- Haberler
- Pol-Analiz
- Ah Şara, Başın Düştü mü Dara ?
Ah Şara, Başın Düştü mü Dara ?
Suriye'deki askeri ve siyasi durum, ABD'nin diplomatik girişimleriyle yeni bir boyut kazanırken, bölgedeki aktörler arasındaki gerilim tırmanıyor. The National gazetesinin haberine göre, Amerika Birleşik Devletleri, Suriye hükümeti ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasındaki olası bir çatışmayı önlemek için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor.
Suriye'deki olaylar son 72 saatte artış gösterdi. Şam yönetimi, DSG kontrolündeki bölgelerde roketatar gibi silahlar ele geçirdiğini iddia ederken, DSG bu suçlamaları reddetti. Aynı zamanda Türkiye'ye ait savaş uçakları da Fırat üzerindeki DSG mevzilerini bombaladı. Bu gelişmeler, bölgenin ne kadar hassas bir dengede olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
ABD'nin Değişen Politikası: Özerklik Tartışmaları
Washington'dan gelen bilgilere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Kürtlere yönelik tutumunda önemli bir değişim yaşanıyor. Daha önce Kürtlerin özerklik taleplerine mesafeli duran ABD'nin, artık merkezi olmayan bir yönetim modeline daha sıcak baktığı belirtiliyor. Bu strateji değişikliğinin, Suriye hükümetinin Dürzi nüfusun yaşadığı Süveyda vilayetinde yüzlerce sivili öldürmesinin ardından geldiği ifade ediliyor.
Ancak ABD'li yetkililer, DSG'yi İsrail'in Dürzi azınlığa sağladığına benzer bir koruma beklememeleri konusunda uyarıyor. Washington, Şam ile bir uzlaşma için DSG'nin petrol ve tarım açısından zengin doğu bölgelerindeki kontrolünü bırakmasını şart koşuyor.
Suriye ve Türkiye'nin Tutumu
Haberde, Suriye yönetiminin ve Türkiye'nin bu sürece olan yaklaşımları da ele alınıyor. Suriye hükümeti, ülkenin enerji kaynaklarının büyük bir kısmını elinde tutan DSG'nin dağıtılmasını isterken, merkezi bir devlet yapısından taviz vermiyor. Öte yandan Türkiye, DSG'yi bir terör örgütü olarak görüyor ve Suriye'de Kürtlere yetki verilmesine karşı çıkıyor.
Bir Batılı diplomat, durumun karmaşıklığını şu sözlerle özetliyor: "Suriye hükümeti yetki devrini kabul etse bile Türkiye buna karşı çıkacaktır ve Şam, Ankara'ya karşı gelemez." Bu durum, ABD'nin arabuluculuk çabalarını daha da zorlaştırıyor. Kürt siyasetçi İlham Ahmed'in, bölgenin geleceği hakkında yeni görüşmeler için Şam'a gideceği belirtiliyor.
Özetle: Kim Ne Yapıyor?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
- Rolü: Suriye hükümeti ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında arabuluculuk yapmaya çalışıyor.
- Yeni Politikası: Daha önce Kürtlere karşı mesafeli olan ABD Dışişleri Bakanlığı, artık Kürtlerin merkezi olmayan bir yönetim talebine daha sıcak bakıyor. Bu politika değişikliği, Suriye hükümetinin sivilleri öldürdüğü Süveyda'daki olaylardan sonra geldi.
- Beklentisi: DSG'den, Şam ile uzlaşma için kontrolündeki petrol bölgelerini bırakmasını bekliyor. ABD, Kürtlere İsrail'in Dürzi azınlığa sağladığına benzer bir koruma sağlamayacağını da belirtiyor.
Suriye Hükümeti
- Hedefi: Ülkenin petrol ve buğday gibi temel kaynaklarının bulunduğu doğu bölgelerini, yani DSG'nin kontrolündeki alanları geri almak istiyor.
- Pozisyonu: Merkezi bir devlet yapısını savunuyor ve Kürtlere yetki devrini kabul etmiyor.
Demokratik Suriye Güçleri (DSG)
- Gücü: Suriye'nin enerji ve tarım kaynaklarının büyük bir bölümünü kontrol ediyor.
- Pozisyonu: Suriye hükümetine güvenmiyor ve dağıtılmayı reddediyor. Süveyda'daki kanlı olaylardan sonra taviz verme konusunda daha da kararlı hale geldiler.
- Girişimleri: Liderleri İlham Ahmed ve Mazlum Abdi, ABD'li yetkililerle görüşmeler yaparak durumlarını korumaya çalışıyor.
Türkiye
- Kaygısı: DSG'yi bir güvenlik tehdidi olarak görüyor.
- Pozisyonu: Suriye'de Kürtlere ve diğer azınlıklara yetki verebilecek herhangi bir merkezi olmayan yönetim sistemine karşı çıkıyor.
- Eylemi: Fırat üzerinde, DSG'ye ait mevzileri bombalıyor.
Bu aktörlerin farklı hedefleri, Suriye'deki krizin çözümünü zorlaştırmaya devam ediyor. Özellikle ABD'nin politikası, hem kendi beklentileri hem de diğer aktörlerin tutumu nedeniyle karmaşık bir hal alıyor.
