Suriye'de Tarihi Dönüşüm: Trump-Şara Zirvesi ve Ankara'nın Kritik Rolü
Suriye'de on yılı aşkın süredir devam eden iç savaş ve izolasyon dönemi, ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara arasında Beyaz Saray'da gerçekleşen tarihi zirveyle sona erdi. Ankara'nın da dâhil olduğu üçlü çalışma mekanizmasıyla Suriye'nin yeniden yapılanması, terörle mücadele ve bölgesel güvenlik konularında önemli mutabakatlara varıldı. Ziyarete eşlik eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin pozisyonlarını ve hassasiyetlerini Washington'da masaya taşıyan kilit aktör oldu.
Ne Oldu?
Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, Geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara, Suriye'nin 1946'daki bağımsızlığından bu yana ABD Başkanı tarafından Beyaz Saray'da ağırlanan ilk Suriye lideri oldu. Bir saatten fazla süren görüşme son derece 'dostane ve yapıcı' bir atmosferde geçti. Görüşmenin ana odağında, ülkenin kurtuluşu, güvenliğin yeniden tesisi ve yönetim reformları yer aldı. ABD Başkanı Donald Trump, 'yeni Suriye liderliğinden duyduğu memnuniyeti' dile getirerek Şara'yı 'çok güçlü bir lider' olarak tanımladı. Zirve, aynı zamanda BMGK'nın eski HTŞ liderine yönelik yaptırımları kaldırmasının hemen ardından gerçekleşmesiyle de dikkat çekti.
Türkiye'nin Rolü
Zirvenin en kritik noktalarından biri, Türkiye'nin süreçteki aktif ve kilit rolü oldu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şara'nın daveti üzerine Washington temaslarında yer aldı ve Trump-Şara görüşmesinin bir kısmına katıldı.
Fidan, sonrasında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile üçlü bir çalışma toplantısına katıldı. Bu toplantı, iki başkan arasında varılan mutabakatın uygulama mekanizmalarını belirlemek amacıyla yapıldı. Bakan Fidan, bu platformda Türkiye'nin pozisyonlarını net bir şekilde ortaya koydu.
Hakan Fidan Ne Dedi?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Washington'daki temaslarına ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin rolünü ve hassasiyetlerini detaylandırdı. Fidan'ın görüşmelerde vurguladığı temel konular şunlar oldu:
- Bölgesel Bütünlük: Fidan, Suriye'nin kuzey, güney ve kuzeydoğusundaki sorun alanlarının dikkatle yönetilmemesi durumunda, ülkenin bölgesel ve toprak bütünlüğünün tehlikeye gireceği uyarısında bulundu.
- Altın Oran: Ülkenin bir ve bütün olması, aynı zamanda tüm etnik ve dini grupların can ve mal güvenliğinin sağlanması arasındaki 'altın oranı bulmak' için büyük bir gayretin olduğunu belirtti.
- Sezar Yasası: Yaptırımların (Sezar Yasası) kalıcı olarak tamamen kaldırılması için Kongre nezdinde çalışmaların önemine dikkat çekti.
Fidan, ayrıca ABD'li yetkililerle Gazze, Rusya-Ukrayna ve İran nükleer müzakereleri gibi bölgeyi ilgilendiren diğer kritik dosyaları da ele aldığını ifade etti.
Şara Ve Trump Ne Görüştü?
Trump ve Şara, ikili ilişkilerin 'yeni bir strateji' ile ilerletilmesi konusunda anlaştı. Görüşmenin temel mutabakat noktaları şunlardır:
- DSG'nin Entegrasyonu: DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Şara arasında imzalanan '10 Mart Anlaşması' kapsamında, Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) Suriye Arap Ordusu'na entegre edilmesi kararlaştırıldı.
- Güvenlik Anlaşması: Suriye ile İsrail arasında bir 'güvenlik anlaşması'na varılması yönündeki çabaların ABD tarafından destekleneceği belirtildi. Ancak Şara, 'şu anda doğrudan müzakereye girmeyeceklerini' ifade etti.
- Terörle Mücadele: Suriye'nin, IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon'a katılması ve ABD ordusunun Suriye hükümetiyle koordinasyon içinde olması gerektiği konuşuldu.
Suriye'nin Geleceği Ne Olacak?
Zirveden çıkan tabloya göre Suriye, 60 yıllık izolasyonun ardından ABD ile yeni bir döneme giriyor. Trump'ın 'Orta Doğu'da ilk kez barışın mümkün olduğu' yönündeki iyimser açıklamaları, Suriye'nin bütünlüğünü koruyarak yeniden yapılanma sürecine odaklanacağını gösteriyor. Yeni dönemde ABD, Suriye'yi 'jeopolitik bir müttefik' ve yatırım (özellikle gaz çıkarma) fırsatlarının olduğu bir yer olarak görmeye başlıyor.
Suriye'yi Ne Bekliyor?
Suriye'yi kısa vadede ekonomik rahatlama ve siyasi yeniden birleşme süreçleri bekliyor. ABD Hazine Bakanlığı'nın, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımları 180 gün süreyle askıya alması, ekonomik kısıtlamaların çoğunun kalkması anlamına geliyor. ABD, Suriye'ye 'yeniden yapılanma ve terörle mücadelede başarı için ikinci bir şans tanındığını' duyurdu. Öte yandan Suriye liderliği, Rusya'da bulunan Beşar Esad dhil tüm arananların Suriye'ye iade edilmesi talebini de dile getirerek adalet vurgusu yaptı.
Ne Talep Edildi?
- Suriye Tarafından:
- Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların tamamen kaldırılması (kalıcı olarak).
- Yeniden yapılanma ve kalkınma için uygun faizli kredilerin sağlanması.
- ABD ordusunun Suriye hükümetiyle koordinasyon içinde çalışması.
- Beşar Esad'ın dahil olduğu tüm arananların Suriye'ye teslim edilmesi.
- ABD Tarafından (Karşılığında):
- 10 Mart Anlaşması'nın uygulanması ve DSG'nin Suriye Ordusu'na entegrasyonu.
- İsrail ile barış anlaşmasına varılması yönündeki çabalara destek verilmesi.
Ne Elde Edildi?
- Yaptırım Askıya Alındı: ABD, Sezar Yasası kapsamındaki tüm ekonomik yaptırımları 180 gün süreyle askıya aldı.
- Yatırım Teşviki: Amerikan şirketleri ve finans kuruluşları Suriye'ye yatırım yapmaya teşvik edildi.
- Siyasi Tanınma: Suriye lideri, 1946'dan bu yana ilk kez Beyaz Saray'da resmi olarak ağırlandı, bu durum yeni yönetimin uluslararası alanda kabulü anlamına geliyor.
- Üçlü Mekanizma: Türkiye, ABD ve Suriye arasında mutabakatın uygulanması için üçlü çalışma toplantısı mekanizması kuruldu.