- Haberler
- Reel Politik
- Bakan Yanık: Kim olursa olsun gözünün yaşına bakılmaz
Bakan Yanık: Kim olursa olsun gözünün yaşına bakılmaz
6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi toplumda infiale neden oldu. Davanın ilk duruşması Ocak ayında görülecek. Konuyla ilgili açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, '2 Aralık 2022'de dava bize ihbar ediliyor ve davaya hemen müdahil olduk' dedi. Davanın öne çekilmesi ile ilgili de açıklama yapan Bakan Yanık, 'Bizim talebimizle birlikte duruşma tarihi öne çekildi. Sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ettik' diye konuştu.
6 yaşında çocuk gelin skandalı Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
NTV canlı yayınına konuk olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bakanlığın talebi doğrultusunda duruşma tarihinin öne çekildiğini kaydeden Yanık, tutuksuz yargılanan baba Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatıma Gümüşel ile H.K.G'nın 6 yaşındayken evlendirildiği Kadir İstekli için tutuklama talebinde bulunduklarını söyledi.
Bakanlıklarına yönelik "6 yaşındaki kız çocuğuna istismar iddiasıyla" ilgili "sessiz kalma" yönünde suçlamalar ve eleştiriler bulunduğu ve olaydan hangi aşamada haberdar olduklarına ilişkin soru üzerine Yanık, Bakanlıklarının bu ve benzeri olaylardaki sorumluluğunun belli olduğunu dile getirdi.
''SÜREÇ ZATEN DEVAM EDİYORDU''
Mağdur bir şiddet riski altındaysa ve istismar mağduruysa, iddia bile olsa kendilerine başvurulduğunda gerekli desteği sağladıklarını anlatan Yanık, şöyle konuştu:
"Olayda başlangıç noktası, mağdurun savcılığa şikayetiyle, yani başlamış bir hukuksal sürecin arkasından mağdur bize geldi. 30 Kasım 2020'de Cumhuriyet Savcılığına müracaat ediyor. Bugün işte açılmış olan davanın ilk suç duyurusu aşaması. Akabinde Cumhuriyet Savcılığı konuyu bize ihbar ediyor. 2 Aralık 2020'ydi galiba. İstanbul İl Müdürlüğümüze ihbar ediyorlar ve biz beraberindeki süreçte mağduru, kurum bakımımıza alıyoruz. Gizliliğini sağlıyoruz. Daha sonra hem mağdurla alakalı hem çocuğuyla alakalı gerekli her türlü psikososyal destek sürecini işletiyoruz. Şimdi bizim sessiz kalmak gibi bir eleştirinin muhatabı olmamamız lazım çünkü bizim bu süreçte yapacağımız şey eğer mağdurun kendisinin başlatmadığı bir hukuksal süreç olsaydı, ona hukuki destek sağlayarak adli kolluk, adli mekanizmayı ya da kolluğu harekete geçirmek söz konusu olurdu ama zaten başlamış bir süreç."
Bu süreç içerisinde soruşturmanın devamı aşamasında Cumhuriyet Savcılığına, soruşturmanın akıbetiyle ilgili sürekli soru sorduklarını aktaran Bakan Yanık, "Mağdurun kendisinin vekaletname verdiği, yetkilendirdiği özel bir avukatı var. Dolayısıyla süreç zaten mağdurun eliyle devam eden bir süreç. Bizim burada mağdura yapacağımız tek şey, daha doğrusu en önemli katkı, gizliliğinin sağlanması. Yani açık kaynaklara da yansıdı O yüzden artık söylemekte bir beis görmüyorum. İşte yerinin deşifre olması, kök aile üyelerinin gelmesi vesaireden sonra tekrar o gizliliği sağlamak için biz Bakanlık olarak ciddi bir mesai harcıyoruz" diye konuştu.
''GÖREV ALANI İÇERİSİNDE HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYI YAPMIŞIZ''
Yanık, okuma yazmayı kendi çabasıyla öğrenmiş ama ilkokul diploması olmayan bir mağdurdan bahsettiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Bize geldiği zaman ilkokul diplomasını aldırmışız. Açık ortaokul kaydı yapılmış. Bu arada meslek öğrenmiş, aşçılık kursuna devam etmiş. Çocuğunun sağlık hizmetleri, aşı vesaireye erişimi sağlanmış. Kendisinin o ağır travmatik süreçteki rehabilitasyonu için kuruluşumuzda bakımı, sağlık desteği sağlanmış. Çünkü gizliliğin sağlanması için bir sağlık kuruluşuna götürülmemesi gerekiyordu. Dolayısıyla biz Bakanlık olarak bize tanımlanan görev alanı içerisinde yapmamız gereken her türlü çalışmayı yapmışız. 4 Aralık'ta ilk kabulü alıyoruz, mağduru 8 Aralık'ta kuruluşumuza alıyoruz. 8 Aralık 2020'de ve devamında mağdura gerekli desteği sağlıyoruz. Yetişkin bir bireyin hukuksal sürecine kendisi talep etmediği sürece resen katılma, karışma hakkınız yok. Ne zamana kadar? Dava açılıncaya kadar çünkü 6284 Sayılı Kanun'dan kaynaklı müdahale etme hakkımız var. 2 Aralık 2022'de dava bize ihbar ediliyor. Biz 2 Aralık 2022'de davaya hemen müdahale ettik. Müdahil olarak müracaat ettik. Aynı zamanda sonraki süreçte de hem duruşma tarihinin öne alınması hem sanıkların tutuklu yargılanmasıyla alakalı talebimizi dosyaya ibraz ettik. Nitekim bugün itibarıyla da duruşma tarihi öne çekildi. Dolayısıyla burada sanıklar, yani şu an itibariyle sanıklar soruşturma aşamasında şüpheliler üzerinden Bakanlığımıza yönelik ciddi bir daha doğrusu aslında sadece Bakanlığımıza değil ama siyaset etme biçimi olarak bir haksız saldırı söz konusu."
''DAVAYA MÜDAHİLİZ''
Bakan Yanık, mağdura psikososyal destek anlamında barınma, koruma, gizliliğin sağlanması anlamında verdikleri desteği bundan sonra hukuksal olarak vereceklerini vurgulayarak, "Davaya müdahiliz. Davanın bir tarafıyız artık biz Bakanlık olarak." dedi.
Mağdurun kendilerine korunma ve bakım hizmeti için sevk edildiğini aktaran Yanık, "Bizim Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimiz, kadın konukevlerimizin varlık sebebi şiddet mağduru ya da istismar mağduru ya da olduğunu iddia eden herhangi bir vatandaşın bu yönde bir talebi varsa al alıp onun korunmasını, bakımını sağlamaktır. Biz de bunu yapmışız." ifadelerini kullandı.
Yanık, konunun kamuoyuna yansımasından sonra mağdurla yeniden bir temas kurulup kurulmadığına ilişkin soruyu, "Bunu tabii gizlilik kuralı gereği açıklamam mümkün değil ama şunu daha önce de ifade etmiştim, prensipte özellikle altını bir kez daha çizmek istiyorum, mağdurun bizden korunma, barınma, gizliliğin sağlanması, can güvenliğinin temini noktasında herhangi bir talebi olursa her zaman her türlü desteği veririz." diye yanıtladı.
Sadece bu davayı takip etmekle kalmayacaklarının altını çizen Bakan Yanık, şunları kaydetti:
"Ayrıca 2012 yılında mağdurun bir hastaneye müracaatıyla başlayan ve daha sonra takipsiz kalan süreçle alakalı da kemik yaşı tespiti konusuyla alakalı Sağlık Bakanlığımız o dönemdeki o doktorla alakalı soruşturma başlattı. Adalet Bakanlığımız da Cumhuriyet Savcısıyla alakalı soruşturma başlattı. Biz o her iki soruşturmaya da Bakanlık olarak müdahale talebimizi gönderiyoruz. Dolayısıyla mağdurun bir tarafı olduğu, bütün hukuksal süreçleri bundan sonra biz de takip edeceğiz. Burada şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu olay bir gazete ya da bir televizyon haberiyle kamuoyunun dikkatini çektiği için bizim kurumlar olarak üzerine gittiğimiz bir olay değil. Bir defa bunun kamuoyu tarafından çok iyi bilinmesi lazım. Gazeteci arkadaşlarımızla, basından arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Konunun bir farkındalığı tetiklemek ve bir farkındalık geliştirmek anlamında haberleştirmeleri çok önemli ancak bu konu dava açıldıktan sonra haber oldu. Zaten bizim 2 senedir takip ettiğimiz bir süreç, 2 yıldır devam eden bir soruşturma süreci ve bir dava konusu olmuş. Yani dava açılmış ve açıldıktan sonra bir dava habere dönüştü. Bu anlamda Bakanlığımız özelinde baktığımızda, bizim süreç içerisinde Bakanlığımızın görev ve yetki alanı içerisinde her türlü desteği, katkıyı sağladığımız, mağdurun kendisini zaten hukuksal olarak bir özel vekaletnameyle takip ettirdiği bizim de kanunen dahil olabileceğimiz noktada aynı gün dahil olduğumuz bir süreçten bahsediyoruz."
SANIKLARIN TUTUKLU YARGILANMASI İÇİN BAŞVURU
Yanık, "Yargılama tarihinin öne çekilmesi sizin girişiminizle mi sağlandı yoksa başka bir süreç mi işledi? sorusuna, "Duruşma tarihinin öne alınmasını ve sanıkların tutuklu yargılanmasını biz talep ettik. Duruşma tarihinin öne alınmasıyla alakalı talebimiz bugün itibarıyla kabul edildi. Tutuklu yargılamayla alakalı talebimiz henüz dosyada, muhtemelen mahkeme heyeti inceleyecek ve ondan sonra karar verecek." diye cevap verdi.
"Böyle bir dosyada ve kamuoyu gündemine yansıdıktan sonra böylesine infial uyandıran bir vakada sanıkların tutuksuz yargılanması nasıl değerlendirmek lazım, bir avukat olarak buna ne dersiniz?" sorusunu yanıtlayan Yanık, şunları kaydetti:
"Mahkemelerin bu anlamda bir takdir yetkisi vardır ancak bu bahis konusu olay, Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanan katalog suçlardandır. Yani tutuklanması gereken, tutuklanmanın bir anlamda olayın niteliği gereği teşvik edildiği, bazen zorunlu olduğu suçlardan birisidir. Dolayısıyla zaten böyle olduğu, katalog suçlardan olduğu için biz de tutuklu yargılama talebinde bulunduk. Soruşturmanın önceki evreleriyle alakalı bir değerlendirme yapmayacağım ama bundan sonraki aşamalarında suçun tanımlanış biçimi, iddianamedeki tanımlanış biçimi, oluş biçimi ve mağdurun bu anlamdaki hukukunun korunması, haklarının korunması noktasında biz Türk Ceza Kanunu'ndan, Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan kaynaklı, 6284 Sayılı Kanun'dan kaynaklı bütün yetkilerimizi, davanın bir tarafı olarak mağdur lehine kullanacağız. Çok yakından dikkatle takip ettiğimiz bir dava. Bu anlamda her türlü mevzuattan aldığımız yetkiyi bu davada kullanacağız."