Erdoğan: Kürt kardeşlerim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir!
AK Parti Grup Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEM Parti ile CHP arasında gerilime neden olan 'Stockholm Sendromu' tartışmasına dahil oldu ve, CHP Lideri Özel'e, 'Sen kimin cellat olduğunu bilmiyor olabilirsin. Ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir' diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. KIZILELMA testleriyle ilgili eleştirilerde bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 'Gölge etme başka ihsan istemez' yanıtını veren Erdoğan, Özel'in 'cellat' çıkışına ise 'Benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu iyi bilir.' diyerek tepki gösterdi.
'MİLLİ GELİR 1,5 TRİLYON DOLARI AŞTI'
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları:
Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, sizlerle olmaktan memnuniyet duyuyorum. Grup toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
26 ve 27 dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk kardeşimiz emaneti sahibine teslim etti. Cemal kardeşimizi hep nezaketi çalışkanlığı ve hayırla yad edeceğiz. Ailesine baş sağlığı diliyorum.
Ekonomide yılın üçüncü çeyrek verileri açıklanmaya başladı. Yılın ilk 9 ayına dair turizm verileri paylaşılmıştı. Buna göre ilk 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 artarak 49 milyon 993 bine çıkmıştı. Turizm gelirlerinde ilk üç çeyrekte 50 milyar doları yakalamıştık. Böylece tüm zamanların üç çeyrek rekorunu kırmıştık. Ekonomimiz 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme çeyreğini 2025'in üçüncü çeyreğinde de devam ettirmiştir. Bu oranla OECD ülkeleri arasında 4. olduk G20 ülkeleri arasında da 5. sırada yer aldı.
Bölgemizdeki sıcak çatışmalara küresel ekonomideki belirsizliklere ticaret savaşlarına Türkiye'nin önünü kesmek için türlü oyunlar çevirme mel'un ve mey'us odaklara rağmen hamdolsun hedeflerimizden kapmadık ve kopmuyoruz.
Ekonomi başta olmak üzere daha aydınlık bir Türkiye'ye vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Suyu önce bulandırmaya çalışıp sonra da sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz.
Bir diğer önemli gelişme ülkemizin risk primindeki düşüştür. CDS'imiz 233 baz puana gerileyerek son 7 yılın en düşük seviyesine indi. Bu sabah Kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı .Buna göre kasım ayı enflasyonumuz 0,87 geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18'ler seviyesine indi. Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizle birlikte kira enflasyonunda hızlı bir gerileme bekliyoruz.
'TÜRKİYE'NİN ROTASI BELLİ'
Türkiye'nin rotası hedefi bellidir. Bu hedef 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır. Bu hedef 2028 yalında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır.
G20'de verdiğimiz mesajların bilhassa Afrikalı kardeşlerimiz nezdinde memnuniyetle karşılandığını gördük.
2026 yılı Türkiye açısından uluslararası zirveler yılı olacak. 200'e yakın ülkeyi Antalya'mızda ağırlayacağız. Temmuz ayında NATO Zirvesi'ni Ankara'da gerçekleştireceğiz.
Yarın veya ertesi gün değil hatta bir asır sonra bile hayırla yad edilen eserler bırakalım. İstiyoruz ki çocuklarımıza her alanda müreffeh bir ülke emanet edelim. İstiyoruz ki Türkiye yüzyılının önündeki engelleri kaldıralım. Bizim yegane niyetimiz budur.
'BENİM KÜRT KARDEŞİM KİMİN CELLAT OLDUĞUNU BİLİR'
Geçtiğimiz günlerde savunma sanayimizde küresel bir başarıya imza attık. KIZILELMA adını verdiğimiz insansız savaş uçağımız Murat isimli radarımızla tespit edilen bir savaş uçağını Gökdoğan isimli füzemizle havdan havaya tam isabetle vurmayı başardı. Böylece KIZILELMA havadan havaya hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu. Türkiye hava savunmasında ciddi bir üstünlük elde etti.
Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı bu testleri 'Sinop'ta balıklar rahatsız oluyor' diyerek eleştirmişti. Ona Diyojen'in meşhur sözüyle cevap verelim 'Gölge etme başka ihsan istemez.' Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın. Siz gidin kendi iç meselenizle uğraşın. Siz gidin gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının. Siz gidin önce içinizde yolsuzluk yapanları ayıklayın. Bize gölge etmeyin o bize yeter.
Şimdi çıkmış, artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? DEM Parti'nin terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromuymuş; yani celladına aşık olmakmış. İnsanda biraz utanma olur, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye'yi bilmiyorsun, hadi dış politikadan haberin yok, hadi ekonomide elifi görsen mertek zannedersin; insan bari kendi geçmişini bilir, kendi kara sicilini bilir. Şimdi bu beyefendiye sormak lazım; Ya sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin?
Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir. Şurada Ulus Meydanı'nda, İstiklal Mahkemeleri'nde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Merhum Menderes'in, Polatkan'ın, Zorlu'yu adım adım darağacına kimin taşıdığını milletim bilir. Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli'den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel, hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın, CHP'nin geçmişine baksın; celladı orada zaten görecektir.
Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Yönetim değişiyor fakat CHP her şeye çıkar odaklı bakma alışkanlığından bir türlü kurtulamıyor. CHP'nin gözünde kendileri 'ağa', geri kalan milyonlar ise 'maraba.' Kürt kardeşlerim herkese bunlar için sadece bir oy deposu. Ama artık yutmazlar. Denklem gayet basit: Hiçbir karşılık beklemeden seçimlerde oy verdiğinizde sizden iyisi yok; tersi bir durumda ise sizden kötüsü yok. Bakın biz buna daha önce 14-28 Mayıs seçimlerinde deprem bölgesinde şahit olduk. Sırf kendi Cumhurbaşkanı adaylarına oy vermediler diye depremzedelerimize günlerce etmediklerini bırakmadılar. Gece vakti misafirhanelerden kovmaktan, sosyal medyadaki edepsizliklere kadar her türlü vicdansızlığı, her türlü hoyratlığı sergilediler.
Bugün de aslında aynısı tekerrür ediyor. CHP zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP'nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor. AK Parti olarak bizim tavrımız bellidir: Onlar ne yaparsa yapsın; biz Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Lazıyla tüm Türkiye'yi kucaklamaya devam edeceğiz. Hiçbir ayrım gözetmeden 86 milyonun hiçbir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız.
'BAHÇELİ'Yİ HEDEF ALAN AÇIKLAMALAR KABUL EDİLEMEZ'
Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum: Bundan 24 sene evvel partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse, 2005 yılında Diyarbakır'da 'Bu sorun benim de sorunumdur' derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse, 2013 yılında çözüm için 'Baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin' dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse; AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve samimiyeti taşıyoruz.
AK Parti olarak bizim tavrımız nettir. Biz tüm Türkiye'yi kucaklamaya devam edeceğiz. Partimizin, ittifakımızın devletimizin önce terörsüz Türkiye'yi ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği terörsüz bölgeyi inşa etme azmi tamdır. Cumhur İttifakı fikir anlayış ve fikir birliği içindedir. Her fırsatta söylüyorum. Allah'ın izni ile bu sefer başaracağız. Cumhur ittifakı olarak bir siyasi risk alıyorsak sadece elimizi değil gövdemizi de taşın altına koyuyorsak işte bunun için alıyoruz.
Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi hedef alan dünkü saygısız açıklamaları asla tasvip etmediğimizi kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim.
Gerek parti sözcümüz gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş izahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan biran önce dönülmeli ve düzeltilmelidir.
Bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyorum.