Bak şu Konuşana... Fatih Akın Ne İşler İçindesin ?
Fatih Akın'ın bu itirafı, ünlü yönetmenin Türkiye aleyhine bir algı yönetimi uyguladığı yönündeki şüpheleri de güçlendirdi. Sözde soykırım iddialarını içeren bir filmi Osman Kavala gibi tartışmalı bir ismin finanse etmesi ve bu durumun menajerinin tutuklanmasına yol açması, Akın'ın Türkiye'ye yönelik eleştirel tutumunun ardındaki nedenleri sorgulatır hale geldi.
Almanya'da yaşayan ünlü yönetmen Fatih Akın, menajeri Ayşe Barım'ın 'hükümeti devirmeye teşebbüs' suçlamasıyla tutuklanmasının ardından adeta 'baklayı ağzından çıkardı'. Türkiye'ye dönmesi halinde hapse girmekten korktuğunu söyleyen Akın, verdiği çarpıcı röportajda, sözde Ermeni soykırımı iddialarını içeren filmi 'Kesik'in finansmanının Osman Kavala tarafından sağlandığını ve menajeri Barım'ın tutuklanmasına neden olan görüşmelerin bu filmle ilgili olduğunu itiraf etti. Akın'ın bu açıklamaları, Türkiye'ye yönelik bir algı yönetimi uyguladığına dair iddiaları da beraberinde getirdi.
'Duvara Karşı', 'Paramparça' ve 'Köprüyü Geçmek' gibi filmlerle tanınan Fatih Akın, AFP'ye yaptığı açıklamada, 12 yıl önceki Gezi Parkı protestolarıyla ilgili suçlamalara maruz kalan menajeri Ayşe Barım'ın 'tamamen apolitik ve masum' olduğunu iddia etse de, Barım'ın tutuklanmasının ardındaki gerçek nedenlere ışık tuttu.
'Kavala Filmimi Finanse Etti, Ayşe Benim Yüzümden Hapiste'
Akın, menajeri Ayşe Barım'ın tutuklanmasına neden olan 'Osman Kavala ile 39 kez konuşmuş olması' iddiasıyla ilgili çarpıcı bir itirafta bulundu. 'O 39 konuşma, 'Kesik' filmim (Osmanlı dönemindeki Ermeni katliamına değinen) nedeniyle oldu, çünkü Kavala filmin bir kısmını finanse etti ve o da (Barım) beni yönetiyor. Yani benim yüzümden konuştular ve şimdi ikisi de hapiste. Bağlantı noktası benim' diyerek, sözde soykırım iddialarını içeren filminin finansmanının Kavala tarafından sağlandığını ve menajerinin bu ilişki nedeniyle hedef haline geldiğini açıkça ifade etti.
'Türkiye İçin Algı Yönetimi: Korkuyorum'
Akın'ın 'Eğer onu hapse atıyorlarsa, ne oluyor burada? O yüzden oraya gitmesem daha iyi. Risk almak istemiyorum' şeklindeki ifadeleri ise, Türkiye'ye dönmesi halinde kendisinin de benzer suçlamalarla karşı karşıya kalmaktan duyduğu derin korkuyu gözler önüne serdi.
'Onların Farklı Değerleri Var, Bu Şok Edici'
Ailesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ınki gibi Karadeniz bölgesinden geldiğini belirten Akın'ın, Türkiye'deki yargı süreçlerine yönelik 'Onların farklı değerleri var, bu şok edici' şeklindeki yorumu ise, Batı merkezli bir bakış açısıyla Türkiye'ye yönelik eleştirel bir tavır sergilediği şeklinde değerlendirildi.
Altın Küre ve Altın Ayı ödüllerinin sahibi olan 51 yaşındaki yönetmen, savcıların kendisinin de Erdoğan'ı devirmek için komplo kuran 'çetenin bir parçası' olduğunu iddia etmeye çalışacaklarından şüphelendiğini dile getirerek, korkularının ne denli derin olduğunu bir kez daha vurguladı.
Fatih Akın'ın bu çarpıcı itirafları ve Türkiye'ye yönelik algı yönetimi uyguladığına dair şüpheler, önümüzdeki günlerde kamuoyunda geniş yankı uyandıracağa benziyor. Özellikle sözde Ermeni soykırımı iddialarını içeren bir filmin finansmanının Osman Kavala tarafından sağlanması ve bu durumun menajerinin tutuklanmasına neden olması, meselenin farklı boyutlarını da gözler önüne seriyor.