Papa'nın Koltuğundaki Delik: Yüzyıllık Sır Yeniden Gündemde
Papa seçimleri sadece dini bir tören değil, aynı zamanda yüzyıllardır süren bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Yeni Papa seçim süreci tüm dünyada merakla izlenirken, gölgede kalan bir gelenek yeniden gündeme geldi: Seçilen Papa'nın erkek olup olmadığını anlamak için yapılan cinsiyet kontrolü. Habertürk Gazetesi yazarı Murat Bardakçı, bu sıra dışı ve tartışmalı geleneği köşesine taşıdı. Bardakçı'ya göre, Vatikan'da yüzyıllar boyunca sürdürülen bu uygulama, 9. yüzyılda yaşanan büyük bir skandala dayanıyor.
Delikli Sandalyeye Oturtulan Papa
Papa seçildikten sonra, törenin bir aşamasında özel olarak tasarlanmış bir sandalyeye oturtuluyor. 'Sedia Stercoraria' adı verilen ve altı delik olan bu koltuğun altında bekleyen görevli, yeni Papa'nın erkek olup olmadığını fiziksel olarak kontrol ediyor. Kontrol sonrasında, 'Habet duos testiculos et bene pendentes' — 'İki testisi var ve iyi sarkıyorlar' — denilerek erkekliği ilan ediliyor. Kardinaller de bu ifadeye 'Deo gratias' (Tanrı'ya şükürler olsun) diye karşılık veriyor.
Kadın Papa Skandalı: Joan'ın Trajedisi
Bu tuhaf geleneğin arkasında ise tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir olay yatıyor. 9. yüzyılda Papa unvanını taşıyan Sekizinci John'un aslında bir kadın olduğu ortaya çıktı. Alman asıllı Joan, erkek kılığına girerek kilise hiyerarşisinde yükselmiş, sonunda Papa seçilmişti. Ancak bir dini geçit töreni sırasında doğum yapınca gerçeğin ortaya çıkması uzun sürmedi. Joan ve bebeği, öfkeli kalabalık tarafından taşlanarak öldürüldü.
Utanç mı, Gelenek mi, Uydurma mı?
Bardakçı, bu olay sonrası Papa seçimlerinde cinsiyet kontrolünün zorunlu hale getirildiğini aktarıyor. Delikli sandalye ve fiziksel kontrol geleneği, Vatikan tarafından hiçbir zaman resmî olarak kabul edilmese de, ortaçağ tarihçileri tarafından kaleme alınan belgelerde ayrıntılarıyla yer alıyor. Olayın Vatikan kayıtlarından silinmeye çalışıldığı da iddialar arasında.
Efsaneleşen Bir Skandal
Kadın Papa hikyesi, yıllar içinde sadece kilise tarihine değil, edebiyat ve sinema dünyasına da konu oldu. 'Pope Joan' adlı roman ve filmlerde bu olay dramatik biçimde işlendi. Aynı şekilde 'Borgias' dizisinde de Vatikan'ın karanlık geçmişine dair benzer göndermeler yapıldı.
Bardakçı'ya Göre Tartışma Hl Canlı
Murat Bardakçı, bu konuyu daha önce de gündeme getirmiş ve Vatikan yetkililerinden tepki görmüştü. Yazısında, 'İstanbul'daki Vatikan temsilcisi beni arayıp 'Bu iddialar berbat, bunları yazmayın' dedi. Ama bu kadarıyla yetindi. Delillerle karşı çıkamadılar' ifadelerine yer veriyor. Bardakçı'ya göre bu sessizlik, olayın tamamen bir efsane olmadığını düşündürüyor.
Gelenek Sürüyor mu?
Bugün bu uygulamanın hl devam edip etmediği net olarak bilinmiyor. Sistin Şapeli'ndeki Papa seçimleri tamamen kapalı kapılar ardında yapıldığı için geleneklerin ne ölçüde sürdüğü gizemini koruyor. Ancak Katolik Kilisesi'nin geleneklere olan bağlılığı düşünüldüğünde, bu tür ritüellerin tamamen terk edildiğini varsaymak da kolay değil.