Sırrı Süreyya Önder'e veda
Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve 18 gün yoğun bakımda tedavi gören DEM Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder hayatını kaybetti. Önder, bugün İstanbul'da son yolculuğuna uğurlanıyor.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı hastanede geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakıma alınan TBMM Başkanvekili, DEM Parti İstanbul Milletvekili, İmralı heyeti üyesi ve T24 yazarı Sırrı Süreyya Önder (62) tedavisinin 18. gününde çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Bugün ikindi vakti Levent'teki Barbaros Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) anma töreni düzenlendi. Sabah erken saatlerde AKM'nin hemen önünde yer alan Gezi Parkı, polis bariyerleriyle kapatıldı. Tabutu AKM'ye getirilen Önder, dakikalarca ayakta alkışlandı. Vatandaşlar, 'Yaşasın halkların kardeşliği', 'Sırrı yoldaş ölümsüzdür' ve 'Sırrı'ya sözümüz barış olacak' sloganları attı. Önder için durulan 1 dakikalık saygı duruşunda salonda Nazım Hikmet'in 'Güneşi İçenlerin Türküsü' okundu. Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir, 'Barışı görmek istiyordun, çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu, sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız bayraksız hüzünlü umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben' ifadelerini kullandı.
AKM önü ve Gezi Parkı'nda polis bariyerleri
Sırrı Süreyya Önder için bugün İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen anma töreni öncesi Taksim Gezi Parkı çevresinin polis bariyerleriyle kapatıldı.
Öte yandan törenin gerçekleştirileceği AKM önünde de yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Tören saati yaklaşırken AKM önünde kalabalık artmaya başladı.
Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılacak törenin ardından, ikindi namazına müteakip Levent Barbaros Camii'nde cenaze namazı kılınacak. Sırrı Süreyya Önder, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.
Önder'in cenaze töreni için siyasetçilerden çelenk geldi. İBB Başkanvekili Nuri Aslan, İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy çelenk gönderen isimler oldu.
'Sırrı'ya sözümüz barış olacak'
Tabutu AKM'ye getirilen Önder, dakikalarca ayakta alkışlandı. Vatandaşlar, 'Yaşasın halkların kardeşliği', 'Sırrı yoldaş ölümsüzdür' ve 'Sırrı'ya sözümüz barış olacak' sloganları attı.
Siyasi isimler, sanatçılar törene katıldı
AKM'de yapılan törene; Barış anneleri, eski HDP Milletvekili Hüda Kaya, DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı ve İmralı heyeti üyesi Ahmet Türk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İstanbul Valisi Davut Gül, MHP Milletvekili Celal Adan, AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, sanatçı Mahsun Kırmızıgül, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, DEM Partili Saruhan Oluç ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan da katılanların arasında.
Demirtaş'tan mesaj: Ölüm sana yakışmadı, olmadı gardaş
Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Bir tane mezarın yok ki, on milyonların kalbine gömüleceksin. Hangi birini ziyaret edem, hangisine yüzüm sürem gardaş. Git, yolun açık olsun abe can, her daim kıymetlimizsin. Ama gülüş değil ki, bıyık değil ki sana yakışsın; ölüm sana yakışmadı, olmadı gardaş' mesajını paylaştı.
'Kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan…'
Önder'in kızı Ceren Kandemir Önder, cenaze töreninde yaptığı konuşmada 'barış' vurgusu yaparak şöyle konuştu:
'Onunla biz tek bir kişi gibiydik çünkü kendime okur gibi okurdum, ona okurken hatalarımı görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım onu size okumak istiyorum; Baba, hayatın bütün rengi gitti, benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi ürkütücü bilinmezliklerle dolu daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız, kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum, bu benim tek kabusun, zaafım, burnumdaki sızı yutağımdaki yumruk karın ağrımdı. Öyle iyi öyle benzersizdin ki bu adam bana ancak ölerek acı çektirebilir derdim, gece gece çaldığın kemanın cümbüşün udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye güvenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan… Baba, kalbim kırık diye aradım, baba grip oldum, öksürüğüm geçmiyor, baba kedim öldü, baba aşık oldum, baba uyku tutmadı… Ben babalığına çok doydum, şimdiye kadar verdiğin tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni. Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu?
'Boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyada gidiyorsun baba'
Şimdi öfkelenmek istiyorum, iki hafta sonra barış protokolü hazırlanacak sonra rahatız. Ameliyatta olacağım iki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum, açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere… Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum, yapamıyorum. Bana Kandıra cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum. Gidecek yolu olmayan bir amacı olmayan ama hep yanımda olan bir babayı sen istemezsin demiştin, şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim! Sana öfke duyanlar için yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirme diyorsun. Doğduğumdan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın, ben hiç görmedim. Herhalde kalbine! Bir tek mülk edinmeden ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyada gidiyorsun baba. Giderken neşemi birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak, sana doyuncana sevgi verebildim. Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncaya kadar öptüm kokladım, şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da renklerini bulursun. Artık dinlen turna kuşum, biz iyi olacağız, çocuklara hep seni anlatacağız.
'Barışı görmek istiyordun, çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu...'
Şakaların ağzımızda eğri dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçinde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmediğinin bir huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin. Can için daima bir cebinde mandalina bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan sevgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabana binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi; Cano'nun düğününü görmeden gitmeyeceğim. Tutmadığın sözün yoktu, gittin mi? Barışı görmek istiyordun, çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu, sütten de ağzın hiç yanmıyordu. Bir tür barış mıydı bilmiyorum ama hastane koridorlarındaki sınıfsız bayraksız hüzünlü umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle, biliyorum yağmur yağmaz yukarıya doğru yeniden, acımaz olur, silinir gider izi bıçağın ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerine gökyüzünde. Seninle gurur duyuyorum.'
'Ceren'e yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorum'
Sırrı Süreyya Önder'in kardeşi Ali Fuat Önder ise şunları söyledi:
'Bu ülkede bu kanın, bu acının durması gerekiyor, hiçbir malım mülküm yok, Ceren'e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum' diyordu. Siyasete girme nedeni de buydu. Bunun hayata geçeceğine umudum sonsuz. Son olarak bir şey daha demek istiyorum; kendisi burada olsaydı 'sevene de sövene de selam olsun' derdi'
Hatimoğulları: Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların hikayesiydi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, konuşmasında 'Her düşünceden, fikirden, dilden insanın barış elçisi olan sevgili Sırrı Süreyya Önder'i sonsuzluğa uğurlayacağız. Türkiye'de bütün halklar bir şifa nöbetindeydi. Kimi hastanede, kimi evinde ama herkesin duası Önder'in bu hastalığı atlatması ve aramızda olmasıydı, ne yazık ki olmadı. Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların hikayesiydi. İşte ondan bu kadar derindir yürek acısı' dedi.
Bakırhan: Sana söz Fırat suyu Marmara'ya karışacak
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise Önder için yaptığı veda konuşmasında şunları söyledi:
'Hepimizin başı sağ olsun. 18 gündür Türkiye'nin dört bir yanından yapılan dualara şahit oldum. Sırrı barış mücadelesi yürütüyordu ancak artık barışın bir simgesi. Bizim başarıya ulaştıracağımız barışı bir gün bu topraklara getireceğimize inanıyorum. Sırrı gibi bir söz ustasının huzurunda konuşmak gerçekten zor.
Sevgili yol arkadaşım senin gibi bir söz ustasının huzurunda konuşmak oldukça zor. Tepeden tırnağa adanmışlıktın, hepimizi iyileştiren yaşama sevinciydin. Bir dengbej gibiydin. Bayılırdın anlatmaya Türkiye'nin bütün renklerini. Bir anlatı ustasıydın. Yüzünde yaşadığın coğrafyanın bütün renklerin izleri vardı. Senin suretinde hiç geçmeyen bir çocukluk ama en çok da barış gizliydi. Dolmabahçe'de bu ülkenin en kadim yarasına merhem olacak sözü umutla dile getirmiştin. Tam o gün 28 Şubat 2015'te barışa ramak kalmışken Yaşar Kemal'i kaybetmiştik. Sen bir tek bir insan bile acı çekmesin diye kendini barışa ve halklara adadın.
Barışa ulaşmak için adaları, dağları kentleri aştın. Sana söz Fırat suyu Marmara'ya karışacak. Sana söz Sırrı, barış kazanacak. Barış için çarpan o güzel yüreğini hep birlikte çok özleyeceğiz. Uğurlar olsun yoldaşım. Sana söz biz bu ülkeyi yarım bırakmayacağız.'
Buldan gözyaşlarına boğuldu
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Önder'in tabutu başında gözyaşlarına boğuldu.
Ne olmuştu?
Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan gecesi İstanbul'daki evinde fenalaşmasının ardından İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'ne kaldırılmıştı. 62 yaşındaki Önder'in kalbi bu sürede iki kez durdu ve acil şekilde ameliyata alındı. Kalbindeki ana aort damarında büyük bir yırtılma olduğu ve kalp krizi geçirdiği tespit edildi. Florence Nightingale Hastaneler Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi'nin 'kalp hastalıkları içindeki en büyük ameliyatlardan biri' olduğunu söylediği ameliyat, toplamda 10 saat sürdü. Ana damardaki yırtıkla ilgili operasyonu 8 saat sürerek, 16 Nisan sabah 07.00'ye doğru sona erdi. Doktorlar, bu sürede kalp ana aort damarındaki yırtığı dikmeyi başarırken, Önder bir süre ameliyathanede tutulduktan sonra saat 10.00'a doğru, kalbi cihaza bağlı olarak yoğun bakım servisine alındı.
Doktorların iyileşmesini bir 'mucize' olarak nitelendirdiği Önder; tedavisinin 18. gününde saat 16:10'da hayatını kaybetti. Önder'in hayati tehlikesinin giderek attığı, nörolojik tablosunun ağırlaştığı, 'çoklu organ yetmezliği' yaşadığı kaydedildi.