilde bir 'çözüm süreci' değil; bir 'geçiş süreci'dir." Uçum'a göre, bu süreç, "Terörsüz Türkiye"ye geçişe ilişkin bir devlet inisiyatifi olarak yönetiliyor ve terör örgütünün feshi ile silah bırakma kararlarıyla somut olarak başladı.
Anayasal Değişiklik Sinyali: Kürtlerin Statü Sorunu Yok!
Uçum, anayasal veya yapısal bir dönüşüm olup olmayacağı sorusuna verdiği yanıtla, süreci bambaşka bir boyuta taşıdı. Anayasa'nın 66. maddesinde yer alan vatandaşlık tanımının "hukuki bağ" olarak daha güçlü vurgulanabileceğini ve "Etnik kimliğine ve dini aidiyetine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hukuken bağlı olan herkes Türk vatandaşıdır" şeklinde bir hüküm konulabileceğini öne sürdü.
Uçum, Kürtlerin statü sorununa yönelik tartışmalara da sert bir dille karşılık verdi. "Türkiye’nin Kürtlerinin bir statü sorunu ve dolayısıyla statüye dayalı tarif edilecek bir hakkı yoktur" diyerek, bu tür söylemlerin "emperyalist bir proje" olduğunu savundu. Uçum'a göre, bu proje, Türkiye'den toprak koparıp Ortadoğu'da bir manda devlet kurma çabasından başka bir şey değil ve Kürtlere biçilen rol, "kullanışlı bir aparat, bir terör ordusundan ibaret."
Uçum, Kürtlerin milli devletinin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ve vatanlarının Türkiye olduğunu belirterek, "Terörsüz Türkiye" hedefinin Kürtlerin devletlerine ve vatanlarına sahip çıkması çağrısını da içerdiğini vurguladı.
HDP'ye 'Demokratik Sınırlar' Uyarısı
PKK'nın silah bırakması halinde HDP gibi siyasi partilerle ilgili endişelere de yanıt veren Uçum, bu partilerin terör vesayetinden kurtulmaları durumunda "demokratik siyasi hayatın meşru aktörleri" olabileceğini söyledi. Hukuki sınırların dışına çıkmadıkları sürece en uç görüşleri dahi savunabileceklerini belirten Uçum, aksi takdirde toplumsal ve siyasal olarak kaybedenlerin kendileri olacağını ifade etti. Bu sözler, sürece siyasi partilerin de dahil olabileceği ancak devletin belirlediği kırmızı çizgilerin aşılmaması gerektiği mesajını taşıyor.