ABD'nin Yeni Hamlesi! Suriye'de Tehlikeli Oyun

Suriye'deki iç çatışmalar derinleşirken, Süveyda'da yaşanan katliamlar ve sahil bölgesindeki Alevilere yönelik saldırılar, ülkenin mezhepsel fay hatlarını daha da belirginleştiriyor. Uzmanlar, bu olayların ardında "uluslararası himaye veya İsrail silahı" arayışlarının yattığını ve bunun, İsrail'in Suriye'yi bölme planlarına hizmet ettiğini dile getiriyor. Ancak dikkat çekici olan, Türkiye'de de bazı medya organlarının bu ayrıştırmaya çanak tutan, hatta skandal iftiralarla dolu yayınlar yapması!

"Nusayri" İftirasıyla Aleviler Hedefte: İsrail Destekli Mi Gösteriliyorlar?

Prof. Dr. Mehmet Yuva'nın Aydınlık Gazetesi'ndeki analizine göre, bazı ana akım ve hükümete yakın medyanın, Suriye'deki Alevileri "Nusayri" olarak etiketlemesi ve "İsrail, sahil bölgesindeki Nusayrilere helikopterlerle silah indirdi" gibi akıl almaz iddialarda bulunması büyük tepki çekiyor. Bu skandal söylemlerin, Suriye milletinin asli unsurlarından olan Alevileri, İsrail tarafından desteklenen ve silahlandırılan bir kitle gibi gösterme amacını taşıdığı belirtiliyor.

Yuva, bu iddiaları ortaya atanlara seslenerek, "Ellerinde bu iddiayı ispatlayacak görüntüsü, belgesi, delili, şahitleri varsa paylaşsınlar köşemizden biz de yer verelim" çağrısında bulunuyor. Bu tür asılsız söylemlerin, Hz. Muhammed'in "Fitne katliamdan (cinayetten) daha şiddetlidir" sözüyle belirtilen büyük bir fitne olduğu vurgulanıyor. Türkiye medyasının, Suriye'deki gerçek durumu çarpıtarak, zaten hassas olan mezhepsel dengeleri daha da bozma potansiyeli taşıdığına dikkat çekiliyor.

Thomas Barrack'ın Perde Arkasındaki Rolü: "Yeni Orta Doğu"nun Yeni Yüzü!

Suriye'deki gelişmelerde ABD'nin rolü de sıkça tartışılan konular arasında. Eski ABD Başkanı Trump'ın Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack'ın, "tek millet, tek devlet, tek ordu, tek Suriye istediği" ve hatta "İsrail'in güçlü ulusal devletler istemediğini ve bölünmüş bir Suriye arzu ettiğini" söylediği yönündeki iddialar gündemdeki yerini koruyor. Ancak Prof. Dr. Yuva, bu söylemlerin büyük bir propaganda olduğunu ve Barrack'ın, Sykes-Picot gibi sömürgeci anlaşmaları eleştirmesine rağmen, aslında "Yeni Orta Doğu" projesine hizmet ettiğini belirtiyor. "Hak söyler, şer amaçlar" sözüyle bu durumu özetleyen Yuva, Barrack'ın görevinin de sona erebileceğine işaret ediyor.

ABD'den Şaşırtıcı Hamle: Dürzi-Arap-Kürt Hibriti Aday!

Prof. Dr. Yuva'nın analizine göre, Pentagon, CIA ve ABD Gaziler Dernekleri, Thomas Barrack yerine Suriye ve bölge için daha uygun bir aday olarak 34 yaşındaki İbrahim Hamada'yı Trump'a önermiş. Annesinin Dürzi, babasının Arap, büyükannesinin Kürt Amerikalı olmasıyla dikkat çeken Hamada'nın, "İsrail'in can suyu olan Abraham anlaşmalarına sokacak isme sahip olduğu" belirtiliyor. Bu durum, ABD'nin Suriye'de etnik ve mezhepsel çeşitliliği barındıran yeni bir denge arayışında olduğu izlenimini yaratıyor. Hamada'nın "Dürzi, Arap, Kürt halkların demokrasisi için de uygun kökene sahip" olduğu vurgulanırken, bu atamanın Suriye'nin geleceğinde nasıl bir rol oynayacağı merak konusu.

Suriye Bölünüyor Mu? Süveyda ve Kıbrıs Benzerliği!

Prof. Dr. Yuva, Süveyda'da Ahmed Şara'nın liderliğindeki "ateşkes" anlaşmasının Suriye'nin demografik yapısını değiştirecek tehlikeli adımlar içerdiğini ifade ediyor. Anlaşma gereği, Süveyda vilayetindeki askeri ve idari varlığın Dürzilere bırakılması ve sadece Dürzilerin bu bölgeye yerleşebilmesi, Suriye'nin parçalanmasına yönelik bir adım olarak görülüyor.

Bu durumun, yakın tarihte Kıbrıs'ta İngilizler ve yerel işbirlikçileri tarafından uygulanan ve adayı ikiye bölen stratejiye benzediği belirtiliyor. Suriye'de de benzer şekilde, önce Halep, Hama ve Humus gibi şehirlerde Alevilere yönelik sistematik saldırılarla, Alevi ve Hristiyanların kendilerini daha güvenli hissedecekleri sahil bölgesine göç etmeleri sağlandı. Şimdi ise benzer bir uygulamanın Dürzilerin Suriye'nin güneyine çekilmesi için yapıldığı vurgulanıyor.