Bülent Turan'dan Sert Çıkış... Ak Parti'de Truva Atları

AK Parti kulislerinde bir süredir fısıltı gazetesinde konuşulan 'içerideki ayrık otları' tartışması, en üst perdeden gelen açıklamalarla kurumsal bir hesaplaşmaya dönüştü. Necmettin Bilal Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerdeki sert 'kaypaklar ve hainler' çıkışının ardından, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan'ın kaleme aldığı yazıda geçmişin çileli yollarından bugünün iktidar gücüne uzanan süreçte, partiye sirayet eden 'eğri odunlara' ve 'Truva atlarına' karşı sert bir çıkış yaptı.

Omuzlardaki Yük: 'Cumhurbaşkanımızın Enerjisini İçimizdekiler Tüketti'

Tartışmanın fitilini ateşleyen ilk kıvılcım, Bilal Erdoğan'ın teşkilat ve siyaset dünyasına yönelttiği ağır eleştiriler olmuştu. Erdoğan'ın, 'İçimizdeki fitnelerle, kaypaklarla, hainlere verdiğimiz primlerle Cumhurbaşkanımızın gücünü azalttık' sözleri, partideki 'emanetçi' ve 'fırsatçı' profillere karşı bir savaş ilanıydı.

Bülent Turan, Yeni Şafak'taki yazısıyla bu eleştiriyi bir adım öteye taşıyarak; Erdoğan'ın işaret ettiği o 'prim verilen' kesimlerin partinin üzerine nasıl bir maliyet bindirdiğini rakamsız ama ağır bir dille analiz etti.

'Kaypaklar' Gidiyor, 'Eğri Odunlar' Atılıyor

Turan'ın yazısında kullandığı 'Taptuk'un dergahına eğri odun yakışmaz' ifadesi, Bilal Erdoğan'ın 'kaypaklar' nitelemesiyle tam bir semantik uyum içerisinde. Her iki isim de aynı noktaya parmak basıyor:

Bilal Erdoğan: 'Prim verilen hainler' uyarısıyla kadro seçimindeki hatalara odaklanıyor.

Bülent Turan: 'Dışarıdan eklemlenen parazitler' vurgusuyla, iktidar gücünü kişisel ticari ve sosyal ikballeri için kullananların tasfiye edilmesi gerektiğini savunuyor.

Kapattığımız Köşeden Gol Yiyoruz: Truva Atları

Turan, Bilal Erdoğan'ın bahsettiği 'iç fitneyi' daha somut bir düzleme, 'Truva Atları' metaforuna taşıdı. Partinin ahlaki iddiasına uymayan kişilerin sebep olduğu adli ve etik krizlerin faturasının doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kesilmesine isyan eden Turan, 'Bizim olmayan çürük elmalar yüzünden sanık sandalyesine oturmamalıyız' diyerek 'iç temizlik' mesajını perçinledi.

Taptuk Emre'nin Dergahı ve 'Eğri Odun' Metaforu

Yazının en dikkat çekici bölümü, Anadolu irfanının temel taşlarından Yunus Emre üzerinden verilen mesaj oldu. Turan, iktidar gücüyle başı dönenlere ve partiyi kişisel ikbali için kullananlara karşı şu tarihi resti çekti:

İnce Eleme Çağrısı: 'Kime destek verdiğimize, kimlerle yan yana geldiğimize dikkat etmemiz lazım.'

Eğri Odun Yakışmaz: 'Dergha hep doğru odunları seçip getiren Yunus Emre'nin dediği gibi Milletin Evi olan AK Parti'ye eğrileri, yanlışları sokmamak bizim hassasiyetimiz olmalı.'

1991 Ruhundan Güncel Paragrafa: 'Biz Bu Yolu Coplanarak Açtık'

Yazısına maziden bir projeksiyon tutarak başlayan Turan, AK Parti'nin sadece bir seçim başarısı değil, bir 'bedel ödeme hikayesi' olduğunu vurguladı. 1991 ve 1994 seçimlerindeki kamyon kasasındaki afişleme çalışmalarından, 28 Şubat'ın üniversite kapılarındaki coplu müdahalelerine kadar uzanan süreci hatırlatan Turan, 'Biz uzun bir hikyenin, hl yazılmaya devam eden güncel paragrafıyız' diyerek davanın sürekliliğine dikkat çekti.

Siyasette 'Dikenli Yol' Restorasyonu

Bu iki isimden gelen eş zamanlı mesajlar, AK Parti'de yaklaşan kongre süreci öncesinde radikal bir değişimin sinyali olarak görülüyor. Turan'ın 'Ayağını seven gelmesin' çıkışı, Bilal Erdoğan'ın 'Cumhurbaşkanımızın enerjisini azalttılar' siteminin bürokratik ve siyasi bir karşılığı niteliğinde:

'Siyaset artık bir 'nimet' devşirme alanı değil, yeniden bir 'bedel ödeme' alanı haline getirilmek isteniyor.'

Analiz: Bu Bir 'Fabrika Ayarlarına Dönüş' Hamlesi mi?

Kulislerde konuşulanlara göre; Bilal Erdoğan'ın 'içerideki kaypaklar' söylemi ile Bülent Turan'ın 'çizgimiz kalemizdir' manifestosu, AK Parti'nin 2028 yolculuğu öncesinde bagajlarını boşaltma isteğinin bir tezahürü. Bu söylem birliği, sadece muhalefete karşı değil, parti bünyesine sızmış 'menfaat gruplarına' karşı da bir savunma hattı kurulduğunu gösteriyor.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme