Bady Ekrem'in Maceraları...Le Monde İçin Yazdı 5 gün önce Türkiye'de Yayınlandı

Sahte Makale Komedisi: Le Monde Krizi Büyüyor

Yolsuzluk ve evrakta sahtecilik iddiaları ile tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun uluslararası kamuoyuna seslenmek için Fransız gazetesi Le Monde'a yazdığı yazı, yayınlanma zamanlaması nedeniyle büyük bir skandala yol açtı.

Makale, Le Monde'da 4 Ekim sabahı saat 06:00'da yayınlanmasına rağmen, metnin ilk olarak Türkiye'deki bazı yayın organlarında 29 Eylül'de servis edildiği ortaya çıktı. Bu durum, bazı basın organları tarafından "Bu skandal basın tarihine geçer! Sahte makale komedisi" başlıklarıyla hedef alındı ve makalenin meşruiyeti sorgulandı.

İBB Kaynaklarından "Erken Servis" Açıklaması

Tartışmaların odağındaki İBB kaynakları, bu karmaşayı bir teknik hata ile açıkladı: “Makale erken servis edilmiş, düzeltmesi yapılınca Le Monde’a gönderilecek" denildi. Bu açıklama, metnin esasen İmamoğlu tarafından yazıldığını teyit etse de, uluslararası bir yayın organı için hazırlanan metnin erken sızdırılmasının, iletişim skandalına dönüştüğü yorumlarına neden oldu.

İmamoğlu’nun “Gerçek Suçlarım” Mesajı

Siyasi bir krize neden olan makale, “Tutuklu İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu: ‘Demokrasi, adalet ve özgürlüğün artık geçerli (güncel) olmadığına inanmayı reddediyorum'” başlığıyla yayımlandı. Makalesinde Mart ayında tutuklanmasını ve 8 yıl 9 aya kadar hapis riskiyle yargılanmasını "antidemokratik bir zorlama" olarak kınayan İmamoğlu, hakkındaki davaları tek tek sıraladı.

"Kafkavari Davalar": Hukuksuzluğun Anatomisi

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu, Silivri cezaevinden kaleme aldığı yazıda, Franz Kafka'nın Dava romanına atıfta bulunarak, yargı süreçlerini “anlaşılmaz, belirsiz ve keyfi kurallarla yönetilen” uygulamalar olarak tanımladı.

Ne İle Suçlandığımı Bilmiyorum

İmamoğlu, kendisini Kafka’nın kahramanı Josef K.’ya benzeterek, savcılığın "resmi belgede sahtecilik" suçlamasının hangi somut belgeyi içerdiğine dair bilgi vermediğini vurguladı:

"Dosyanın tek 'küçük sorunu' şu: Savcının suçlaması hangi resmî belgenin sahte olduğu ya da benim hangi sahtecilik fiilini işlediğim konusunda somut bilgi içermiyor. Josef K. gibi, 19 yaşındaki Ekrem İmamoğlu’nun neyle suçlandığını ben de bilmiyorum!"

Diplomasının İptali ve Hâkim Değişikliği İddiası

İmamoğlu, 35 yılı aşkın geçmişi olan üniversite eğitimini detaylandırarak, 31 yıllık diplomasının İstanbul Üniversitesi tarafından hukuka aykırı biçimde iptal edildiğini anlattı. İddialarına göre, bu hukuksuz kararı onaylamaktansa Dekan istifa etmeyi tercih etti.

Yargıdaki siyasi müdahale iddialarını destekleyen çarpıcı bir detayı ise şöyle paylaştı: İptal kararına karşı İdare Mahkemesi’nde açtığı davada lehine ara karar çıkınca, (çoğunluğu Cumhurbaşkanı tarafından atanan) Hâkimler ve Savcılar Kurulu dosyadan hâkimi hızla değiştirdi.

"Gerçek Suçum İstanbul'u Üç Kez Kazanmak"

Makalenin en can alıcı noktası, İmamoğlu'nun hakkındaki tüm davaların arkasındaki siyasi motivasyonu açıkça ilan etmesidir. Diplomasının iptal edilmesinin amacını tek bir cümleyle özetledi:

"Diplomam, beni gelecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaktan alıkoymak için iptal edildi."

İmamoğlu'na göre iktidarın gözündeki gerçek 'suçları' şunlardır: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "İstanbul’u alan, Türkiye’yi alır" dediği İstanbul’u 3 kez kazanmış olmak. 

2028 Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesinin iktidar için teşkil ettiği büyük tehlike.

2024 yerel seçim listelerine Kürt adaylar koymaya cesaret etmek nedeniyle hakkında "terörizm" davası açılması.

Demokrasi ve Barış Çağrısı

Makalesini umut mesajıyla bitiren İmamoğlu, “HİÇBİR ULUS, KISA VADELİ ÇIKARLARI UĞRUNA TEMEL DEĞERLERİNE BAĞLILIĞINI FEDA ETMEMELİDİR” diyerek uluslararası topluma seslendi.

Türk halkının demokrasiye bağlı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, "Karşımızda ne kadar büyük dağlar olursa olsun, halkımızın desteğiyle işte bunları başaracağız. Tüm 'Kafkavari' davaları aşacağız!" ifadeleriyle direniş ve değişim vaadini yineledi.