İngilizler Nurcuları 'Bozuk Para' Gibi Harcadı – Nato'nun İslamcıları Kullanma Tarihi
Filistin'de yaşanan trajediler karşısında İslam dünyasının çaresizliği tartışılırken, Türkiye'de yıllarca devletin en kritik noktalarına sızmış olan Nurcuların NATO ve Batı istihbaratıyla bağlantıları yeniden gündeme geldi. Aydınlık yazarı İlker Yücel'in kaleme aldığı analiz, Ulusal Kanal ekranlarında Nurcu lider Mustafa Kaplan'ın yaptığı tarihi itiraflarla birleşince, 'NATO denetimindeki İslamcılık' gerçeğini gözler önüne serdi.
NATO SINIRINI GEÇEMEYEN İSLAMCILIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal, 11 Ağustos 2025'teki köşe yazısında Filistin'deki acıları anlattıktan sonra '2 milyarlık İslam lemi'nin sessizliğini sorguladı. Ancak yazı, Batı emperyalizminin bu sessizlikteki payını sorgulamadan, 'Elimizden gelen bu' çizgisinde son buldu.
İşte Ünal'ın cesaret edemediği sorgulamayı, 20 yaşından itibaren Nurcu hareketin içinde yer alan, Yeni Asya gazetesinin eski başyazarı Mustafa Kaplan yaptı. Odatv.com'un haberine göre Nurcuların kritik isimlerinden Bekir Berk'in yetiştirdiği Kaplan, Ulusal Kanal'daki Ezber Bozan programında İngiliz ve Amerikan istihbaratının Nurculuk üzerindeki etkilerini tek tek anlattı.
KAPLAN'IN TARİHİ İTİRAFLARI
Mustafa Kaplan'ın açıklamalarına göre:
Nurcu hareketin yönü, 'baş düşman komünizm' hedefiyle şekillendirildi.
Komünizmle Mücadele Dernekleri, FETÖ'nün büyüme yuvası oldu.
Emperyalizmin 'Yeşil Kuşak' planı içinde yer aldılar.
İçeride rejim değişikliği hedeflenince, Batılı güçlerle ittifak meşru görüldü.
İngiliz istihbaratı, Yeni Asya'da etkin oldu; Nurculuğu örgütlü hale getirenler İngilizlerdi.
Gladyo, hareketi 'abiler' üzerinden yönlendirdi; Said Nursi'ye bile sansür uygulandı.
Lüks ciplerle medreselere dolar dağıtıldı.
Devlete sızan Nurcu yapılar, İngiliz ve Amerikan istihbaratının kanalı oldu.
Körfez Savaşı'nda ABD, Irak'a saldırırken Nurcular sessiz kaldı; NATO denetiminde bir İslamcılık oluşturuldu.
'NATO ZİNCİRİ KIRILMADAN FİLİSTİN'E YARDIM OLMAZ'
Kaplan'ın en çarpıcı uyarısı ise şu oldu:
'NATO isterse Kore'ye tugay gönderirsiniz, istemezse burnunuzun dibinde yüz binlerce Müslüman ölürken kükremekle yetinirsiniz. İncirlik ve Kürecik'e yan gözle bile bakamazsınız. Filistin'e bugün en büyük yardım, Anadolu'daki NATO zincirinin kırılmasıyla yapılır.'
TARİHSEL BAĞLAM
Türkiye'nin NATO'ya girdiği 1952'den bu yana, Batı'nın Orta Doğu politikalarının en önemli dayanağı, 'ılımlı İslam' maskesiyle hareket eden, fakat Batı çıkarlarının sınırını aşamayan dini-siyasi gruplar oldu. 1970'lerde CIA destekli 'Yeşil Kuşak' projesi ile Sovyetler'e karşı güçlendirilen bu yapılar, Soğuk Savaş sonrası dönemde de Batı'nın jeopolitik hamlelerinde taşeron işlevi gördü.
Bugün, Nurcuların kendi içinden gelen itiraflar, yalnızca geçmişin karanlık sayfalarını değil, Türkiye'nin hl içinde bulunduğu stratejik bağımlılığı da gözler önüne seriyor.