Kızıl Soros Cezaevinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Suçladı
Gezi Park'ı Kalkışmasının finansörü, casusluk suçundan cezaevinde bulunan 'Kızıl Soros' lakaplı Osman Kavala, 18 Ekim 2017'den bu yana cezaevinde. Yıllardır süren tutukluluğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen devam eden Kavala, DW Türkçe'nin sorularını Silivri Cezaevi'nden yazılı olarak yanıtladı
'Cumhurbaşkanı'nın Eleştirisinden Sonra Hukuk Rayından Çıktı'
Kavala, sekiz yıllık sürecini değerlendirirken, yargı sürecinde kritik bir dönüm noktasına işaret ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı suçladı.
'Gezi ile ilgili beraat kararları verildi... Ancak Cumhurbaşkanı'nın beraat kararını eleştirmesinden sonra ise yargı süreci keyfi bir cezalandırma faaliyetine dönüştü, hukuk rayından çıktı. Bunun yargıda bir dönüm noktası olarak görülebileceğini düşünüyorum.'
Bu tarihten sonra yargı mensupları üzerindeki siyasi etkinin alenileştiğini savunan Kavala, somut delil olmadan suçlama yöneltmenin olağanlaştığını ve 'düşman hukuku' uygulamalarının meşrulaşmasına hizmet ettiğini dile getirdi.
'Artık Milletvekilleri Bile Beni Ziyaret Edemiyor'
Cezaevindeki güncel duruma ilişkin konuşan Kavala, 'Birkaç ay öncesine kadar beni ziyaret eden milletvekilleri oluyordu... Anlaşılan bir değişiklik olmuş, artık benimle görüşmek için izin alamıyorlar,' ifadeleriyle cezaevi yönetiminin ziyaretçi politikalarındaki kısıtlamalara dikkat çekti.
Yargı pratiği hakkındaki gözlemleri ise oldukça kritik. Kavala, uzun tutuklulukların gerekçesiz biçimde olağanlaştığını ve insanların ikna edici bir neden olmadan cezaevinde tutulmasının artık 'normal bir uygulama' gibi görüldüğünü belirtti.
AİHM Kararını Etkisiz Kılmak İçin Casusluk Suçu İcat Edildi
AİHM'nin 2019'da verdiği 'derhal serbest bırakılmalı' kararına rağmen tutukluluğun sürmesi ve 2022'de ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılması hakkında Kavala şunları söyledi:
'Gezi davasından beraat ettiğim gün, daha önce tahliye kararı verilen 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili suçlamadan gözaltına alındım ve tutuklandım. AİHM kararını etkisiz hale getirebilmek ve tutukluluğumu devam ettirmek için yeni bir suçlamaya ihtiyaç duyuldu, yasadaki tanımlara uymayan bir casusluk suçu icat edildi.'
Bu durumun, yargıya açık bir şekilde 'AİHM kararlarına uymak zorunda değilsiniz' ve 'yasaları keyfi biçimde kullanabilirsiniz' mesajı verdiğini savundu. Kavala, yapılanların sadece kendisine zarar vermediğini, 'Yasaların içeriklerinden... kopartılarak keyfi biçimde kullanılmasının devletin itibarını, hukuk devleti olma niteliğini de zedelediğini düşünüyorum' dedi.
Serbest Kalma Planı Yok: 'Kendimi Hazır Hissetmiyorum'
Yargıtay'ın mahkûmiyet kararını onaması ve Adalet Bakanlığı'nın yeniden yargılama talebini reddetmesine rağmen Kavala, umutlu olduğunu ifade etti: 'Öncelikli meselenin hukuk devletinin temellerini onarmak olduğuna inanıyorum... Bunun değişmesi gerektiği konusunda siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları arasında çok geniş bir mutabakat var.'
Ancak serbest kalması halinde nasıl bir hayat süreceği sorusuna verdiği yanıt, içinde bulunduğu belirsizliği gözler önüne serdi: 'Ne zaman serbest kalacağımı bilemediğimden kendimi bir hayat planı yapabilecek durumda hissetmiyorum.'